Doğu Guta Katliamı'nın Yıl Dönümü
Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, "Suriye'de tüm kırmızı çizgiler geçilmiştir. Esed ve bu katliamın tüm failleri soykırım suçuyla yargılanmalıdır" dedi.
İşbilir, yaptığı yazılı açıklamada geçen sene bugün Suriye'de Şam'ın Doğu Guta bölgesinde kimyasal silahlarla yapılan saldırı sonucu çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 1300'den fazla insanın katledildiğini, binlerce insanın yaralandığını anımsattı.
Katliam karşısında Batı'nın, uluslararası örgütlerin ve çoğu İslam ülkesinin umursamaz tavırlarının, utanç verici ve insanlık adına kara bir leke olarak tarihe geçtiğini vurgulayan İşbilir, şöyle devam etti:
"Halen yüzyılın en korkunç insani felaketini yaşayan Suriye'de gerçekleşen bu katliamın üzerinden bir sene geçmiş olmasına rağmen faillerinin cezalandırılmaması, Suriyelilerin ve bölge insanının ümit ve hayallerini yıkmaktadır. Esed rejimi Doğu Guta'daki katliam karşısında uluslararası güçlerin ve örgütlerin takındıkları tavırdan cesaret alarak cinayetlerine devam etmektedir. Suriye'de tüm kırmızı çizgiler geçilmiştir. Esed ve bu katliamın tüm failleri soykırım suçuyla yargılanmalıdır.
Doğu Guta Katliamı sonrası Esed'in elindeki kimyasal silahların imhası yönünde karar alınsa da bu süreç geçtiğimiz günlere kadar uzatılmış, adeta Esed'e bu süre içinde binlerce insanı katletmesi için zaman ve imkan tanınmıştır. Sürecin sonunda Esed rejiminin elindeki tüm kimyasal silah ve ekipmanın imha edildiği de kesin değildir. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü imha edilen kimyasal silah ve malzeme bilgisi verse de bunların Esed rejimi elindeki silahların tümü olduğu kesin değildir. Henüz Suriye'deki kimyasal silahlar imha edilmeden bu örgüte Nobel Barış Ödülü verilmesi ise özellikle Suriye'de sınıfta kalan Batı dünyası için tam bir garabet olarak kayıtlara geçmiştir."
İşbilir, Suriye'de dört yıldır bir halkın, bir medeniyetin imha edildiğine işaret ederek, Doğu Guta Katliamı'nın bu felaketin en korkunçlarından biri olduğunu ve bu katliamların hesapları sorulmadığı sürece bölgeyi karanlık ve belirsiz bir geleceğin beklediğini ifade etti.
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin adalet ve müeyyide üretemeyen yapısı, ABD ve İngiltere'nin Rusya'ya bağlı siyaseti, İran ve Hizbullah başta olmak üzere İslam ülkelerinin taraflı ve etkisiz tutumlarının" Suriye'deki trajedinin devam etmesini sağladığını belirten İşbilir, şunları kaydetti:
"Bu noktada başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hukukçulardan oluşan heyetlerle Doğu Guta Katliamı ve benzeri tüm katliamlar için sürekli araştırma komisyonları çalıştırmaları zorunluluk haline gelmiştir. Bu süreç işletilmediği sürece kalıcı barış ve güven ortamının sağlanması mümkün olmayacaktır. Başta Türkiye ve İslam ülkelerinin gelecek nesillere karşı sorumlulukları vardır. Suriye'de olanları dışarıdan izleme lüksleri yoktur.
Bugün maalesef Esed'in dört yıldır yaptığı ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan katliamlar unutturulmak istenmektedir. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarını, insan hakları örgütlerini ve medyayı bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz. Bu vesileyle bir sene önce bugün gerçekleşen Doğu Guta Katliamı'nda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz."
Kaynak: AA
Katliam karşısında Batı'nın, uluslararası örgütlerin ve çoğu İslam ülkesinin umursamaz tavırlarının, utanç verici ve insanlık adına kara bir leke olarak tarihe geçtiğini vurgulayan İşbilir, şöyle devam etti:
"Halen yüzyılın en korkunç insani felaketini yaşayan Suriye'de gerçekleşen bu katliamın üzerinden bir sene geçmiş olmasına rağmen faillerinin cezalandırılmaması, Suriyelilerin ve bölge insanının ümit ve hayallerini yıkmaktadır. Esed rejimi Doğu Guta'daki katliam karşısında uluslararası güçlerin ve örgütlerin takındıkları tavırdan cesaret alarak cinayetlerine devam etmektedir. Suriye'de tüm kırmızı çizgiler geçilmiştir. Esed ve bu katliamın tüm failleri soykırım suçuyla yargılanmalıdır.
Doğu Guta Katliamı sonrası Esed'in elindeki kimyasal silahların imhası yönünde karar alınsa da bu süreç geçtiğimiz günlere kadar uzatılmış, adeta Esed'e bu süre içinde binlerce insanı katletmesi için zaman ve imkan tanınmıştır. Sürecin sonunda Esed rejiminin elindeki tüm kimyasal silah ve ekipmanın imha edildiği de kesin değildir. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü imha edilen kimyasal silah ve malzeme bilgisi verse de bunların Esed rejimi elindeki silahların tümü olduğu kesin değildir. Henüz Suriye'deki kimyasal silahlar imha edilmeden bu örgüte Nobel Barış Ödülü verilmesi ise özellikle Suriye'de sınıfta kalan Batı dünyası için tam bir garabet olarak kayıtlara geçmiştir."
İşbilir, Suriye'de dört yıldır bir halkın, bir medeniyetin imha edildiğine işaret ederek, Doğu Guta Katliamı'nın bu felaketin en korkunçlarından biri olduğunu ve bu katliamların hesapları sorulmadığı sürece bölgeyi karanlık ve belirsiz bir geleceğin beklediğini ifade etti.
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin adalet ve müeyyide üretemeyen yapısı, ABD ve İngiltere'nin Rusya'ya bağlı siyaseti, İran ve Hizbullah başta olmak üzere İslam ülkelerinin taraflı ve etkisiz tutumlarının" Suriye'deki trajedinin devam etmesini sağladığını belirten İşbilir, şunları kaydetti:
"Bu noktada başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hukukçulardan oluşan heyetlerle Doğu Guta Katliamı ve benzeri tüm katliamlar için sürekli araştırma komisyonları çalıştırmaları zorunluluk haline gelmiştir. Bu süreç işletilmediği sürece kalıcı barış ve güven ortamının sağlanması mümkün olmayacaktır. Başta Türkiye ve İslam ülkelerinin gelecek nesillere karşı sorumlulukları vardır. Suriye'de olanları dışarıdan izleme lüksleri yoktur.
Bugün maalesef Esed'in dört yıldır yaptığı ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan katliamlar unutturulmak istenmektedir. Bu anlamda sivil toplum kuruluşlarını, insan hakları örgütlerini ve medyayı bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz. Bu vesileyle bir sene önce bugün gerçekleşen Doğu Guta Katliamı'nda şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz."