Bir Mesaj Da ABD'ye Açıklaması Yapılmayacak Bu Yardım
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "PYD’ye yapılan yardım, Türkiye’ye karşı terör saldırısı başlatan PKK’ya yapılan yardım muamelesi görür. Yapılmayacak bu yardım" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, TGRT Haber canlı yayınında “Başbakan’la Özel” programında TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan ve İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol’un sorularını cevapladı. ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD öncülüğünde kurulan güce silah vermesine ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Benim söylediğim şey ilkesel bir husustur. Amerikalı, Rus, Avrupalı muhataplarımıza da aynı şeyi söylüyoruz. Terör örgütünün iyisi kötüsü olmaz, faydalısı zararlısı ya da mazur görülecek görülmeyecek olanı olmaz. El-Kaide, DEAŞ nasıl terör örgütüyse ve DEAŞ’la mücadele ettiğini iddia etmekle birlikte El-Kaide irtibatlı olan Nusra Cephesi nasıl terörist listesindeyse bizim için PKK teröristtir ve PKK’yla ilintili olan PYD’de de bu ilintisini sürdürdüğü sürece teröristtir ve Türkiye’yi tehdit eder durumdadır. Geçen sene bu tablo var mıydı, yoktu çünkü Türkiye’ye dönük bir terör saldırısı söz konusu değildi ama şu anda bu saldırı var. Türkiye, şu anda teröre karşı savaş halindedir ve terörün de Türkiye’ye bir saldırısı var. Burada, biz PYD’ye giden silahlar sadece DEAŞ’a karşı mücadelede kullanılacak diyen birine dönüp sorarız, ’Sen senin terörist diye gördüğün bir örgütle iltisaplı bir başka örgütü hemen terörist ilan ediyorsun ve ona giden her yardımı suç telakki ediyorsun’, bizim için de aynı şey geçerli. Bu konuda Suriye ile Irak arasında sınır kalmamışken, PYD’ye verilen bir silah hele sofistike bir silahsa anında Irak’ta PKK’nın eline götürelebilecekse, oradan da Türkiye’ye sokulabilecekse biz bunu göre göre böyle bir ilişkinin devam etmesine izin verebilir miyiz? Kim verir, kimse vermez. Dolayısıyla tutumumuz açıktır, nettir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"PYD’ye yapılan yardım Türkiye’ye karşı terör saldırısı başlatan PKK’ya yapılan yardım muamelesi görür. Yapılmayacak bu yardım. O zaman diyorlar ki biz oradaki Araplara gönderiyoruz. Arap, Kürt ayrımı olmaz ki, terörist mi değil mi? Ölçü açık ve net. Bakanlar Kurulu’nda yaptığımız değerlendirmeler sonrası arkadaşlara, Amerikan ve Rus büyükelçilerini çağırarak bu konudaki net tutumuzun ifade edilmesini istedim. Bu konudaki net tutumumuz taraflara ifade edildi."
"SAYIN PUTİN TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMALARI OLUMLU DEĞERLENDİRİYORUZ AMA..."
Putin’in ’Türkiye bizim en önemli ortağımızdır’ açıklamasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Sayın Putin haklı, Rusya da Türkiye’nin en önemli ortağıdır ama ortaklar birbirinin çıkarı ve hassasiyetine özen göstermek durumundadır. Türk hava sahası ihlal edilirse bu özen gösterilmemiş demektir. Türkiye’nin sınırlarına yakın yerlerde DEAŞ’la mücadele eden ılımlı muhalefete saldırı olursa bu özen gösterilmiyor demektir. Türkiye’ye mülteci göçü olacak şekilde Halep’in DEAŞ ve rejim arasında paylaşılması gibi bir senaryonun parçası haline gelinirse ve oradan Türkiye’ye mülteci akını teşvik edilirse bu özen gösterilmiyor demektir. Onun için bizim bu tepkilerimizden sonra Sayın Putin tarafından yapılan açıklamaları olumlu değerlendiriyoruz ama bunun eylem alanında da görülmesi lazım. Bir daha ihlalin olmaması lazım, bir daha Rusya’ya güvenerek Suriye uçaklarının Türk uçaklarını taciz etmemesi lazım, bir daha Türkiye’ye müzahir ve Türkiye’nin sınırlarında güvenli alan oluşturan ılımlı muhalefete bu derece operasyonla onların DEAŞ karşısında yenik düşmesinin önünü açmamak lazım. Amerika için de aynı şey geçerli. Amerika, Suriye’de Nusra Cephesi’ne yapılan bütün yardımlara karşı çıktı, haklı. Kimse, yardım etmedi, biz de karşı çıktık. Neden? Nusra, kendini El-Kaide irtibatlı ilan etti ama Nusra aynı zaman da DEAŞ’la çarpışıyor. Şimdi, Nusra’nın DEAŞ’la çarpışması Nusra’yı meşru kılar mı, kılmaz. PYD’nin DEAŞ’la çarpışması, kendini PKK’yla irtibatlı gören PYD’yi meşru kılar mı, kılmaz. Ne zaman kılar? Çözüm sürecinde Türkiye’ye saldırılmasaydı, PYD rejime net tavır alınsaydı o zaman biz bunu Suriye için bir mesele olarak görürdük" açıklamasında bulundu.
