HDP Genel Merkezine Saldırı Davası
HDP Genel Merkezine 8 Eylül 2015 gecesi düzenlenen saldırıya ilişkin 5 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Doğan Haydar Ciritcioğlu, tutuksuz sanıklar Aykut Dinçer, Ali Yıldırım, İlker Çelen ve Mehmet Alan, Ciritcioğlu'nun avukatı ile HDP tüzel kişiliğinin de arasında bulunduğu şikayetçilerin avukatları katıldı.
Sanık savunmalarına geçilmeden önce söz alan müşteki avukatları, mahkemenin "görevsizlik kararı" ile dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermelerini istedi.
Avukatlardan Özcan Algül, anayasal düzene karşı işlenen bir suç ve adam öldürmeye teşebbüsün söz konusu olduğunu ifade etti.
Şikayetçi HDP'nin avukatı Pınar Akdemir ise sanıkların eylemlerini siyasi amaçla suç işlemek için bir araya geldiklerini kaydetti.
Avukat Abdullah Koç da anayasal düzene karşı suç işlendiğini söyledi.
Sanık Ciritcioğlu, savunmasında, soruşturma aşamasındaki ifadesini tekrarladığını bildirdi. Ancak binaya, hırsızlık amacıyla girmediğini söyleyen Ciritcioğlu, "Artan terör olayları ve şehit haberleri nedeniyle demokratik hakkımı kullanmak istedim. Hiçbir siyasi partiye üye değilim. Vatansever gençler olarak demokratik hakkımızı kullandık" diye konuştu. Ciritcioğlu, şunları söyledi:
"Olay günü Karanfil Sokak girişinde, PKK'lı olduğunu düşündüğümüz grup tarafından Apo lehine, Türklük aleyhine slogan atıldığının söylenmesi üzerine, grup kontrolden çıkarak, Selanik Sokak'a doğru koşmaya başladı. Sonra HDP binasına doğru kaçtığını düşündüğümüz grubu kovalamaya başladılar. Bu şekilde HDP binasına doğru yöneldik. Sokakta polis barikat kurmuştu. Yaklaşamayan kalabalık binayı taşlamaya başladı ama ben ve arkadaşlarım taş atmadık. Bir süre sonra binanın kapısının kırık camından içeri girdim. Tepkimi sözlü olarak ifade etmek istedim. İçeride kimseyi bulamadım. Birini öldürme kastım olsaydı, üzerimde kesici, yaralayıcı alet olurdu. Binayı yakma amacım olsaydı, bir çakmaktan fazlasını taşırdım."
Ciritcioğlu, partiye ait 2 dizüstü bilgisayarı, "içinde terör örgütüne ait belge olabileceği düşüncesiyle" aldığını ve dışarıda polislere "teslim ettiğini" öne sürdü.
HDP'nin avukatı Akdemir'in, "İçeride birini bulsaydı, ne yapacaktı" sorusu üzerine Ciritcioğlu, "O anki psikolojim çok farklıydı. Şu anda ne desem olmaz. Karşı tarafın tepkisine bağlıydı" ifadelerini kullandı.
Şikayetçi avukatlarından Özgür Erol'un, "Örgüt belgesi nedir? Bu belgeleri bulma görevini kim verdi" sorularını Ciritcioğlu, "Örgüte dair belgenin ne olduğunu bilmiyorum. Bu görevi de kimse vermedi" şeklinde yanıtladı.
- Tutuksuz sanıkların savunmaları
Tutuksuz sanıklar Dinçer, Yıldırım, Çelen ve Alan da birbirine benzer savunma yaptı.
Arkadaş olduklarını söyleyen sanıklar, şehit haberleri üzerine, terörü lanetlemek için bir araya gelerek, Kızılay'a gittiklerini anlattı. Buradan, başka gruplarla HDP Genel Merkezi'nin bulunduğu Büklüm Sokak'a yürüdüklerini ifade eden sanıklar, çevik kuvvetin biber gazı atmasının ardından kaçıştıklarını, o esnada bir süre birbirlerinden uzak kaldıklarını, Ciritcioğlu dışındakilerin daha sonra yeniden buluştuklarını kaydetti.
