İsrailli Barış Aktivisti Peled, Danimarka'da
Babası İsrailli bir general olan barış aktivisti ve yazar Miko Peled, İsrail'in barış gibi bir düşüncesi olmadığını söyledi.
İsrail'e karşı boykot hareketini destekleyen ve Danimarka-Filistin Dostluk Derneği'nin davetlisi olarak Kopenhag'da bulunan Peled, Filistin'i gezen bir İsrailliyi anlattığı "Generalin Oğlu" adlı kitabının Danca'ya çevrilmesi nedeniyle Nörrebro-Mellemfolkeligt Samvirke'deki söyleşi ve imza gününe katıldı.
Peled, çoğu Danimarkalı ve Filistinlilerden oluşan katılımcılar için kitabını imzaladı.
Babası, 1948 yılındaki savaşta İsrail ordusunda genç bir subay, 1967 yılında ise general olan Peled, 1961'de Kudüs'te doğmasına rağmen Filistinlilerle ilk kez, ABD'nin San Diego kentindeki bir etkinlikte tanıştığını belirterek İsrailliler ile Filistinlilerin birbirlerine nasıl uzak yaşadıklarını anlattı.
Peled, Yahudiler Filistin'e yerleşirken, aslında silahları olmayan Filistinlilerin Yahudilere saldırdığı söylenerek Yahudilerin harekete geçirildiğini ifade etti.
Etnik temizlik yapılması için terör saldırılarına ihtiyaç olduğunu ve bu tür organize hareketlerle nüfusun üçte ikisinin topraklarından sürüldüğünü belirten Peled, geçen yıllarla Filistin'de değişen nüfus ve hakimiyet durumunu harita üzerinde anlattı. Peled, Gazze topraklarının Mısır sınırı boyunca uzandığını ancak Sina Yarımadası'na komşu şeridin İsrail tarafından alınarak bugünkü kuşatılmış Gazze topraklarının kaldığını kaydetti.
Filistinlilerin nasıl sürüldüğüne dair örnekler veren İsrailli barış aktivisti, Yaffa şehrinin 1948 öncesinde 120 bin nüfusu olan ve birkaç gazetenin basıldığı bir şehir olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bundan geriye Gazze'den farksız olan 3 bin nüfuslu bir mahalle kaldı, Tel Aviv bu kentin yıkıntıları üzerinde kuruldu. Filistinliler sürüldü. Çölde, Yaffa'da, her yerde Filistinliler vardı. Şimdi ise buraların hepsi işgal edildi. 4,3 milyon Filistinli mülteci kamplarında yaşıyor. Bunlar temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak yaşıyor. İsraillilerin Hamas'ı Filistinlileri terör diyerek suçluyor ancak mülteci kamplarına bakıldığında başka bir şey görüyoruz."
- "Annem kendisine verilen evi kabul etmedi"-
Peled, göç ettirilen Filistinlilerin evlerine Yahudilerin yerleştirildiğini belirterek gençliğinde annesine de Kudüs'te Araplara ait güzel bir ev verildiğini ancak annesinin "Başka bir anneden alınan evde nasıl kalabilirim" diyerek kabul etmediğini aktardı.
Filistinlileri topraklarından süren İsrail'in, 1967 yılında bütün coğrafyada Yahudilerin özel haklara sahip olduğu bir ülke haline geldiğine dikkati çeken barış aktivisti, "Siyonist ideolojiye göre bütün bu coğrafya sadece Yahudilere aittir. İsrail demokratik bir ülke ama sadece Yahudiler için. Ben 5 dakikada Tel Aviv Havaalanı'na ulaşırken, İsrail vatandaşı olmasına rağmen bir Filistinli için bu saatlerce süren bir işkencedir" dedi.
-"İsrail'in barış düşüncesi yok"-
Yaser Arafat'ın 2004 yılında ölünceye kadar barış istediğini söyleyen Peled, Tunus ve Oslo görüşmelerine değindi. İsrail'in görüşmeler sürerken işgal politikasını sürdürdüğünü belirten Peled, "İsrail'in tek düşüncesi ekonomisini ve orduyu güçlendirmek, Filistinlileri öldürmek ya da göçe zorlamak, barış gibi bir düşüncesi yok" görüşünü paylaştı. Peled, Filistinlileri terörist olarak nitelendirenler için, BM Genel Konseyi'nin "insanların sömürge ve yabancı idaresine karşı özgürlük için mücadelenin silahlı olsa bile meşruiyetini" teyit ettiğini hatırlattı.
-"İsrail'i kınamak kolay değil"-
İsrail'e karşı yürütülen boykot kampanyasına değinen Peled, güçlü Yahudi lobisi nedeniyle İsrail'i kınamanın kolay olmadığını, pek çok insanın doğruları konuşmaktan kaçındığına işaret etti.
Dedesinin siyonist, babasının ise İsrail ordusunda komutan ancak sonradan Filistinlilerin destekçisi olduğunu ifade eden Peled, Hamas'ın 1997'de gerçekleştirdiği bir intihar saldırısında 13 yaşındaki yeğenini kaybettiğini ancak kız kardeşi ve kocasının İsrail'i suçlu gördüğünü belirterek bunların İsrail'in yaptıklarının bedeli olduğunu vurguladı. Peled, İsrail'i savunanların tıpkı Güney Afrika'da olduğu gibi ırkçı olduğunu belirterek İsrail'in değişmesinin İsraillilerin isteğiyle değil ancak dünyanın baskısıyla olacağını vurguladı.
Peled, batılı ülkelerden İsrail ordusuna katılmak için giden gönüllülere de değinerek bu kişilerin yaptıklarının korkunç bir şey olduğunu ve ülkelerin bunu yasaklaması gerektiğini belirtti.
