Disleksi Çocukların Okul Başarısını Olumsuz Etkiliyor
Özel öğrenme güçlüğü olarak tanımlanan ancak halk tarafından çok fazla bilinmeyen ve genellikle eğitim döneminde ailelerin dikkatini çeken disleksinin, çocukların okul başarısını olumsuz etkilediği bildirildi.
Disleksi Derneği Genel Başkan Yardımcısı Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Şen Kösem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gerekli eğitim ve öğretim ortamı oluşturulmasına karşın bireyin okul becerilerinin yaşıtlarına göre beklenenden önemli ölçüde ve ölçülebilir derecede altında kalması durumunun disleksi olarak tanımlandığını belirtti.
Disleksinin, sanıldığı gibi zeka sorunu değil öğrenme bozukluğu olduğunu vurgulayan Kösem, ailelerin disleksili çocuklarının yaşıtlarına göre ya da diğer kardeşlerine göre farklı gelişim gösterdiklerini fark edebildiğini ancak bu farklı gelişimin çok büyük bir sorun olarak ortaya çıkmadığı sürece normal olarak karşılandığını anlattı.
Kösem, çocukların, kardeşine ya da yaşıtlarına göre geç konuşmasının bir disleksi belirtisi olabileceğini ancak geç de olsa çocuk konuşabildiği için ailelerin genel olarak bu durumun üzerinde durmadığını ifade etti.
- Çocuğunuzda bu belirtiler varsa dikkat
Disleksinin doğuştan gelen yapısal bir sorun olduğuna, eğitim yöntemlerine ya da ebeveyn tutumlarına göre oluşmayacağına dikkati çeken Kösem, şunları kaydetti:
"Disleksinin belirtileri okul öncesi dönemde fark edilse bile genellikle ilkokula başlamayla birlikte okuma ve yazma sorunlarıyla tanı konmaktadır. Genel olarak, dislektik çocuklarda geç konuşma, olayları sırasıyla anlatamama, sıralı saymada güçlük çekme, sağını solunu karıştırma, düğme ilikleyememe, bisiklete binememe, tek başına oynamayı tercih etme, oyunları sürdürememe, çabuk sıkılma, hayvanlar veya uzay gibi özel ilgi alanlarına sahip olma belirtileri görülür. Bu çocuklarda çatal, makas kullanma ve bağcık bağlamada güçlük çekme, ayakkabılarını ters giyme, şekilleri tersten çizme, taşırmadan boyama yapamama, ilgi alanı dışındaki aktivitelere karşı isteksizlik, zıt kavramları öğrenememe, renkleri öğrenememe, karıştırma gibi belirtiler fark edilebilir."
- Okul çağı belirtileri
Kösem, çocuklardaki disleksinin genelde okul çağında fark edilebildiğini, bu dönemdeki en önemli belirtinin okul başarısının zekasına ve yaşına göre beklenenden düşük olması olduğunu söyledi.
Okul çağındaki dislektik çocukların sözlü sınavlarda daha başarılı, yazılı sınavlarda ise beklenenden başarısız olduğunu dile getiren Kösem, şöyle devam etti:
"Disleksinin okul çağındaki en önemli belirtileri, okumayı zor öğrenme, yavaş okuma, heceleyerek okumanın uzun sürmesi, p-b, b-d, k-t, y-h, 6-9, 2-5 gibi bazı harf ve rakamları yazarken veya okurken karıştırmadır. Bunların yanı sıra, ve-ev, çok-koç gibi bazı heceleri ters okuma, Ahmet yerine Temha gibi isimleri tersten yazma, okurken veya yazarken harf, hece atlama, kelimenin sonlarını uydurarak okumak olarak karşımıza çıkar. Bu çocuklar, noktalama işaretlerini okumada dikkate almaz, okumaya karşı isteksiz olur ancak başkası okuyunca daha iyi anlar, yazma ödevlerinden kaçınır. Ödevini yapmada isteksizlik yaşayan dislektik çocuk, sık sık dört işlem hatası yapar, toplama ve çarpma işaretlerini karıştırabilir, çarpım tablosunu öğrenemez, günleri, ayları veya alfabeyi sırasıyla sayamaz."
- Kendine güven sorunu
Beden eğitiminde başarısız olma, jest ve mimikleri anlamama, yanlış yapmaktan korkma, mesafe tahminin yapamama, sağını solunu karıştırmanın disleksinin belirtileri arasında yer aldığını aktaran Kösem, bu sorunlardan dolayı dislektik çocuklarda kendine güvensizlik probleminin ortaya çıktığını vurguladı.
Bu tür sorunlar yaşayan çocukların vakit kaybetmeden destek alması gerektiğinin altını çizen Kösem, "Disleksi belirtileri olan çocukların aileler tarafından çok iyi takip edilmesi ve vakit kaybetmeden biran önce uzman yardımı alınması gerekir. Aksi taktirde bireyler yaşamları boyunca ciddi zorluklarla karşılaşabilir" dedi.
Dr. Figen Şen Kösem, zamanında tanı konan ve gerekli eğitsel destekleri alan dislektiklerin başarılı ve kendine güvenli kişiler olabileceğini belirtti.