Ciritcioğlu'na ulaşamamaları üzerine önce Kızılay'a, ardından evlerine gittiklerini söyleyen sanıklar, Ciritcioğlu'nun tutuklandığını sonradan öğrendiklerini söyledi.
Sanıklardan Dinçer, şikayetçi avukatlarının sorusu üzerine, "Buluştuğumuzda HDP binasına gideceğimizi konuşmamıştık" dedi.
İlker Çelen de "Terörü lanetlemek amacıyla, şiddet çağrısı içermeyen slogan atmaya gittik" dedi.
Ali Yıldırım ise "şiddet eyleminde bulunmadığını" söyledi.
- Partide görevli polisler dinlendi
Sanık savunmaları sonrasında olay gecesi HDP Genel Merkezinde görev yapan 4 polis memuru "tanık" sıfatıyla dinlendi.
Tanıklar, beyanlarında, olay akşamı 21.00 sıralarında, sokağın üst kısmında 40-50 kişilik grup olduğunu, yarım saat kadar sonra sokağın alt tarafından daha kalabalık bir grubun geldiğini, sokakta polisin de önlem aldığını kaydetti.
Grubun, bir süre sonra binaya taş ve sopalarla zarar vermeye başladığını ifade eden tanıklar, bu gruba karşı çevik kuvvetin biber gazı attığını, bundan kendilerinin de etkilendiğini anlattı.
Tanıklardan Kenan Tığlı, "Gaz maskemiz yoktu. O yüzden çevik kuvvet gaz atınca, iptal olduk. 15-20 dakika sonra ikinci kattan duman çıktığını gördük. Sonrasında itfaiye müdahale etti" dedi.
Tanık Turan Balcı da "Olaylar zaten 4-5 gündür devam ediyordu. Bu yüzden, özellikle HDP Genel Merkezi ve diğer yerlerde güvenlik önlemi artırılmıştı. Dikkatli olmamız konusunda talimat verilmişti" diye konuştu.
Şikayetçi avukatları, tutuksuz sanıkların da tutuklanmasını istedi.
HDP'nin avukatı Akdemir, o günlerde partinin 60'a yakın binasına zarar verildiğini ifade ederek, "Sanık, '4 katı çıktım, indim' diyor. Kimi bulmak için? O sırada gözü kararmış. Orada 150 kişiyi bir araya getiren, siyasi organizasyondur. Arkadaki örgütlülüğün araştırılması lazım" dedi.
Avukat Abdullah Koç da "Bir gece içinde HDP'ye ait yüzlerce yer basılıp, yakılıyor. Bunun arkasında organizasyon olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların bağlantıları araştırılsın. Bu saldırı AKP'ye veya başka bir partiye yapılsaydı, burada kaç sanık olurdu" ifadelerini kullandı.
- Tutuklu sanık tahliye edildi
Ciritcioğlu'nun avukatı Osman Çıtak, müvekkilinin "yalan söyleyemeyen" biri olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Müvekkilim, olayın başlangıcında, neticenin böyle olacağını tasavvur etmemiştir. Arkadaşlarıyla teröre tepki gösterme amaçlı buluşmuşlardır. Müvekkilimin, HDP'ye karşı kasıtlı eylemi bulunmamaktadır. Olayın cereyanına kapılarak bu hadiseyi gerçekleştirmiştir. Dizüstü bilgisayarları da polise kendisi teslim etmiştir. Bu aşamadan sonra delil karartma ihtimali yoktur. O yüzden tahliyesini talep ediyorum."
Söz alan sanık Ciritcioğlu, "Böyle olsun istemezdim. Elbette benim için çok üzücü bir durum oldu. İster istemez pişmanlık duyuyorum. Olan geri gelmez. Ancak hakkımdaki suçlamaların daha insani düşünülmesini isterim" dedi.
