'Türkiye'de Konut Sorunu Ve Konut Politikaları' Paneli
ANKARA - Kent Araştırmaları Enstitüsü Genel Direktörü Emir Osmanoğlu, Türkiye'de mevcut konut stoku sayısı ve kalitesi üzerindeki verilerin yeterli olmadığını belirterek, "Bu nedenle, konut politikaları oluşturulmadan önce, Türkiye'de gerçekte konut ihtiyacının ne kadar olduğu ve bu ihtiyacın kimler tarafından duyulduğu net ve ayrıntılı bir biçimde ortaya konmalıdır" dedi.
Gazi Üniversitesinde, Kent Araştırmaları Enstitüsünün İdealKent dergisi ile düzenlediği "Türkiye'de Konut Sorunu ve Konut Politikaları" isimli panelde konuşan Osmanoğlu, konut meselesinin Türkiye'nin ekonomik ve sosyal olarak en önemli sorunları arasında bulunduğunu söyledi.
Acil önlem çağrısında bulunan Osmanoğlu, Türkiye'de son 10 yıldır yapılan ciddi sosyal konut projelerine rağmen hala konuta erişimde orta düzeyde bir adaletsizliğin yaşandığını dile getirdi.
Osmanoğlu, konut bunalımı yaşanmaması için çeşitli finansman araçlarının geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Hazırlanan raporda, Türkiye şartlarında konut sorunuyla ilgili göze çarpan en önemli noktalar arasında farklı gelir gruplarının konuta erişiminde fırsat eşitsizliği mevcuttur. Türkiye'de genel bir kiralık konut politikası yoktur. Kentsel rant sorunu vardır ve bu durum, sosyal adaleti bozuyor. Ayrıca konut alanları Türkiye'de çarpık gelişiyor, kentlerimiz kimliksizleşiyor. Mevcut konut stokuyla ilgili de sağlıklı verisi bulunmamaktadır" diye konuştu.
- "Özellikle alt gelir grubu için konut projeleri üretilmeli"
Gelişmiş finans sistemine sahip ülkelerde gelir ve konut sahipliliği arasında sürekli ve doğrudan bir ilişkiden bahsetmek mümkünken, Türkiye'de bu tarz doğrudan bir ilişkinin olmadığını belirten Osmanoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de konut sahibi olmak sürekli gelirden daha çok, önceden elde edilmiş arsa sahipliliği, daha önceki ebeveynlerden elde edilmiş toprak, mülk, para gibi farklı dinamiklerin etkisi altındadır. Ayrıca, Türkiye koşullarında konut kredisi faiz oranlarının oldukça yüksek olması, konut kredisi sisteminin konut sahibi olmada özellikle alt-orta gelir grupları için çok yeni olanaklar sunmadığını göstermektedir. Sürekli gelire sahip olsa bile orta gelir grubunun konut sahibi olma şansı çok düşük, alt gelir grubu için ise neredeyse mümkün değildir. Bu duruma çözüm önerisi sağlamak amacıyla, özellikle alt gelir grubuna hitap eden sosyal konut projelerin sağlanması gerekmektedir. Toplu Konut İdaresinin bu anlamda çalışmaları varsa da henüz yeterli değildir."
- "Türkiye'de gerçekte konut ihtiyacı ayrıntılı bir biçimde ortaya konmalıdır"
Osmanoğlu, genel kiralık konut politikasına değinerek, konut sisteminde mülk konutun yanı sıra özel ve sosyal kiralık konut sektörünün bir arada desteklenmesi, kurumsallaşmış bir yapının oluşması gerektiğini vurguladı.
Artan kentsel rantın, konut fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu dile getiren Osmanoğlu, sadece barınma ihtiyacını gidermek için konut sahibi olmayı hedefleyen grup için bu olasılığın iyice düştüğünü bildirdi.
Osmanoğlu, "Türkiye konut dokusu mevcut coğrafyanın, iklimin ve kültürün izlerini taşırken, şimdi her ilde her coğrafyada aynı tip konutlar kentin kimliğini kaybetmesine neden olmaktadır. Bu durumun önlenmesi için, konut projelerinin, yöreye ait izleri taşımasına olanak vermek, patates baskısı gibi ortaya çıkan konut projeleri yerine o kentin kimliğini ortaya koyan, iyi tasarlanmış projelerin alması gereklidir" değerlendirmesinde bulundu.