Doktor tarafından disleksi belirtileri tanımlanan öğrencilerin, hastanelerin vereceği sağlık kurulu raporuyla milli eğitim müdürlüklerine bağlı rehberlik araştırma merkezlerine başvurması gerektiğini aktaran Kösem, "Buradan alınacak rapor sonucunda disleksili öğrenci kendi okulunda sınıftaki derslerine ek olarak birebir eğitim alabilir. Ayrıca ücretsiz olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden de eğitim alma hakkına sahiptir" diye konuştu.
Kaynak: AA
Disleksinin, sanıldığı gibi zeka sorunu değil öğrenme bozukluğu olduğunu vurgulayan Kösem, ailelerin disleksili çocuklarının yaşıtlarına göre ya da diğer kardeşlerine göre farklı gelişim gösterdiklerini fark edebildiğini ancak bu farklı gelişimin çok büyük bir sorun olarak ortaya çıkmadığı sürece normal olarak karşılandığını anlattı.
Kösem, çocukların, kardeşine ya da yaşıtlarına göre geç konuşmasının bir disleksi belirtisi olabileceğini ancak geç de olsa çocuk konuşabildiği için ailelerin genel olarak bu durumun üzerinde durmadığını ifade etti.
- Çocuğunuzda bu belirtiler varsa dikkat
Disleksinin doğuştan gelen yapısal bir sorun olduğuna, eğitim yöntemlerine ya da ebeveyn tutumlarına göre oluşmayacağına dikkati çeken Kösem, şunları kaydetti:
"Disleksinin belirtileri okul öncesi dönemde fark edilse bile genellikle ilkokula başlamayla birlikte okuma ve yazma sorunlarıyla tanı konmaktadır. Genel olarak, dislektik çocuklarda geç konuşma, olayları sırasıyla anlatamama, sıralı saymada güçlük çekme, sağını solunu karıştırma, düğme ilikleyememe, bisiklete binememe, tek başına oynamayı tercih etme, oyunları sürdürememe, çabuk sıkılma, hayvanlar veya uzay gibi özel ilgi alanlarına sahip olma belirtileri görülür. Bu çocuklarda çatal, makas kullanma ve bağcık bağlamada güçlük çekme, ayakkabılarını ters giyme, şekilleri tersten çizme, taşırmadan boyama yapamama, ilgi alanı dışındaki aktivitelere karşı isteksizlik, zıt kavramları öğrenememe, renkleri öğrenememe, karıştırma gibi belirtiler fark edilebilir."
- Okul çağı belirtileri
Kösem, çocuklardaki disleksinin genelde okul çağında fark edilebildiğini, bu dönemdeki en önemli belirtinin okul başarısının zekasına ve yaşına göre beklenenden düşük olması olduğunu söyledi.
Okul çağındaki dislektik çocukların sözlü sınavlarda daha başarılı, yazılı sınavlarda ise beklenenden başarısız olduğunu dile getiren Kösem, şöyle devam etti:
"Disleksinin okul çağındaki en önemli belirtileri, okumayı zor öğrenme, yavaş okuma, heceleyerek okumanın uzun sürmesi, p-b, b-d, k-t, y-h, 6-9, 2-5 gibi bazı harf ve rakamları yazarken veya okurken karıştırmadır. Bunların yanı sıra, ve-ev, çok-koç gibi bazı heceleri ters okuma, Ahmet yerine Temha gibi isimleri tersten yazma, okurken veya yazarken harf, hece atlama, kelimenin sonlarını uydurarak okumak olarak karşımıza çıkar. Bu çocuklar, noktalama işaretlerini okumada dikkate almaz, okumaya karşı isteksiz olur ancak başkası okuyunca daha iyi anlar, yazma ödevlerinden kaçınır. Ödevini yapmada isteksizlik yaşayan dislektik çocuk, sık sık dört işlem hatası yapar, toplama ve çarpma işaretlerini karıştırabilir, çarpım tablosunu öğrenemez, günleri, ayları veya alfabeyi sırasıyla sayamaz."
- Kendine güven sorunu
Beden eğitiminde başarısız olma, jest ve mimikleri anlamama, yanlış yapmaktan korkma, mesafe tahminin yapamama, sağını solunu karıştırmanın disleksinin belirtileri arasında yer aldığını aktaran Kösem, bu sorunlardan dolayı dislektik çocuklarda kendine güvensizlik probleminin ortaya çıktığını vurguladı.
Bu tür sorunlar yaşayan çocukların vakit kaybetmeden destek alması gerektiğinin altını çizen Kösem, "Disleksi belirtileri olan çocukların aileler tarafından çok iyi takip edilmesi ve vakit kaybetmeden biran önce uzman yardımı alınması gerekir. Aksi taktirde bireyler yaşamları boyunca ciddi zorluklarla karşılaşabilir" dedi.
Dr. Figen Şen Kösem, zamanında tanı konan ve gerekli eğitsel destekleri alan dislektiklerin başarılı ve kendine güvenli kişiler olabileceğini belirtti.
Doktor tarafından disleksi belirtileri tanımlanan öğrencilerin, hastanelerin vereceği sağlık kurulu raporuyla milli eğitim müdürlüklerine bağlı rehberlik araştırma merkezlerine başvurması gerektiğini aktaran Kösem, "Buradan alınacak rapor sonucunda disleksili öğrenci kendi okulunda sınıftaki derslerine ek olarak birebir eğitim alabilir. Ayrıca ücretsiz olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden de eğitim alma hakkına sahiptir" diye konuştu.