Bu gençlerin sayısı konusunda fikri olmadığını belirten Peled, ancak bunlara ne yaptıklarını sormak gerektiğini, çünkü yaptıklarının ırkçılığı ve soykırımı desteklemek anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Peled, çoğu Danimarkalı ve Filistinlilerden oluşan katılımcılar için kitabını imzaladı.
Babası, 1948 yılındaki savaşta İsrail ordusunda genç bir subay, 1967 yılında ise general olan Peled, 1961'de Kudüs'te doğmasına rağmen Filistinlilerle ilk kez, ABD'nin San Diego kentindeki bir etkinlikte tanıştığını belirterek İsrailliler ile Filistinlilerin birbirlerine nasıl uzak yaşadıklarını anlattı.
Peled, Yahudiler Filistin'e yerleşirken, aslında silahları olmayan Filistinlilerin Yahudilere saldırdığı söylenerek Yahudilerin harekete geçirildiğini ifade etti.
Etnik temizlik yapılması için terör saldırılarına ihtiyaç olduğunu ve bu tür organize hareketlerle nüfusun üçte ikisinin topraklarından sürüldüğünü belirten Peled, geçen yıllarla Filistin'de değişen nüfus ve hakimiyet durumunu harita üzerinde anlattı. Peled, Gazze topraklarının Mısır sınırı boyunca uzandığını ancak Sina Yarımadası'na komşu şeridin İsrail tarafından alınarak bugünkü kuşatılmış Gazze topraklarının kaldığını kaydetti.
Filistinlilerin nasıl sürüldüğüne dair örnekler veren İsrailli barış aktivisti, Yaffa şehrinin 1948 öncesinde 120 bin nüfusu olan ve birkaç gazetenin basıldığı bir şehir olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bundan geriye Gazze'den farksız olan 3 bin nüfuslu bir mahalle kaldı, Tel Aviv bu kentin yıkıntıları üzerinde kuruldu. Filistinliler sürüldü. Çölde, Yaffa'da, her yerde Filistinliler vardı. Şimdi ise buraların hepsi işgal edildi. 4,3 milyon Filistinli mülteci kamplarında yaşıyor. Bunlar temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak yaşıyor. İsraillilerin Hamas'ı Filistinlileri terör diyerek suçluyor ancak mülteci kamplarına bakıldığında başka bir şey görüyoruz."
- "Annem kendisine verilen evi kabul etmedi"-
Peled, göç ettirilen Filistinlilerin evlerine Yahudilerin yerleştirildiğini belirterek gençliğinde annesine de Kudüs'te Araplara ait güzel bir ev verildiğini ancak annesinin "Başka bir anneden alınan evde nasıl kalabilirim" diyerek kabul etmediğini aktardı.
Filistinlileri topraklarından süren İsrail'in, 1967 yılında bütün coğrafyada Yahudilerin özel haklara sahip olduğu bir ülke haline geldiğine dikkati çeken barış aktivisti, "Siyonist ideolojiye göre bütün bu coğrafya sadece Yahudilere aittir. İsrail demokratik bir ülke ama sadece Yahudiler için. Ben 5 dakikada Tel Aviv Havaalanı'na ulaşırken, İsrail vatandaşı olmasına rağmen bir Filistinli için bu saatlerce süren bir işkencedir" dedi.
-"İsrail'in barış düşüncesi yok"-
Yaser Arafat'ın 2004 yılında ölünceye kadar barış istediğini söyleyen Peled, Tunus ve Oslo görüşmelerine değindi. İsrail'in görüşmeler sürerken işgal politikasını sürdürdüğünü belirten Peled, "İsrail'in tek düşüncesi ekonomisini ve orduyu güçlendirmek, Filistinlileri öldürmek ya da göçe zorlamak, barış gibi bir düşüncesi yok" görüşünü paylaştı. Peled, Filistinlileri terörist olarak nitelendirenler için, BM Genel Konseyi'nin "insanların sömürge ve yabancı idaresine karşı özgürlük için mücadelenin silahlı olsa bile meşruiyetini" teyit ettiğini hatırlattı.
-"İsrail'i kınamak kolay değil"-
İsrail'e karşı yürütülen boykot kampanyasına değinen Peled, güçlü Yahudi lobisi nedeniyle İsrail'i kınamanın kolay olmadığını, pek çok insanın doğruları konuşmaktan kaçındığına işaret etti.
Dedesinin siyonist, babasının ise İsrail ordusunda komutan ancak sonradan Filistinlilerin destekçisi olduğunu ifade eden Peled, Hamas'ın 1997'de gerçekleştirdiği bir intihar saldırısında 13 yaşındaki yeğenini kaybettiğini ancak kız kardeşi ve kocasının İsrail'i suçlu gördüğünü belirterek bunların İsrail'in yaptıklarının bedeli olduğunu vurguladı. Peled, İsrail'i savunanların tıpkı Güney Afrika'da olduğu gibi ırkçı olduğunu belirterek İsrail'in değişmesinin İsraillilerin isteğiyle değil ancak dünyanın baskısıyla olacağını vurguladı.
Peled, batılı ülkelerden İsrail ordusuna katılmak için giden gönüllülere de değinerek bu kişilerin yaptıklarının korkunç bir şey olduğunu ve ülkelerin bunu yasaklaması gerektiğini belirtti.
Bu gençlerin sayısı konusunda fikri olmadığını belirten Peled, ancak bunlara ne yaptıklarını sormak gerektiğini, çünkü yaptıklarının ırkçılığı ve soykırımı desteklemek anlamına geldiğini sözlerine ekledi.