Ak Parti’li Altaç’tan Gündeme İlişkin Değerlendirme
AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin, "Çizilen sınırlar, bu bölgede yaşayan halkların iradesiyle çizilmiş sınırlar değildir.
Birileri cetvelle sınırları çizdi. Bir kısmı Türkiye’de kalırken bir kısmı, Irak, Suriye ve İran’da kaldı. Günümüz itibariyle 100 yıl önce bu sınırları bize cetvele çizdirenler, bir daha bizim bu insanlarla bir araya gelmemiz için bir çaba içerisine girdiklerini görüyoruz" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlendiği basın toplantısıyla, çözüm süreci, Ortadouğu’daki gelişmeler ve IŞİD sorununa değindi. AK Parti iktidarı olarak 12 yıldır kararlı bir iradeyi ortaya koymak suretiyle bugün, çözüm süreci denilen çok önemli bir sürece geldiklerini aktaran Altaç, AK Parti hükümetleri olarak, yasal, anayasal reformlar yapılırken, darbe girişimleri, parti kapatmaları, suikast girişimleri, Gezi Parkı olaylar ve en sonunda 17-25 Aralık gibi bir çok engel ve badirelerle karşılaştıklarını söyledi.
Tüm bu engel ve badirelere rağmen kararlılıkla iraden hiçbir şekilde ödün vermediklerini belirten Altaç, "Son 2 yıldır ülkemizde ve özellikle bölgemizde Kürt sorunuyla ilgili kan akmıyor. Şiddet, gerginlikten, çatışmadan uzak, bir ortamı bütün Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız bu iklimi teneffüs etmeye başladı.
Fakat son süreçte, özelikle bölgemizde gerginliğin, şiddetin arttığı bir döneme Türkiye’yi sokmak için bazı kesimlerin yine hamleler yaptığını ve bölgenin istikrarın, istikrarsızlığa dönüştürmek, yine kaos gerginlik ortamı yaratmak için çabalar gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Çözüm sürecinin iyi bir noktaya gittiği bir dönemde herkesin umutla bağlandığı bu süreçte, değişik yerlerden ‘çözüm süreci bitti, bu süreç devam edemez, bundan sonra devam ettirmeyeceğiz’ gibi söylemlerin geliştirilmesini bu halk değerlendirecektir. Bu söylemleri geliştirenleri, halk yargılayacaktır. Çözüm sürecinin bittiğini öne sürenler, bu ülkede yine kanın, gözyaşının, köy yakmaların, faili meçhul cinayetlerin tekrar geri döneceğini adeta müjdelercesine halkımızla paylaşıyorlar. Bu söylemler halkımız tarafından en ciddi tepki verilecektir" diye konuştu.
Ortadoğu’daki gelişmelere değinen Altaç, Türkiye’nin bölgede aktör rol olduktan sonra, kirli bir savaş yürütüldüğünü söyledi.
Türkiye’nin Irak Kürdistan Yönetimiyle ticari işbirliği anlaşmaları yaptıktan sonra, özelikle bu hususla ilgili Türkiye ve Kürt bölgesine baskı yapmaya çalışan aktörler, son süreçte özellikle IŞİD üzerinde bölgeyi bir kan gölünü çevirmenin gayreti içerisine girdiklerini anlattı. Altaç, "Bugün ülkemize, Suriye ve Irak’tan gelen yaklaşık 1 milyon 600 bin insanın barınması, yer temini, sağlık, eğitim, sosyal ihtiyaçların karşılanması için bütün gayretlerimizi gösterirken, birileri çıkıp terör örgütlerinin yandaşı gibi gösterme cehaletine düşüyorsa, bunu biz aziz milletimizin vicdanına bırakıyoruz. Biz Kobani, Şengal, Kamışlı’daki ve bölgedeki bütün insanlarımızın hem tarihsel hem de düşünsel anlamda kardeşlerimiz olduğunu ve biz bu insanlarla ilişkilerimizi devam ettirmek zorunda olduğumuza inanan bir partiyiz. Çizilen sınırlar, bu bölgede yaşayan halkların iradesiyle çizilmiş sınırlar değildir. Birileri cetvelle sınırları çizdi. Bir kısmı Türkiye’de kalırken bir kısmı, Irak, Suriye ve İran’da kaldı. Günümüz itibariyle 100 yıl önce bu sınırları bize cetvele çizdirenler, bir daha bizim bu insanlarla bir araya gelmemiz için bir çaba içerisine girdiklerini görüyoruz. Uluslararası aktörlerin 100 yıl önce bölge insanına dayattığı sınırları, bugün duygu kopuşluğu dayatılan anlayışını içeriden destekleyen, bu manipülasyona alet olan ve bunun üzerine siyaset yapan kesimleri de anlamak mümkün değildir. Bu bölgede eğer bir kardeşlik olacaksa, sadece Kürtler için değil bu ülkede yaşayan tüm halklar için geleceği, huzuru içindir" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlendiği basın toplantısıyla, çözüm süreci, Ortadouğu’daki gelişmeler ve IŞİD sorununa değindi. AK Parti iktidarı olarak 12 yıldır kararlı bir iradeyi ortaya koymak suretiyle bugün, çözüm süreci denilen çok önemli bir sürece geldiklerini aktaran Altaç, AK Parti hükümetleri olarak, yasal, anayasal reformlar yapılırken, darbe girişimleri, parti kapatmaları, suikast girişimleri, Gezi Parkı olaylar ve en sonunda 17-25 Aralık gibi bir çok engel ve badirelerle karşılaştıklarını söyledi.