Hakim İfakat Malatyalıoğlu, şikayetçi avukatlarının, dosyanın görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderilmesi taleplerini, "atılı suç ve dosya kapsamı itibarıyla davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğundan" reddetti.
Tutuksuz sanıkların tutuklanmaları taleplerini reddeden Malatyalıoğlu, tutuklu sanık Ciritcioğlu'nun tahliyesine karar verdi.
Malatyalıoğlu, bu kararını, "sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kaçma şüphesinin bulunmaması, sabit ikametgah sahibi olması, delillerin toplanması ve tutuklamanın tedbir olması" ile gerekçelendirdi.
Müştekilerin, bu celse hazır bulunmamaları nedeniyle gelecek celse dinlenmesine karar veren Malatyalıoğlu, duruşmayı erteledi.
Tahliye kararına bazı şikayetçi avukatları tepki gösterdi.
- İddianame
İddianamede, kısa zaman diliminde çok sayıda güvenlik görevlisinin şehit edilmesi nedeniyle terör saldırılarını protesto etmek amacıyla ülke genelinde protesto gösterileri düzenlendiği, bunlardan birinin de Ankara'da gerçekleştirildiği ifade ediliyor.
Terörü protesto edenlerin konvoyuyla önce Kızılay'a giden sanıkların, Güvenpark'ta toplanan gruplarla ardından HDP Genel Merkezine yürüdükleri anlatılan iddianamede, sanık Ciritcioğlu'nun topluluktan ayrıldığı, kırılmış kapı camından parti binasına girdiği, katları dolaştıktan sonra binanın birinci katındaki dosyaları, kağıtları, diğer eşya ve malzemeleri çakmakla yaktığı, ardından da iki dizüstü bilgisayarı alarak, binadan çıktığı belirtiliyor.
Ciritcioğlu'nun, dışarıda polislerce yakalandığı vurgulanan iddianamede, "Siyasi partilerin kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında yakarak mala zarar verme, cebir kullanılarak siyasi partilerin faaliyetlerinin engellenmesi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, hırsızlığa teşebbüs ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal" suçlarından 7 yıl 4 ay 15 günden 24 yıl 7 ay 15 güne kadar hapsi isteniyor.
Diğer sanıkların da "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak suretiyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan altışar aydan üçer yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
Kaynak: AA
Sanık savunmalarına geçilmeden önce söz alan müşteki avukatları, mahkemenin "görevsizlik kararı" ile dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermelerini istedi.
Avukatlardan Özcan Algül, anayasal düzene karşı işlenen bir suç ve adam öldürmeye teşebbüsün söz konusu olduğunu ifade etti.
Şikayetçi HDP'nin avukatı Pınar Akdemir ise sanıkların eylemlerini siyasi amaçla suç işlemek için bir araya geldiklerini kaydetti.
Avukat Abdullah Koç da anayasal düzene karşı suç işlendiğini söyledi.
Sanık Ciritcioğlu, savunmasında, soruşturma aşamasındaki ifadesini tekrarladığını bildirdi. Ancak binaya, hırsızlık amacıyla girmediğini söyleyen Ciritcioğlu, "Artan terör olayları ve şehit haberleri nedeniyle demokratik hakkımı kullanmak istedim. Hiçbir siyasi partiye üye değilim. Vatansever gençler olarak demokratik hakkımızı kullandık" diye konuştu. Ciritcioğlu, şunları söyledi:
"Olay günü Karanfil Sokak girişinde, PKK'lı olduğunu düşündüğümüz grup tarafından Apo lehine, Türklük aleyhine slogan atıldığının söylenmesi üzerine, grup kontrolden çıkarak, Selanik Sokak'a doğru koşmaya başladı. Sonra HDP binasına doğru kaçtığını düşündüğümüz grubu kovalamaya başladılar. Bu şekilde HDP binasına doğru yöneldik. Sokakta polis barikat kurmuştu. Yaklaşamayan kalabalık binayı taşlamaya başladı ama ben ve arkadaşlarım taş atmadık. Bir süre sonra binanın kapısının kırık camından içeri girdim. Tepkimi sözlü olarak ifade etmek istedim. İçeride kimseyi bulamadım. Birini öldürme kastım olsaydı, üzerimde kesici, yaralayıcı alet olurdu. Binayı yakma amacım olsaydı, bir çakmaktan fazlasını taşırdım."
