'Ergenekon' Davası Temyiz Duruşması
Duruşma, sanıkların savunmalarıyla devam ediyor
ANKARA - "Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında sekizinci gün, sanık savunmalarıyla devam ediyor.
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki duruşmaya emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un da aralarında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşma, Kuvayı Milliye Derneğinin kurucusu emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın savunmasıyla başladı.
Karadağ, sözde "Ergenekon" örgütünün üyesi olduğu gerekçesiyle 7 yıl tutuklu kaldığını söyledi.
"Türk anadan, Türk babadan doğmuş, soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türk'üm ben" diyen Karadağ, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan gittiğini, gitmeye de devam edeceğini belirtti.
Karadağ, Kuvayı Milliye Derneğinin hukuksuz hiçbir icraatı bulunmadığını ifade ederek, "Vatanını, milletini sevmenin bedeli 7 yıl tutsaklık oldu" şeklinde konuştu.
Kamuoyuna, "ölmek, öldürülmek üzere yemin ettiren albay" olarak yansıtıldığına dikkati çeken Karadağ, Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'da yaptığı gizli toplantıda söylediği, "Bu uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var" sözlerinden alıntı yaptığını kaydetti.
Karadağ, "Benim, 'Atatürk diyor ki' diye yaptığım alıntıyı oradan çıkarıp, girişteki cümleler de benimmiş gibi anlatıp, bilerek böyle bir algı oluşturmuşlardır" ifadesini kullandı.
Danıştay saldırısı davasının bu davayla birleştirilmesini eleştiren Karadağ, yargılama sürecinde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattı.
Karadağ, "İddianameyi hazırlayanlar bugün vatana ihanetten yargılanıyor, meslekten atılmışlar, biz burada hala konuşuyoruz. Yok sayılması gereken bu mahkemenin verdiği kararı ve gerekçelerini şiddetle reddediyorum. ABD'de yazılmış iftiralardır. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Sanık Karadağ, bu davanın yok sayılmasını ve beraatına karar verilmesini, Danıştay saldırısı davasının bu davadan ayrılmasını ve 7 yıl tutuklu kalmasına neden olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
- Emekli Yarbay Dönmez'in savunması
Sanık emekli Yarbay Mustafa Dönmez de "Ergenekon" terör örgütünün mühimmatçısı olarak suçlandığını söyledi.
Jandarma subayı olduğunun iddia edildiğini ancak karargahta mühendis subay olarak çalıştığını anlatan Dönmez, "Tutuklandığım zaman Genelkurmayın ikmal amiriydim, milyarlarca dolar malzemenin başındaki teknik subaydım ama beni jandarma subayı gibi 358 dolarlık mühimmatla Ergenekon örgütünün mühimmatçısı yaptılar" diye konuştu.
Suçlamaları çürüten, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak nesnel delilleri olduğunu ifade eden Dönmez, mahkeme heyetine anlattıklarına ilişkin bazı görüntüler de izletti.
Dönmez, Zir Vadisi'ndeki mühimmat görüntülerinin ham halinde arama yapan polislerin, sözde delilleri aynen, daha önce Sapanca ve Gölbaşı'ndakine benzer şekilde elleriyle koymuş gibi bulduklarının görüldüğünü söyledi.
Zir Vadisi'nde bulunan mühimmattan sorumlu tutulduğunu aktaran Dönmez, "Bende bulunduğu iddia edilen mühimmat oradan oraya dolaştırıldı. Önce Gölbaşı'nda, sonra Zir Vadisi'nde, daha sonra Poyrazköy'de bulunduğu iddia edilen mühimmat aynıydı. Seri numarası, her şeyi aynı olan bu mühimmat bulundu. Mahkemede, '3 yerde bulunan mühimmatı bir araya getirin, bütün suçlamaları kabul edeceğim' dedim. Yapamadılar" şeklinde konuştu.
Emniyet Amiri Behçet Oktay'ın, bu mühimmatın emniyetin Gölbaşı deposundan çıkarıldığını açıkladığını belirten Dönmez, Oktay'ın bu açıklamadan kısa süre sonra intihar ettiğinin söylendiğini ancak buna inanmadığını dile getirdi.
Dönmez, Gölbaşı'ndaki aramaya ilişkin basına brifing verilirken iki polisin boş bulunarak, bu mühimmatın başka yere de gönderilmesi konusunda konuştuğunu ve bunun görüntülere yansıdığını anlatarak, bu konuşmanın gerçekliğinin TÜBİTAK tarafından tespit edildiği bilgisini paylaştı.
Mahkemede her duruşmada bunun üzerine konuştuğunu ve eşya emanet makbuzunu istediğini aktaran Dönmez, delil değerlendirmesinin mahkemede yapılmadığını savundu.
Mustafa Dönmez, kişisel verileri kaydetmekle de suçlandığını belirterek, Yalçın Küçük'ün bir kitabında yazdıklarını not aldığını, bunun da "kişisel verileri kayıt altına aldığı" suçlamasına dönüştürüldüğünü ifade etti.
Dönmez, hakkındaki yerel mahkeme hükmünün bozulmasını, "kumpası" kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, Dönmez'in savunmasını tamamlamasının ardından, müdafilere ve sanıklara savunma sırası verileceğini söyledi.
Salonda, sanıklar ve avukatlarının bulunmaması nedeniyle duruşmaya öğle arası verildi.
