Memur-Sen Açıklaması 'İş Güvencesine Dokunan Değil, Yeni Türkiye İçin Güven Oluşturan İktidar İstiyoruz'
Memur-Sen Konfederasyonu, Türkiye’nin en büyük emek hareketi ve yetkili konfederasyon olarak iş güvencesinin sadece kırmızı çizgi değil, büyük Türkiye’nin güvencesi olarak görüldüğünü ve iş güvencesine dokundurtulmayacağını bildirdi.
Memur-Sen Konfederasyonu, son günlerde gündeme getirilen "iş güvencesi" konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Tarihi tecrübemiz göstermektedir ki güçlü memur güçlü devlet demektir. Güçlü memur, proje demektir, kaliteli hizmet demektir. Güçlü memur, güçlü demokrasi demektir. Güçlü memur, güçlü ekonomi demektir. Güçlü memur, bölgesel güç demektir. Güçlü memur, küresel güç demektir. Sosyal güvenliği yetersiz, iş güvencesiz taşeron işçiyle büyük devlet olunmaz, olunamaz, büyük devlet olma hayali bile kurulamaz" denildi.
Güçlü memurun olmazsa olmazının ise iş güvencesi olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
"İş güvencesi, büyük Memur-Sen ailesinin ve bütün kamu görevlilerinin kırmızı çizgisidir. Kamu görevlilerinin bu kırmızı çizgisinin erozyona uğratılmasına, aşılmasına, etrafından dolanılmasına asla müsaade etmeyiz, izin vermeyiz. Bu kapsamda henüz hükümet dahi kurulmamışken iktidar partisinin bazı milletvekillerince yapılan iş güvencesinin kaldırılacağına yönelik sorumsuz açıklamaları esefle karşılıyoruz. Kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışıldığı, tartışılacağı ya da sona erdirileceği algısı uyandıracak kavramların kullanılması, açıklamaların yapılması çalışma hayatının ve toplumsal barışın dinamitlenmesidir. Oysa milletimiz ve biz, 26. Dönem TBMM’den ve 64. Hükümetten toplumsal uzlaşmayı sağlamasını ve yeni Türkiye yolculuğunu hızlandırılmasını bekliyoruz. Kamu görevlilerinin ve toplumun huzurunu bozacak benzeri açıklamalardan bu çerçevede vazgeçilmelidir. 3. Dönem Toplu Sözleşmesiyle 4/C’lilerin, 4/B’lilerin ve üniversite mezunu işçilerin kadroya alınması yönünde çalışma başlamışken, 1 Kasım seçimlerinde asli işlerde istihdam edilen taşeronların kadroya alınması sözü verilmişken ve seçim beyannamesinde kamu görevlilerinin iş güvencesiyle ilgili bir tespite ve teklife yer verilmemişken kamu görevlilerinin iş güvencesini tartışmaya açmak çelişkidir, abesle iştigaldir, enerji kaybıdır, zaman israfıdır. Bu tartışmaları doğru da bulmuyoruz."
Bu kapsamda 64. Hükümetin programında kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışılmayacağına dair teminata kesin bir ifadeyle yer verilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Aksi taktirde çalışma barışı ve toplumsal huzurun bozulmasının zemini oluşturulacaktır ki, bu yeni Türkiye hedefinden uzaklaşma anlamına gelecektir. İktidarın hedefi, iş güvencesini kaldırmak olmamalı, güçlendirmek olmalıdır. Kamu personel sistemi, iş güvencesi temelinde kadrolu istihdam odaklı, kamu görevlilerine güveni esas alan anlayışla kariyer ve liyakat odaklı olarak güçlendirilmelidir. Kamu hizmetleri alanında asli ve süreklilik niteliğinin asıl, geçici faaliyet kurgusunun istisna olduğu anlayışıyla geçici personel ve sözleşmeli personel istihdamına kısmen yer verilmeli, kamu hizmetleri alanında taşeron çalıştırma uygulamalarına bütünüyle son verilmelidir. Türkiye’nin en büyük emek hareketi ve yetkili konfederasyon olarak iş güvencesini sadece kırmızı çizgimiz olarak değil, büyük Türkiye’nin güvencesi olarak da görüyoruz. Bu kapsamda sessiz kalmayacağız, iş güvencesine dokundurtmayız. Bu hassasiyetlerimizi ve iş güvencemizi sonuna kadar koruyacağız."
Kaynak: İHA
Güçlü memurun olmazsa olmazının ise iş güvencesi olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
"İş güvencesi, büyük Memur-Sen ailesinin ve bütün kamu görevlilerinin kırmızı çizgisidir. Kamu görevlilerinin bu kırmızı çizgisinin erozyona uğratılmasına, aşılmasına, etrafından dolanılmasına asla müsaade etmeyiz, izin vermeyiz. Bu kapsamda henüz hükümet dahi kurulmamışken iktidar partisinin bazı milletvekillerince yapılan iş güvencesinin kaldırılacağına yönelik sorumsuz açıklamaları esefle karşılıyoruz. Kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışıldığı, tartışılacağı ya da sona erdirileceği algısı uyandıracak kavramların kullanılması, açıklamaların yapılması çalışma hayatının ve toplumsal barışın dinamitlenmesidir. Oysa milletimiz ve biz, 26. Dönem TBMM’den ve 64. Hükümetten toplumsal uzlaşmayı sağlamasını ve yeni Türkiye yolculuğunu hızlandırılmasını bekliyoruz. Kamu görevlilerinin ve toplumun huzurunu bozacak benzeri açıklamalardan bu çerçevede vazgeçilmelidir. 3. Dönem Toplu Sözleşmesiyle 4/C’lilerin, 4/B’lilerin ve üniversite mezunu işçilerin kadroya alınması yönünde çalışma başlamışken, 1 Kasım seçimlerinde asli işlerde istihdam edilen taşeronların kadroya alınması sözü verilmişken ve seçim beyannamesinde kamu görevlilerinin iş güvencesiyle ilgili bir tespite ve teklife yer verilmemişken kamu görevlilerinin iş güvencesini tartışmaya açmak çelişkidir, abesle iştigaldir, enerji kaybıdır, zaman israfıdır. Bu tartışmaları doğru da bulmuyoruz."
Bu kapsamda 64. Hükümetin programında kamu görevlilerinin iş güvencesinin tartışılmayacağına dair teminata kesin bir ifadeyle yer verilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Aksi taktirde çalışma barışı ve toplumsal huzurun bozulmasının zemini oluşturulacaktır ki, bu yeni Türkiye hedefinden uzaklaşma anlamına gelecektir. İktidarın hedefi, iş güvencesini kaldırmak olmamalı, güçlendirmek olmalıdır. Kamu personel sistemi, iş güvencesi temelinde kadrolu istihdam odaklı, kamu görevlilerine güveni esas alan anlayışla kariyer ve liyakat odaklı olarak güçlendirilmelidir. Kamu hizmetleri alanında asli ve süreklilik niteliğinin asıl, geçici faaliyet kurgusunun istisna olduğu anlayışıyla geçici personel ve sözleşmeli personel istihdamına kısmen yer verilmeli, kamu hizmetleri alanında taşeron çalıştırma uygulamalarına bütünüyle son verilmelidir. Türkiye’nin en büyük emek hareketi ve yetkili konfederasyon olarak iş güvencesini sadece kırmızı çizgimiz olarak değil, büyük Türkiye’nin güvencesi olarak da görüyoruz. Bu kapsamda sessiz kalmayacağız, iş güvencesine dokundurtmayız. Bu hassasiyetlerimizi ve iş güvencemizi sonuna kadar koruyacağız."