Ciritcioğlu, partiye ait 2 dizüstü bilgisayarı, "içinde terör örgütüne ait belge olabileceği düşüncesiyle" aldığını ve dışarıda polislere "teslim ettiğini" öne sürdü.
HDP'nin avukatı Akdemir'in, "İçeride birini bulsaydı, ne yapacaktı" sorusu üzerine Ciritcioğlu, "O anki psikolojim çok farklıydı. Şu anda ne desem olmaz. Karşı tarafın tepkisine bağlıydı" ifadelerini kullandı.
Şikayetçi avukatlarından Özgür Erol'un, "Örgüt belgesi nedir? Bu belgeleri bulma görevini kim verdi" sorularını Ciritcioğlu, "Örgüte dair belgenin ne olduğunu bilmiyorum. Bu görevi de kimse vermedi" şeklinde yanıtladı.
- Tutuksuz sanıkların savunmaları
Tutuksuz sanıklar Dinçer, Yıldırım, Çelen ve Alan da birbirine benzer savunma yaptı.
Arkadaş olduklarını söyleyen sanıklar, şehit haberleri üzerine, terörü lanetlemek için bir araya gelerek, Kızılay'a gittiklerini anlattı. Buradan, başka gruplarla HDP Genel Merkezi'nin bulunduğu Büklüm Sokak'a yürüdüklerini ifade eden sanıklar, çevik kuvvetin biber gazı atmasının ardından kaçıştıklarını, o esnada bir süre birbirlerinden uzak kaldıklarını, Ciritcioğlu dışındakilerin daha sonra yeniden buluştuklarını kaydetti.
Ciritcioğlu'na ulaşamamaları üzerine önce Kızılay'a, ardından evlerine gittiklerini söyleyen sanıklar, Ciritcioğlu'nun tutuklandığını sonradan öğrendiklerini söyledi.
Sanıklardan Dinçer, şikayetçi avukatlarının sorusu üzerine, "Buluştuğumuzda HDP binasına gideceğimizi konuşmamıştık" dedi.
İlker Çelen de "Terörü lanetlemek amacıyla, şiddet çağrısı içermeyen slogan atmaya gittik" dedi.
Ali Yıldırım ise "şiddet eyleminde bulunmadığını" söyledi.
- Partide görevli polisler dinlendi
Sanık savunmaları sonrasında olay gecesi HDP Genel Merkezinde görev yapan 4 polis memuru "tanık" sıfatıyla dinlendi.
Tanıklar, beyanlarında, olay akşamı 21.00 sıralarında, sokağın üst kısmında 40-50 kişilik grup olduğunu, yarım saat kadar sonra sokağın alt tarafından daha kalabalık bir grubun geldiğini, sokakta polisin de önlem aldığını kaydetti.
Grubun, bir süre sonra binaya taş ve sopalarla zarar vermeye başladığını ifade eden tanıklar, bu gruba karşı çevik kuvvetin biber gazı attığını, bundan kendilerinin de etkilendiğini anlattı.
Tanıklardan Kenan Tığlı, "Gaz maskemiz yoktu. O yüzden çevik kuvvet gaz atınca, iptal olduk. 15-20 dakika sonra ikinci kattan duman çıktığını gördük. Sonrasında itfaiye müdahale etti" dedi.
Tanık Turan Balcı da "Olaylar zaten 4-5 gündür devam ediyordu. Bu yüzden, özellikle HDP Genel Merkezi ve diğer yerlerde güvenlik önlemi artırılmıştı. Dikkatli olmamız konusunda talimat verilmişti" diye konuştu.
Şikayetçi avukatları, tutuksuz sanıkların da tutuklanmasını istedi.
