TİSK İşgücü Piyasası Bülteni Açıklaması
"2012 ve 2013’te yüzde 89 bandında iken ekonomik büyümedeki hız kaybı nedeniyle artık yüzde 10 civarında gezinen işsizlik oranının gelecekteki durumu yine büyümeye bağlı olarak değişecektir"
ANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından hazırlanan İşgücü Piyasası Bülteni'nde, klasik işsizlik oranının yüzde 10,9 ile Avro Bölgesi'nde Türkiye’den yüksek olduğu belirtilerek, "Ekonomik büyümedeki hız kaybı nedeniyle artık yüzde 10 civarında gezinen işsizlik oranının gelecekteki durumu yine büyümeye bağlı olarak değişecektir" ifadesi kullanıldı.
Bültende, Temmuz 2015 Hanehalkı İşgücü İstatistikleri verileri değerlendirildi.
İşsiz sayının temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artarak 2 milyon 970 bin kişi olduğu belirtilen bültende, Türkiye’nin yüzde 9,8’lik klasik işsizlik oranının yüksekliği bakımından dünyada 2014’teki 13’üncülükten, bu yıl 9’unculuğa çıktığı aktarıldı. En geniş işsizlik tanımına göre Türkiye’de işsizlik oranının yüzde 18,1 olduğu ve ülkede 5 milyon 949 bin işsiz bulunduğu ifade edildi.
Bültende, TÜİK’in, 2015’te sayısı 500 bin kişiyi aştığı tahmin edilen “Evde engelli bakımı için sosyal yardım alan” kitleyi istihdam kapsamında saymasının da “tartışmaya açık bir uygulama” yarattığının altı çizildi.
Çalışma çağındaki nüfusun yarısından azının (27 milyon 342 bin kişi) istihdam edilerek çalışma ve kazanç sağlama olanağına sahip bulunduğu, yarısından fazlasının ise (30 milyon 550 bin kişi) bundan yoksun olduğu kaydedildi.
İş bulmaktan ümidini kesen kişi sayısının son bir yıllık dönemde 84 bin kişi artarak 673 bin kişiye çıktığı belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi:
"İşsizlikteki artış, ağırlıkla kadınların iş bulamamasından kaynaklandı. Yüzde 47,2 düzeyindeki istihdam oranını yükseltmek açısından en fazla potansiyele sahip grup ev kadınları. Genç işsizliği de yükseldi. İşsizlik oranı genç nüfusta yüzde 18,3 olurken, oran genç erkeklerde yüzde 15,6; genç kadınlarda ise yüzde 23,2 düzeyinde gerçekleşti. Genç işsiz ve yükseköğretim mezunu işsiz sayılarındaki artış hızı, genel işsizliğe kıyasla daha yüksek gerçekleşti. Son bir yılda 63 bin yükseköğretim mezunu işsiz kaldı. 2012 ve 2013’te yüzde 8-9 bandında iken ekonomik büyümedeki hız kaybı nedeniyle artık yüzde 10 civarında gezinen işsizlik oranının gelecekteki durumu yine büyümeye bağlı olarak değişecektir."
İstihdam artışının nisan-temmuz döneminde güçlendiği aktarılan bültende, şu değerlendirme yapıldı:
"İstihdam artışının lokomotifi, hizmetler sektöründeki kadın istihdamı oldu. Toplam istihdamda tarım ve sanayi sektörlerinin payı azaldı. Tarım dışı istihdam artışı nisan-temmuz döneminde önemli hız kazandı. İstihdamdaki artış, ücretli çalıştırmadaki yükselişten kaynaklandı. Genç istihdamının ise yaklaşık üçte ikisi (yüzde 67,2) erkeklere ait bulundu. İstihdam oranı genç erkeklerde yüzde 50,2 iken, genç kadınlarda sadece yüzde 24,6 hesaplandı. Genç kadın nüfusun yalnızca yaklaşık beşte biri istihdam imkanına sahip oldu. 2015’in başlarında gerileyen genç istihdamı oranı mayıstan itibaren toparlansa da temmuzdaki artış hızı geçen yılın gerisinde kaldı. Son bir yılda istihdam imkanı bulanların yarısından fazlası (yüzde 57’si) yükseköğretim mezunu oldu. Kayıtdışı istihdam da yıllık bazda azaldı ama nisan-temmuz döneminde giderek yükseldi. Seçimler nedeniyle denetimlerin azaltılması bu yükselişe kaynaklık etmiş olabilir."