Konut sorununda bir diğer noktanın, "Türkiye'de mevcut konut stokunun analizi sorunu" olduğunu kaydeden Osmanoğlu, "Ülkemizde mevcut konut stoku sayısı ve kalitesi üzerindeki veriler yeterli değildir. Bu nedenle, konut politikaları oluşturulmadan önce, Türkiye'de gerçekte konut ihtiyacının ne kadar olduğu ve bu ihtiyacın kimler tarafından duyulduğu net ve ayrıntılı bir biçimde ortaya konmalıdır. Bu anlamda mevcut konut stoku üzerine yapılacak ayrıntılı araştırmalar, gelecek konut projelerinin oluşturulmasında önemli bir alt veri oluşturabilecektir" diye konuştu.
Kaynak: AA
Acil önlem çağrısında bulunan Osmanoğlu, Türkiye'de son 10 yıldır yapılan ciddi sosyal konut projelerine rağmen hala konuta erişimde orta düzeyde bir adaletsizliğin yaşandığını dile getirdi.
Osmanoğlu, konut bunalımı yaşanmaması için çeşitli finansman araçlarının geliştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Hazırlanan raporda, Türkiye şartlarında konut sorunuyla ilgili göze çarpan en önemli noktalar arasında farklı gelir gruplarının konuta erişiminde fırsat eşitsizliği mevcuttur. Türkiye'de genel bir kiralık konut politikası yoktur. Kentsel rant sorunu vardır ve bu durum, sosyal adaleti bozuyor. Ayrıca konut alanları Türkiye'de çarpık gelişiyor, kentlerimiz kimliksizleşiyor. Mevcut konut stokuyla ilgili de sağlıklı verisi bulunmamaktadır" diye konuştu.
- "Özellikle alt gelir grubu için konut projeleri üretilmeli"
Gelişmiş finans sistemine sahip ülkelerde gelir ve konut sahipliliği arasında sürekli ve doğrudan bir ilişkiden bahsetmek mümkünken, Türkiye'de bu tarz doğrudan bir ilişkinin olmadığını belirten Osmanoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de konut sahibi olmak sürekli gelirden daha çok, önceden elde edilmiş arsa sahipliliği, daha önceki ebeveynlerden elde edilmiş toprak, mülk, para gibi farklı dinamiklerin etkisi altındadır. Ayrıca, Türkiye koşullarında konut kredisi faiz oranlarının oldukça yüksek olması, konut kredisi sisteminin konut sahibi olmada özellikle alt-orta gelir grupları için çok yeni olanaklar sunmadığını göstermektedir. Sürekli gelire sahip olsa bile orta gelir grubunun konut sahibi olma şansı çok düşük, alt gelir grubu için ise neredeyse mümkün değildir. Bu duruma çözüm önerisi sağlamak amacıyla, özellikle alt gelir grubuna hitap eden sosyal konut projelerin sağlanması gerekmektedir. Toplu Konut İdaresinin bu anlamda çalışmaları varsa da henüz yeterli değildir."
- "Türkiye'de gerçekte konut ihtiyacı ayrıntılı bir biçimde ortaya konmalıdır"
Osmanoğlu, genel kiralık konut politikasına değinerek, konut sisteminde mülk konutun yanı sıra özel ve sosyal kiralık konut sektörünün bir arada desteklenmesi, kurumsallaşmış bir yapının oluşması gerektiğini vurguladı.
Artan kentsel rantın, konut fiyatlarının yükselmesine neden olduğunu dile getiren Osmanoğlu, sadece barınma ihtiyacını gidermek için konut sahibi olmayı hedefleyen grup için bu olasılığın iyice düştüğünü bildirdi.
Osmanoğlu, "Türkiye konut dokusu mevcut coğrafyanın, iklimin ve kültürün izlerini taşırken, şimdi her ilde her coğrafyada aynı tip konutlar kentin kimliğini kaybetmesine neden olmaktadır. Bu durumun önlenmesi için, konut projelerinin, yöreye ait izleri taşımasına olanak vermek, patates baskısı gibi ortaya çıkan konut projeleri yerine o kentin kimliğini ortaya koyan, iyi tasarlanmış projelerin alması gereklidir" değerlendirmesinde bulundu.
Konut sorununda bir diğer noktanın, "Türkiye'de mevcut konut stokunun analizi sorunu" olduğunu kaydeden Osmanoğlu, "Ülkemizde mevcut konut stoku sayısı ve kalitesi üzerindeki veriler yeterli değildir. Bu nedenle, konut politikaları oluşturulmadan önce, Türkiye'de gerçekte konut ihtiyacının ne kadar olduğu ve bu ihtiyacın kimler tarafından duyulduğu net ve ayrıntılı bir biçimde ortaya konmalıdır. Bu anlamda mevcut konut stoku üzerine yapılacak ayrıntılı araştırmalar, gelecek konut projelerinin oluşturulmasında önemli bir alt veri oluşturabilecektir" diye konuştu.