"Bizim için artık Irak Suriye sınırı tek bir sınır gibidir" diyen Davutoğlu, "Öbür tarafında olan herhangi bir gelişme Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği anda gerekli müdahalede bulunuruz. Bu konuda da bize kimse ’Haksızsın, yapma’ diyemez, çünkü şu anda Türkiye bir terör saldırısı karşısında kendini savunma hakkını gerektiği zaman da kullanabilecek uluslararası hukuk zeminine sahiptir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, Amerikan’ın güvenli bölge ile ilgili konsept değişikliğine gittiği yönündeki iddialara ilişkin, "Mülteciler, Suriye sorunun insani boyutunu yansıtıyor ama aynı zamanda stratejik bir boyutu da. Çünkü, insani olarak başlayan bir sorun bir müddet sonra siyasal, hatta daha kapsamlı bir soruna dönüşüyor. Son bir ay içinde Türkiye’ye gelen Avrupalı sayısı son bir yıldan fazla. Neden, çünkü ortada ciddi bir sorun var herkesi etkileyen. Eğer, biz Türkiye 2014’ten itibaren pozitif gündemle Türkiye-AB ilişkilerini tam üyeliğe oturtmuş ve bunu sağlamış olsaydık kriz yönetimi esnasında değil sadece bir ortak vizyon olarak biz çok daha güçlü bir Avrupa Birliği ve çok daha güçlü bir Türkiye’yi birlikte gerçekleştirmiş olurduk. Artık herkes görüyor ki Türkiye’nin katkısı olmadan bölgede ne insani ne siyasi stratejik herhangi bir sorun çözülemiyor. Türkiye’nin güvenliği tehdit altındaysa Avrupa’nın güvenliği sağlanamaz. Türkiye, mülteciler gibi büyük bir sorunla uğraşırken, kendi başına bu gayreti gösterirken susan uluslararası toplumun şu an farkettiği şey, ’bu yük taşınamaz hale geldiğinde’ herkesi etkileyecek. Artık Suriye krizi bir ülke krizi, bölge krizi olmaktan çıktı, bir dünya krizi haline geldi. O zaman herkesin sorumlu davranması ve komşu ülkelerin haklarını gözetmesi lazım" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"PYD’ye yapılan yardım Türkiye’ye karşı terör saldırısı başlatan PKK’ya yapılan yardım muamelesi görür. Yapılmayacak bu yardım. O zaman diyorlar ki biz oradaki Araplara gönderiyoruz. Arap, Kürt ayrımı olmaz ki, terörist mi değil mi? Ölçü açık ve net. Bakanlar Kurulu’nda yaptığımız değerlendirmeler sonrası arkadaşlara, Amerikan ve Rus büyükelçilerini çağırarak bu konudaki net tutumuzun ifade edilmesini istedim. Bu konudaki net tutumumuz taraflara ifade edildi."
"SAYIN PUTİN TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMALARI OLUMLU DEĞERLENDİRİYORUZ AMA..."