Tüm bu engel ve badirelere rağmen kararlılıkla iraden hiçbir şekilde ödün vermediklerini belirten Altaç, "Son 2 yıldır ülkemizde ve özellikle bölgemizde Kürt sorunuyla ilgili kan akmıyor. Şiddet, gerginlikten, çatışmadan uzak, bir ortamı bütün Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız bu iklimi teneffüs etmeye başladı.
Fakat son süreçte, özelikle bölgemizde gerginliğin, şiddetin arttığı bir döneme Türkiye’yi sokmak için bazı kesimlerin yine hamleler yaptığını ve bölgenin istikrarın, istikrarsızlığa dönüştürmek, yine kaos gerginlik ortamı yaratmak için çabalar gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Çözüm sürecinin iyi bir noktaya gittiği bir dönemde herkesin umutla bağlandığı bu süreçte, değişik yerlerden ‘çözüm süreci bitti, bu süreç devam edemez, bundan sonra devam ettirmeyeceğiz’ gibi söylemlerin geliştirilmesini bu halk değerlendirecektir. Bu söylemleri geliştirenleri, halk yargılayacaktır. Çözüm sürecinin bittiğini öne sürenler, bu ülkede yine kanın, gözyaşının, köy yakmaların, faili meçhul cinayetlerin tekrar geri döneceğini adeta müjdelercesine halkımızla paylaşıyorlar. Bu söylemler halkımız tarafından en ciddi tepki verilecektir" diye konuştu.
Ortadoğu’daki gelişmelere değinen Altaç, Türkiye’nin bölgede aktör rol olduktan sonra, kirli bir savaş yürütüldüğünü söyledi.
Türkiye’nin Irak Kürdistan Yönetimiyle ticari işbirliği anlaşmaları yaptıktan sonra, özelikle bu hususla ilgili Türkiye ve Kürt bölgesine baskı yapmaya çalışan aktörler, son süreçte özellikle IŞİD üzerinde bölgeyi bir kan gölünü çevirmenin gayreti içerisine girdiklerini anlattı. Altaç, "Bugün ülkemize, Suriye ve Irak’tan gelen yaklaşık 1 milyon 600 bin insanın barınması, yer temini, sağlık, eğitim, sosyal ihtiyaçların karşılanması için bütün gayretlerimizi gösterirken, birileri çıkıp terör örgütlerinin yandaşı gibi gösterme cehaletine düşüyorsa, bunu biz aziz milletimizin vicdanına bırakıyoruz. Biz Kobani, Şengal, Kamışlı’daki ve bölgedeki bütün insanlarımızın hem tarihsel hem de düşünsel anlamda kardeşlerimiz olduğunu ve biz bu insanlarla ilişkilerimizi devam ettirmek zorunda olduğumuza inanan bir partiyiz. Çizilen sınırlar, bu bölgede yaşayan halkların iradesiyle çizilmiş sınırlar değildir. Birileri cetvelle sınırları çizdi. Bir kısmı Türkiye’de kalırken bir kısmı, Irak, Suriye ve İran’da kaldı. Günümüz itibariyle 100 yıl önce bu sınırları bize cetvele çizdirenler, bir daha bizim bu insanlarla bir araya gelmemiz için bir çaba içerisine girdiklerini görüyoruz. Uluslararası aktörlerin 100 yıl önce bölge insanına dayattığı sınırları, bugün duygu kopuşluğu dayatılan anlayışını içeriden destekleyen, bu manipülasyona alet olan ve bunun üzerine siyaset yapan kesimleri de anlamak mümkün değildir. Bu bölgede eğer bir kardeşlik olacaksa, sadece Kürtler için değil bu ülkede yaşayan tüm halklar için geleceği, huzuru içindir" şeklinde konuştu.