Kaynak: AA
Bültende, Temmuz 2015 Hanehalkı İşgücü İstatistikleri verileri değerlendirildi.
İşsiz sayının temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6 artarak 2 milyon 970 bin kişi olduğu belirtilen bültende, Türkiye’nin yüzde 9,8’lik klasik işsizlik oranının yüksekliği bakımından dünyada 2014’teki 13’üncülükten, bu yıl 9’unculuğa çıktığı aktarıldı. En geniş işsizlik tanımına göre Türkiye’de işsizlik oranının yüzde 18,1 olduğu ve ülkede 5 milyon 949 bin işsiz bulunduğu ifade edildi.
Bültende, TÜİK’in, 2015’te sayısı 500 bin kişiyi aştığı tahmin edilen “Evde engelli bakımı için sosyal yardım alan” kitleyi istihdam kapsamında saymasının da “tartışmaya açık bir uygulama” yarattığının altı çizildi.
Çalışma çağındaki nüfusun yarısından azının (27 milyon 342 bin kişi) istihdam edilerek çalışma ve kazanç sağlama olanağına sahip bulunduğu, yarısından fazlasının ise (30 milyon 550 bin kişi) bundan yoksun olduğu kaydedildi.
İş bulmaktan ümidini kesen kişi sayısının son bir yıllık dönemde 84 bin kişi artarak 673 bin kişiye çıktığı belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi:
"İşsizlikteki artış, ağırlıkla kadınların iş bulamamasından kaynaklandı. Yüzde 47,2 düzeyindeki istihdam oranını yükseltmek açısından en fazla potansiyele sahip grup ev kadınları. Genç işsizliği de yükseldi. İşsizlik oranı genç nüfusta yüzde 18,3 olurken, oran genç erkeklerde yüzde 15,6; genç kadınlarda ise yüzde 23,2 düzeyinde gerçekleşti. Genç işsiz ve yükseköğretim mezunu işsiz sayılarındaki artış hızı, genel işsizliğe kıyasla daha yüksek gerçekleşti. Son bir yılda 63 bin yükseköğretim mezunu işsiz kaldı. 2012 ve 2013’te yüzde 8-9 bandında iken ekonomik büyümedeki hız kaybı nedeniyle artık yüzde 10 civarında gezinen işsizlik oranının gelecekteki durumu yine büyümeye bağlı olarak değişecektir."
İstihdam artışının nisan-temmuz döneminde güçlendiği aktarılan bültende, şu değerlendirme yapıldı:
"İstihdam artışının lokomotifi, hizmetler sektöründeki kadın istihdamı oldu. Toplam istihdamda tarım ve sanayi sektörlerinin payı azaldı. Tarım dışı istihdam artışı nisan-temmuz döneminde önemli hız kazandı. İstihdamdaki artış, ücretli çalıştırmadaki yükselişten kaynaklandı. Genç istihdamının ise yaklaşık üçte ikisi (yüzde 67,2) erkeklere ait bulundu. İstihdam oranı genç erkeklerde yüzde 50,2 iken, genç kadınlarda sadece yüzde 24,6 hesaplandı. Genç kadın nüfusun yalnızca yaklaşık beşte biri istihdam imkanına sahip oldu. 2015’in başlarında gerileyen genç istihdamı oranı mayıstan itibaren toparlansa da temmuzdaki artış hızı geçen yılın gerisinde kaldı. Son bir yılda istihdam imkanı bulanların yarısından fazlası (yüzde 57’si) yükseköğretim mezunu oldu. Kayıtdışı istihdam da yıllık bazda azaldı ama nisan-temmuz döneminde giderek yükseldi. Seçimler nedeniyle denetimlerin azaltılması bu yükselişe kaynaklık etmiş olabilir."