Kahverengi Benlere Dikkat
Gözde İzmir Hastanesi doktorlarından Dermatoloji Uzmanı Dr. Cengiz Bıçakçı, herkesin öncelikle kendi kendinin doktoru olması gerektiğini, bu amaçla hastalara verdikleri eğitimle vücutlarındaki benleri risk faktörlerine göre puanlandırmayı öğrettiklerini söyledi. Bıçakçı, "Sağlığımız açısından tehlikeli olabilecekler öncelikle kahverengi benlerdir" dedi.
Gözde İzmir Hastanesi doktorlarından Dermatoloji Uzmanı Dr. Cengiz Bıçakçı, vücuttaki benler hakkında bazı bilgiler aktardı. Hastaların benlerine renk, şekil değişikliği gibi özellikleri açısından puan verildiğini belirten Dr. Bıçakçı, benlere gruplandırmalar yapıldığını da söyledi.
Bıçakçı, "Benleri kontrol edip, ‘riskli’, ‘izlenmesi gereken’ , ‘derhal alınması gereken’ gibi gruplandırmalar yapıyoruz. Hasta bu konuda eğitimliyse olumsuz bir gelişme olduğunda vakit geçirmeden doktora başvuruyor” dedi.
KAHVERENGİ BENLER TEHLİKELİ OLABİLİYOR
’Ben’ deyince, halk arasında akla kahverengi benlerin geldiğini anlatan Bıçakçı, derideki renk, kıvam, şekil değişikliği gösteren her lezyonun bir ben olduğunu söyledi.
Deride çok sayıda farklı hücre olduğunu ve bunların her birinin ayrı ayrı benleri olduğunu belirten Dr. Bıçakçı, "Vücudumuzda kan benleri, renk yapan hücre benleri, yağ hücre benleri, ter hücre benleri gibi çok sayıda ben bulunuyor. Sağlığımız açısından tehlikeli olabilecekler öncelikle kahverengi benlerdir. Ancak bunu çok abartıp panik yapılmamalıdır. Çünkü, hemen herkeste bir veya birkaç tane ben vardır. Normalde bu benler kişilere zarar vermeden yaşam boyu bulunurlar. Bir benin kötüleşmesi, bir diğer ifadeyle kansere dönüşmesi açısından bazı ipuçları vardır. Kişinin adeta kendi kendinin doktoru olarak bu ipuçlarını öğrenmesi gerekiyor. Kliniğimizde, benlerinin kontrolü için gelen hastalarımıza kısa bir eğitim veriyoruz. Benlerinin büyüklüğü, şekli, renk dağılımı, deriden kabarık olup olmayışı ve bunun gibi özelliklerini bir puan sistemiyle değerlendirip, ‘riskli’, ‘izlenmesi gereken’ ya da ‘derhal alınması gereken’ bir ben olup olmadığını hem değerlendiriyor; hem de hastaya öğretiyoruz" şeklinde konuştu.
GEREKLİ GÖRÜLEN BENLER OPERASYONLA ALINIYOR
Eğitimlerle, benleri olan hastanın ne zaman ve hangi durumlarda geç kalmadan doktora başvurması gerektiğini amaçladıklarına dikkat çeken Dr. Cengiz Bıçakçı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu eğitimi alan hastalar, daha bilinçlenip benlerindeki herhangi bir olumsuz gelişmede vakit geçirmeden doktora başvurabiliyor. Çünkü böyle durumlarda zaman çok önemlidir. Benlerin izlenmesi gerekiyorsa, 6 ay veya yıllık periyotlarda izlenebilir. Benin alınması gerekiyorsa, alınıp patoloji tahliline gönderilir.”