Putin’in ’Türkiye bizim en önemli ortağımızdır’ açıklamasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Sayın Putin haklı, Rusya da Türkiye’nin en önemli ortağıdır ama ortaklar birbirinin çıkarı ve hassasiyetine özen göstermek durumundadır. Türk hava sahası ihlal edilirse bu özen gösterilmemiş demektir. Türkiye’nin sınırlarına yakın yerlerde DEAŞ’la mücadele eden ılımlı muhalefete saldırı olursa bu özen gösterilmiyor demektir. Türkiye’ye mülteci göçü olacak şekilde Halep’in DEAŞ ve rejim arasında paylaşılması gibi bir senaryonun parçası haline gelinirse ve oradan Türkiye’ye mülteci akını teşvik edilirse bu özen gösterilmiyor demektir. Onun için bizim bu tepkilerimizden sonra Sayın Putin tarafından yapılan açıklamaları olumlu değerlendiriyoruz ama bunun eylem alanında da görülmesi lazım. Bir daha ihlalin olmaması lazım, bir daha Rusya’ya güvenerek Suriye uçaklarının Türk uçaklarını taciz etmemesi lazım, bir daha Türkiye’ye müzahir ve Türkiye’nin sınırlarında güvenli alan oluşturan ılımlı muhalefete bu derece operasyonla onların DEAŞ karşısında yenik düşmesinin önünü açmamak lazım. Amerika için de aynı şey geçerli. Amerika, Suriye’de Nusra Cephesi’ne yapılan bütün yardımlara karşı çıktı, haklı. Kimse, yardım etmedi, biz de karşı çıktık. Neden? Nusra, kendini El-Kaide irtibatlı ilan etti ama Nusra aynı zaman da DEAŞ’la çarpışıyor. Şimdi, Nusra’nın DEAŞ’la çarpışması Nusra’yı meşru kılar mı, kılmaz. PYD’nin DEAŞ’la çarpışması, kendini PKK’yla irtibatlı gören PYD’yi meşru kılar mı, kılmaz. Ne zaman kılar? Çözüm sürecinde Türkiye’ye saldırılmasaydı, PYD rejime net tavır alınsaydı o zaman biz bunu Suriye için bir mesele olarak görürdük" açıklamasında bulundu.
"Bizim için artık Irak Suriye sınırı tek bir sınır gibidir" diyen Davutoğlu, "Öbür tarafında olan herhangi bir gelişme Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği anda gerekli müdahalede bulunuruz. Bu konuda da bize kimse ’Haksızsın, yapma’ diyemez, çünkü şu anda Türkiye bir terör saldırısı karşısında kendini savunma hakkını gerektiği zaman da kullanabilecek uluslararası hukuk zeminine sahiptir" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, Amerikan’ın güvenli bölge ile ilgili konsept değişikliğine gittiği yönündeki iddialara ilişkin, "Mülteciler, Suriye sorunun insani boyutunu yansıtıyor ama aynı zamanda stratejik bir boyutu da. Çünkü, insani olarak başlayan bir sorun bir müddet sonra siyasal, hatta daha kapsamlı bir soruna dönüşüyor. Son bir ay içinde Türkiye’ye gelen Avrupalı sayısı son bir yıldan fazla. Neden, çünkü ortada ciddi bir sorun var herkesi etkileyen. Eğer, biz Türkiye 2014’ten itibaren pozitif gündemle Türkiye-AB ilişkilerini tam üyeliğe oturtmuş ve bunu sağlamış olsaydık kriz yönetimi esnasında değil sadece bir ortak vizyon olarak biz çok daha güçlü bir Avrupa Birliği ve çok daha güçlü bir Türkiye’yi birlikte gerçekleştirmiş olurduk. Artık herkes görüyor ki Türkiye’nin katkısı olmadan bölgede ne insani ne siyasi stratejik herhangi bir sorun çözülemiyor. Türkiye’nin güvenliği tehdit altındaysa Avrupa’nın güvenliği sağlanamaz. Türkiye, mülteciler gibi büyük bir sorunla uğraşırken, kendi başına bu gayreti gösterirken susan uluslararası toplumun şu an farkettiği şey, ’bu yük taşınamaz hale geldiğinde’ herkesi etkileyecek. Artık Suriye krizi bir ülke krizi, bölge krizi olmaktan çıktı, bir dünya krizi haline geldi. O zaman herkesin sorumlu davranması ve komşu ülkelerin haklarını gözetmesi lazım" diye konuştu.