Kaynak: AA
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki duruşmaya emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un da aralarında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşma, Kuvayı Milliye Derneğinin kurucusu emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın savunmasıyla başladı.
Karadağ, sözde "Ergenekon" örgütünün üyesi olduğu gerekçesiyle 7 yıl tutuklu kaldığını söyledi.
"Türk anadan, Türk babadan doğmuş, soyunda dönme olmayan Türk oğlu Türk'üm ben" diyen Karadağ, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan gittiğini, gitmeye de devam edeceğini belirtti.
Karadağ, Kuvayı Milliye Derneğinin hukuksuz hiçbir icraatı bulunmadığını ifade ederek, "Vatanını, milletini sevmenin bedeli 7 yıl tutsaklık oldu" şeklinde konuştu.
Kamuoyuna, "ölmek, öldürülmek üzere yemin ettiren albay" olarak yansıtıldığına dikkati çeken Karadağ, Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'da yaptığı gizli toplantıda söylediği, "Bu uğurda ölmek var, öldürülmek var, öldürmek var" sözlerinden alıntı yaptığını kaydetti.
Karadağ, "Benim, 'Atatürk diyor ki' diye yaptığım alıntıyı oradan çıkarıp, girişteki cümleler de benimmiş gibi anlatıp, bilerek böyle bir algı oluşturmuşlardır" ifadesini kullandı.
Danıştay saldırısı davasının bu davayla birleştirilmesini eleştiren Karadağ, yargılama sürecinde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattı.
Karadağ, "İddianameyi hazırlayanlar bugün vatana ihanetten yargılanıyor, meslekten atılmışlar, biz burada hala konuşuyoruz. Yok sayılması gereken bu mahkemenin verdiği kararı ve gerekçelerini şiddetle reddediyorum. ABD'de yazılmış iftiralardır. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Sanık Karadağ, bu davanın yok sayılmasını ve beraatına karar verilmesini, Danıştay saldırısı davasının bu davadan ayrılmasını ve 7 yıl tutuklu kalmasına neden olan sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
- Emekli Yarbay Dönmez'in savunması
Sanık emekli Yarbay Mustafa Dönmez de "Ergenekon" terör örgütünün mühimmatçısı olarak suçlandığını söyledi.
Jandarma subayı olduğunun iddia edildiğini ancak karargahta mühendis subay olarak çalıştığını anlatan Dönmez, "Tutuklandığım zaman Genelkurmayın ikmal amiriydim, milyarlarca dolar malzemenin başındaki teknik subaydım ama beni jandarma subayı gibi 358 dolarlık mühimmatla Ergenekon örgütünün mühimmatçısı yaptılar" diye konuştu.
Suçlamaları çürüten, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak nesnel delilleri olduğunu ifade eden Dönmez, mahkeme heyetine anlattıklarına ilişkin bazı görüntüler de izletti.
Dönmez, Zir Vadisi'ndeki mühimmat görüntülerinin ham halinde arama yapan polislerin, sözde delilleri aynen, daha önce Sapanca ve Gölbaşı'ndakine benzer şekilde elleriyle koymuş gibi bulduklarının görüldüğünü söyledi.
Zir Vadisi'nde bulunan mühimmattan sorumlu tutulduğunu aktaran Dönmez, "Bende bulunduğu iddia edilen mühimmat oradan oraya dolaştırıldı. Önce Gölbaşı'nda, sonra Zir Vadisi'nde, daha sonra Poyrazköy'de bulunduğu iddia edilen mühimmat aynıydı. Seri numarası, her şeyi aynı olan bu mühimmat bulundu. Mahkemede, '3 yerde bulunan mühimmatı bir araya getirin, bütün suçlamaları kabul edeceğim' dedim. Yapamadılar" şeklinde konuştu.
Emniyet Amiri Behçet Oktay'ın, bu mühimmatın emniyetin Gölbaşı deposundan çıkarıldığını açıkladığını belirten Dönmez, Oktay'ın bu açıklamadan kısa süre sonra intihar ettiğinin söylendiğini ancak buna inanmadığını dile getirdi.
Dönmez, Gölbaşı'ndaki aramaya ilişkin basına brifing verilirken iki polisin boş bulunarak, bu mühimmatın başka yere de gönderilmesi konusunda konuştuğunu ve bunun görüntülere yansıdığını anlatarak, bu konuşmanın gerçekliğinin TÜBİTAK tarafından tespit edildiği bilgisini paylaştı.
Mahkemede her duruşmada bunun üzerine konuştuğunu ve eşya emanet makbuzunu istediğini aktaran Dönmez, delil değerlendirmesinin mahkemede yapılmadığını savundu.
Mustafa Dönmez, kişisel verileri kaydetmekle de suçlandığını belirterek, Yalçın Küçük'ün bir kitabında yazdıklarını not aldığını, bunun da "kişisel verileri kayıt altına aldığı" suçlamasına dönüştürüldüğünü ifade etti.
Dönmez, hakkındaki yerel mahkeme hükmünün bozulmasını, "kumpası" kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, Dönmez'in savunmasını tamamlamasının ardından, müdafilere ve sanıklara savunma sırası verileceğini söyledi.
Salonda, sanıklar ve avukatlarının bulunmaması nedeniyle duruşmaya öğle arası verildi.