Hastaları muayene ederek, gerekirse dermoskop isimli cihazlarla yapılan ayrıntılı incelemede şüpheli benleri belirlediklerini kaydeden Dr. Bıçakçı, gerekli gördükleri benlerin küçük bir operasyonla alındığını dile getirdi. Bildiğimiz kahverengi benlerle, melanom denilen deri kanseri arasında çok sıkı bir ilişki olmadığını vurgulayan Dr. Bıçakçı, "Ancak, ailesinde melanom olan kişiler normal benleri açısından sıkıca takip edilmelidir. Halk arasında, ‘Benler alınmaz, alınırsa daha kötü olur’ gibi bir inanış vardır. Bu tamamen yanlıştır. Gerekirse riskli benlerin alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Melanom dediğimiz kanser, normal bir deri alanında gelişebildiği gibi ne kadar tehlikeli olursa olsun, erken tanı ve tedavisi kesin hayat kurtarıcı olmaktadır" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Bıçakçı, "Benleri kontrol edip, ‘riskli’, ‘izlenmesi gereken’ , ‘derhal alınması gereken’ gibi gruplandırmalar yapıyoruz. Hasta bu konuda eğitimliyse olumsuz bir gelişme olduğunda vakit geçirmeden doktora başvuruyor” dedi.
KAHVERENGİ BENLER TEHLİKELİ OLABİLİYOR
’Ben’ deyince, halk arasında akla kahverengi benlerin geldiğini anlatan Bıçakçı, derideki renk, kıvam, şekil değişikliği gösteren her lezyonun bir ben olduğunu söyledi.
Deride çok sayıda farklı hücre olduğunu ve bunların her birinin ayrı ayrı benleri olduğunu belirten Dr. Bıçakçı, "Vücudumuzda kan benleri, renk yapan hücre benleri, yağ hücre benleri, ter hücre benleri gibi çok sayıda ben bulunuyor. Sağlığımız açısından tehlikeli olabilecekler öncelikle kahverengi benlerdir. Ancak bunu çok abartıp panik yapılmamalıdır. Çünkü, hemen herkeste bir veya birkaç tane ben vardır. Normalde bu benler kişilere zarar vermeden yaşam boyu bulunurlar. Bir benin kötüleşmesi, bir diğer ifadeyle kansere dönüşmesi açısından bazı ipuçları vardır. Kişinin adeta kendi kendinin doktoru olarak bu ipuçlarını öğrenmesi gerekiyor. Kliniğimizde, benlerinin kontrolü için gelen hastalarımıza kısa bir eğitim veriyoruz. Benlerinin büyüklüğü, şekli, renk dağılımı, deriden kabarık olup olmayışı ve bunun gibi özelliklerini bir puan sistemiyle değerlendirip, ‘riskli’, ‘izlenmesi gereken’ ya da ‘derhal alınması gereken’ bir ben olup olmadığını hem değerlendiriyor; hem de hastaya öğretiyoruz" şeklinde konuştu.
GEREKLİ GÖRÜLEN BENLER OPERASYONLA ALINIYOR
Eğitimlerle, benleri olan hastanın ne zaman ve hangi durumlarda geç kalmadan doktora başvurması gerektiğini amaçladıklarına dikkat çeken Dr. Cengiz Bıçakçı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu eğitimi alan hastalar, daha bilinçlenip benlerindeki herhangi bir olumsuz gelişmede vakit geçirmeden doktora başvurabiliyor. Çünkü böyle durumlarda zaman çok önemlidir. Benlerin izlenmesi gerekiyorsa, 6 ay veya yıllık periyotlarda izlenebilir. Benin alınması gerekiyorsa, alınıp patoloji tahliline gönderilir.”
Hastaları muayene ederek, gerekirse dermoskop isimli cihazlarla yapılan ayrıntılı incelemede şüpheli benleri belirlediklerini kaydeden Dr. Bıçakçı, gerekli gördükleri benlerin küçük bir operasyonla alındığını dile getirdi. Bildiğimiz kahverengi benlerle, melanom denilen deri kanseri arasında çok sıkı bir ilişki olmadığını vurgulayan Dr. Bıçakçı, "Ancak, ailesinde melanom olan kişiler normal benleri açısından sıkıca takip edilmelidir. Halk arasında, ‘Benler alınmaz, alınırsa daha kötü olur’ gibi bir inanış vardır. Bu tamamen yanlıştır. Gerekirse riskli benlerin alınmasının hiçbir sakıncası yoktur. Melanom dediğimiz kanser, normal bir deri alanında gelişebildiği gibi ne kadar tehlikeli olursa olsun, erken tanı ve tedavisi kesin hayat kurtarıcı olmaktadır" diye konuştu.