Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan Operasyon Değerlendirmesi

25 şehirde 137 kişinin gözaltına alındığından bahseden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendilerinin bu durumun sonradan farkına vardığını, 3 sene boyunca 200 bin kişinin dinlendiğini söyledi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan Operasyon Değerlendirmesi
Cemaatle bir barışın söz konusu olmadığının da altını çizen Arınç, birincisi, bir şeylerin ortaya çıkması lazım. İkincisi bu belli yerlerde yuvalanmış insanların artık bu işlerden vazgeçmesi lazım. Üçüncüsü ise tabi biz bunları yaptık ama kusura bakmayın bizi affedin demeleri lazım"dedi.


Elazığ’ın yerel televizyonlarından Kanal E ve Kanal Fırat’ın canlı olarak ortak yayınladığı ve Zeki Akbıyık’ın sunduğu ‘Gündem’ programına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Casusluk ve Paralel yapı operasyonu ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu.

"3 SENEDE 200 BİN KİŞİ DİNLENMİŞ"
25 şehirde 137 civarında kişinin gözaltına alındığından bahseden Başbakan Yardımcısı Arınç, “Eski polis şefleri var, memur var mı bilmiyorum. Müdür, müdür yardımcısı veya emniyet amiri şeklinde. Şimdi şu gerçekle Türkiye karşılaştı. 17 Aralık diyelim, onun öncesi biraz sonrası emniyet içinde yuvalanmış bir takım unsurların yargıyla da iş birliği yaparak gayri hukuki, gayri kanuni bazı işler yaptığı tespit edildi. Nedir bunlar, mesela benim de içinde bulunduğum binlerce insan başka isimler verilmek suretiyle telefonları aylarca dinlenmiş. O zaman TİB’de de bir işbirliği yapmışlar. Hakimler, savcılar zaten kendilerinden, emniyet müdürleri ve amirleri de bazen Necmettin Erbakan rahmetlinin ismini Hısfullah yapmışlar ama telefon Erbakan’ın telefonu. 3 ay dinlenmesi gerekirken ve hiçbir şey elde edilemedikten sonra imha edilmesi gerekirken 3 sene boyunca 200 bine yakın insan dinlenmiş. Bunların dinlenmesinden nasıl bir menfaat elde edilmiş. Şuanda soruşturma gizli ama dışarıya sızanlardan söylüyorum. Şantaj amaçlı kullanılmış bir kısmı. İş adamlarına da şantaj yapılmış, siyasetçilere şantaj yapılmış bu kasetlerle aile hayatları, özel hayatları da işin içerisine sokulmuş. Bunların bir kısmı alan dinlemesi şekliyle, bu alan dinlemesi o hale geldi ki dışişleri bakanlığındaki en mahrem oda da konuşulanlar bile dinlendi ve ifşa edildi. Bir taraftan da Milli İstihbarat Teşkilatına karşı bir operasyon yürütülmüş, başbakanın ofisine ve evine dinleme cihazları konulmuş. Biz bu işlerin sonradan farkına vardık ve polis başmüfettişleri, savcıları soruşturmayı yaptılar. Zannediyorum o soruşturma sonucunda da olaylarla ilgisi olduğu tespit edilebilen veya varsayılan bazı insanlarla ilgili bugün bir operasyon başlatıldı” diye ifade etti.

"OPERASYONLAR DEVAM EDEBİLİR"
Sunucunun “ Operasyonlar devam edebilir mi” sorusuna Arınç, “ Edebilir. Çünkü bu bağlantıların sadece emniyet ayağı yok. Başka yerlerde de ayakları bulunabilir. Ama şuna dikkat etmemiz lazım. Soruşturma gizlidir, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de. Bu soruşturmanın gizliliğine dikkat edilmelidir. İnsanlar daha suçlu suçsuz olduğu sabit olmadan, yargılama olmadan kesinlikle suçlu olarak teşhir edilmemelidir. Birde bunların hepsi kamu görevlisi ise bu kamu görevlilerine karşı her zaman yaptığımız gibi fena muamele, kötü muamele veya insanlık dışı muamelelerde yapılmamalıdır. Yani kelepçe yeri geldiğinde takılmamalıdır, arkalarından kelepçelenmemelidir. Teşhir edilmemelidir ve şimdiden suçlu ilan edilmemelidir. Soruşturmanın gizliliğinde güzel bir yargı süreci sonunda bakarsınız beraat ederler. Bakarsınız başka suçlar ortaya çıkar ama bunun sonucunu görmeden bu insanlara kesinlikle köyü muamelede yapılmamalıdır. Yargının temiz, şeffaf, adaletli bir şekilde tecelli etmesini şahsen temenni ederim” şeklinde konuştu.

“BİR KISMINI ELİMİZLE TUTMUŞ GİBİ BİLİYORUZ”
AK Parti ile Cemaat arasında bir sorun veya barış olur mu, olaylar daha mı büyür diyen sunucuya Arınç,” Gelişmeler bir barışın şuanda söz konusu olmadığını gösteriyor” derken iki tarafı da çok iyi tanıyorsunuz sorusuna “ Çok iyi tanıyorum içim yanıyor. Ama yaşadığımız olaylar var. Bu olayları görmezden gelemeyiz. Birincisi, dolayısı ile bir şeylerin ortaya çıkması lazım. İkincisi bu belli yerlerde yuvalanmış insanların artık bu işlerden vazgeçmesi lazım. Üçüncüsü ise birde tabi biz bunları yaptık ama kusura bakmayın bizi affedin demeleri lazım. Bunlar yapılmadığı sürece hiçbir hükümet, hiçbir devlet kendisine paralel yapılanmayı kabul etmez. Bu bu camia ile değil söylediklerim. Ne olursa olsun biz nasıl KCK’yı kabul etmediysek onların hepsi yargılanıyor, yargılanacak bir kısmı hüküm giydi. Onun benzeri başka bir yapılanmanın da, yani yargıda paralel, emniyette paralel, güvenlikte paralel, askerde paralel, bürokraside paralel bir yapılanmayı ve kendi büyüklerinden emir ve talimat alarak yasa dışı kanunlara aykırı olarak kendi amirlerini bir kenara atmaları, hukuk dışına çıkmaları kesinlikle kabul edilemez. Bu söylediklerim ne kadar gerçek, bir kısmını elimizle tutmuş gibi biliyoruz. Bir kısmını da ancak bu soruşturmalar sonucunda göreceğiz. Onlar bu işleri yapmaktan vazgeçer ve nedamet getirirlerse bir taraftan da yargı görevini biran önce yaparsa önümüzdeki süreç inşallah Türkiye için çok daha barışık ve huzurlu bir süreç olur “ diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA