Jinekolojik Kanserlere Dikkat
Jinekolog Op. Dr. Rami Asker, günümüzde kadınlarda görülen jinekolojik kanserlerde artış yaşandığını belirterek, “Dolayısıyla jinekolojik kanserlere yol açan risk faktörlerini iyi tanımak lazım. Çünkü bunun bu kanserlerden korunmada hayati önemi vardır” dedi.
Jinekolojik kanserler için sigaranın bir risk faktörü olduğunu kaydeden Dr. Asker, “Ayrıca cinsel yolla bulaşan hastalıklar, erken yaşta cinsel ilişki, kocası çok partnerli kadınlar ve düşük sosyoekonomik düzey hepsi birer risk faktörleridir” diye konuştu.
Kadınlarda en sık rastlanan jinekolojik kanserin halk arasında rahim ağzı kanseri bilinen serviks olduğunu belirten Jinekolog Op. Dr. Rami Asker, şöyle konuştu:
“Serviks kanseri tüm dünyada meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanserdir. Serviks kanseri için kabul gören tarama testi pap smear testidir ve bu testin sayesinde serviks kanseri çok erken safhalarda yakalanıp tedavi edilebilir. Jinekolojik kanserlerde 2. sırada endometrium kanseri yer almakta ve bu kanser halk arasında rahim kanseri olarak bilinir. Endometrium kanseri diğer jinekolojik kanserlerin aksine sosyoekonomik düzeyi yüksek olan toplumlarda artış göstermektedir ancak ölüm oranı düşük çünkü ileri toplumlarda bu hastalık erken yakalanıp tedavi edilebiliyor. Endometrium kanseri için risk faktörleri arasında şişmanlık, şeker hastalığı, geç yaşta menapoza girmek, kısırlık, progesteron olmaksızın tek başına östrojen hormonu kullanımı bulunmaktadır. Over kanseri olarak adlandırılan yumurtalık kanseri ise en çok korkulan jinekolojik kanserdir. Bu kanserde ölüm oranı oldukça yüksek, çünkü sinsi ilerler ve genellikle geç safhalarda teşhis edilir. Bu kanser daha çok 40 yaşından büyüklerde rastlandığı halde daha genç yaşlarda da görülebilir. Over kanserine yol açan belirgin bir sebep saptanmamıştır fakat yaş, irsiyet faktörü, yüksek hayvansal yağ içeren beslenme, çevresel ve genetik faktörler risk faktörleri olarak bilinir. Bu kanserlerin belirtilerini tanımak oldukça önemli çünkü belirtilerini bilen hasta jinekoloğa direk yönelir bununda erken teşhiste önemi büyüktür. Serviks kanserinde cinsel ilişki sonrası lekelenme şeklinde vajinal kanama, adet kanamasının karakterinde değişiklikler, kahverengi vajinal akıntı belirtileridir. Enometrium kanseri erken belirti veren bir kanser, menopoz öncesi veya menopoz döneminde anormal vajinal kanamalarla belirti verir. Over kanseri ise genellikle sinsi seyreder ve pek erken belirti vermez. Karın şişkinliği, anormal vajinal kanama en sık görülen geç belirtiler. Özellikle serviks kanserinden korunmada şu bilgiye dikkat etmek lazım. Kadınlar yaşamı boyunca HPV enfeksiyonu geçirme riski yüzde 80 civarında ve virüs rahim ağzı kanserinden yüzde 99.7 oranında sorumlu, HPV enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Yapılan çalışmalarda 9-45 yaşları arasında yapılan HPV aşısının serviks kanserinden korumada yüzde 70 oranında etkili olabileceği görülmüş, dolayısıyla her yıl binlerce kadının ölümüne yol açan serviks kanserine karşı aşı ve pap smear testiyle düzenli takipler yapılmalı. Üreme çağında doğum kontrol hapları kullanan kadınlarda rahim ve yumurtalık kanserleri görülme riskinde belirgin azalma saptanmıştır. Sonuç olarak her kadın yılda en az bir kere jinekolojik muayeneden geçmesi şarttır.”
Kaynak: İHA
Kadınlarda en sık rastlanan jinekolojik kanserin halk arasında rahim ağzı kanseri bilinen serviks olduğunu belirten Jinekolog Op. Dr. Rami Asker, şöyle konuştu:
“Serviks kanseri tüm dünyada meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanserdir. Serviks kanseri için kabul gören tarama testi pap smear testidir ve bu testin sayesinde serviks kanseri çok erken safhalarda yakalanıp tedavi edilebilir. Jinekolojik kanserlerde 2. sırada endometrium kanseri yer almakta ve bu kanser halk arasında rahim kanseri olarak bilinir. Endometrium kanseri diğer jinekolojik kanserlerin aksine sosyoekonomik düzeyi yüksek olan toplumlarda artış göstermektedir ancak ölüm oranı düşük çünkü ileri toplumlarda bu hastalık erken yakalanıp tedavi edilebiliyor. Endometrium kanseri için risk faktörleri arasında şişmanlık, şeker hastalığı, geç yaşta menapoza girmek, kısırlık, progesteron olmaksızın tek başına östrojen hormonu kullanımı bulunmaktadır. Over kanseri olarak adlandırılan yumurtalık kanseri ise en çok korkulan jinekolojik kanserdir. Bu kanserde ölüm oranı oldukça yüksek, çünkü sinsi ilerler ve genellikle geç safhalarda teşhis edilir. Bu kanser daha çok 40 yaşından büyüklerde rastlandığı halde daha genç yaşlarda da görülebilir. Over kanserine yol açan belirgin bir sebep saptanmamıştır fakat yaş, irsiyet faktörü, yüksek hayvansal yağ içeren beslenme, çevresel ve genetik faktörler risk faktörleri olarak bilinir. Bu kanserlerin belirtilerini tanımak oldukça önemli çünkü belirtilerini bilen hasta jinekoloğa direk yönelir bununda erken teşhiste önemi büyüktür. Serviks kanserinde cinsel ilişki sonrası lekelenme şeklinde vajinal kanama, adet kanamasının karakterinde değişiklikler, kahverengi vajinal akıntı belirtileridir. Enometrium kanseri erken belirti veren bir kanser, menopoz öncesi veya menopoz döneminde anormal vajinal kanamalarla belirti verir. Over kanseri ise genellikle sinsi seyreder ve pek erken belirti vermez. Karın şişkinliği, anormal vajinal kanama en sık görülen geç belirtiler. Özellikle serviks kanserinden korunmada şu bilgiye dikkat etmek lazım. Kadınlar yaşamı boyunca HPV enfeksiyonu geçirme riski yüzde 80 civarında ve virüs rahim ağzı kanserinden yüzde 99.7 oranında sorumlu, HPV enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Yapılan çalışmalarda 9-45 yaşları arasında yapılan HPV aşısının serviks kanserinden korumada yüzde 70 oranında etkili olabileceği görülmüş, dolayısıyla her yıl binlerce kadının ölümüne yol açan serviks kanserine karşı aşı ve pap smear testiyle düzenli takipler yapılmalı. Üreme çağında doğum kontrol hapları kullanan kadınlarda rahim ve yumurtalık kanserleri görülme riskinde belirgin azalma saptanmıştır. Sonuç olarak her kadın yılda en az bir kere jinekolojik muayeneden geçmesi şarttır.”