HDP'nin avukatı Akdemir, o günlerde partinin 60'a yakın binasına zarar verildiğini ifade ederek, "Sanık, '4 katı çıktım, indim' diyor. Kimi bulmak için? O sırada gözü kararmış. Orada 150 kişiyi bir araya getiren, siyasi organizasyondur. Arkadaki örgütlülüğün araştırılması lazım" dedi.
Avukat Abdullah Koç da "Bir gece içinde HDP'ye ait yüzlerce yer basılıp, yakılıyor. Bunun arkasında organizasyon olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların bağlantıları araştırılsın. Bu saldırı AKP'ye veya başka bir partiye yapılsaydı, burada kaç sanık olurdu" ifadelerini kullandı.
- Tutuklu sanık tahliye edildi
Ciritcioğlu'nun avukatı Osman Çıtak, müvekkilinin "yalan söyleyemeyen" biri olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Müvekkilim, olayın başlangıcında, neticenin böyle olacağını tasavvur etmemiştir. Arkadaşlarıyla teröre tepki gösterme amaçlı buluşmuşlardır. Müvekkilimin, HDP'ye karşı kasıtlı eylemi bulunmamaktadır. Olayın cereyanına kapılarak bu hadiseyi gerçekleştirmiştir. Dizüstü bilgisayarları da polise kendisi teslim etmiştir. Bu aşamadan sonra delil karartma ihtimali yoktur. O yüzden tahliyesini talep ediyorum."
Söz alan sanık Ciritcioğlu, "Böyle olsun istemezdim. Elbette benim için çok üzücü bir durum oldu. İster istemez pişmanlık duyuyorum. Olan geri gelmez. Ancak hakkımdaki suçlamaların daha insani düşünülmesini isterim" dedi.
Hakim İfakat Malatyalıoğlu, şikayetçi avukatlarının, dosyanın görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine gönderilmesi taleplerini, "atılı suç ve dosya kapsamı itibarıyla davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğundan" reddetti.
Tutuksuz sanıkların tutuklanmaları taleplerini reddeden Malatyalıoğlu, tutuklu sanık Ciritcioğlu'nun tahliyesine karar verdi.
Malatyalıoğlu, bu kararını, "sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kaçma şüphesinin bulunmaması, sabit ikametgah sahibi olması, delillerin toplanması ve tutuklamanın tedbir olması" ile gerekçelendirdi.
Müştekilerin, bu celse hazır bulunmamaları nedeniyle gelecek celse dinlenmesine karar veren Malatyalıoğlu, duruşmayı erteledi.
Tahliye kararına bazı şikayetçi avukatları tepki gösterdi.
- İddianame
İddianamede, kısa zaman diliminde çok sayıda güvenlik görevlisinin şehit edilmesi nedeniyle terör saldırılarını protesto etmek amacıyla ülke genelinde protesto gösterileri düzenlendiği, bunlardan birinin de Ankara'da gerçekleştirildiği ifade ediliyor.
Terörü protesto edenlerin konvoyuyla önce Kızılay'a giden sanıkların, Güvenpark'ta toplanan gruplarla ardından HDP Genel Merkezine yürüdükleri anlatılan iddianamede, sanık Ciritcioğlu'nun topluluktan ayrıldığı, kırılmış kapı camından parti binasına girdiği, katları dolaştıktan sonra binanın birinci katındaki dosyaları, kağıtları, diğer eşya ve malzemeleri çakmakla yaktığı, ardından da iki dizüstü bilgisayarı alarak, binadan çıktığı belirtiliyor.
Ciritcioğlu'nun, dışarıda polislerce yakalandığı vurgulanan iddianamede, "Siyasi partilerin kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında yakarak mala zarar verme, cebir kullanılarak siyasi partilerin faaliyetlerinin engellenmesi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet, hırsızlığa teşebbüs ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal" suçlarından 7 yıl 4 ay 15 günden 24 yıl 7 ay 15 güne kadar hapsi isteniyor.
Diğer sanıkların da "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak, ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak suretiyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan altışar aydan üçer yıla kadar hapisleri talep ediliyor.