Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa'da (1)

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "İnşallah İslam alemi, bugünkü feryatlarından, acılarından, dökülen kanlardan bir an evvel kurtulsun. Filistin'de, Gazze'de, Afganistan'da, Myanmar'da, Suriye'de, Irak'ta, bütün dünya coğrafyasında, Müslümanlıkları sebebiyle kendilerine zulmedilen, ölüm kusulan tüm kardeşlerimize Rabbim yar ve yardımcı olsun, rahmet, inayet etsin" dedi.

Arınç, restorasyonu tamamlanan Muradiye Camisi'nin resmi açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2'nci Murad tarafından inşa ettirilen bu yapının 600-700 yıl sonra yeniden orijinal şekline dönmüş olmasının herkesi fazlasıyla memnun ettiğini söyledi.

Ecdadın emanetine sahip çıkmanın, onu yüz yıllar boyu ayakta tutmanın, bugüne kadar gelmiş geçmiş cemaati, imamları, müezzinleriyle Bursa'nın merkezinde çok güzel bir merkez olan Muradiye Camisi'nin ve restorasyonu kısa sürede bitecek çevresindeki külliyenin açılışını yapmanın kendilerine onur verdiğini dile getiren Arınç, yaklaşık 1,5 milyon lira masrafla fevkalade ince, itinalı bir çalışmayla bu yapının çok güzel bir hale geldiğini anlattı.
Vakıflar Bölge Müdürlüğünün hem Bursa hem de çevresindeki illerde güzel hizmetler gerçekleştirdiğini, büyük ölçekte yapılacak bir iş de kalmadığını ifade ederek, Bursa, Bilecik ve diğer il ve ilçelerde de cami, medrese, külliye, imaret, çeşme, hamam, kabristan, ne kadar vakıf eser varsa bunları tekrar ayağa kaldırmak istediklerini vurguladı.
Arınç, Muradiye Camisi'nin de bulunduğu külliyedeki Saraylılar Türbesi, Gülbahar Hatun, Gülruh Hatun, Şirin Hatun türbelerinin restorasyonunun tamamlandığını, Sultan 2'nci Murad, Şehzade Mahmut, Şehzade Mustafa, Mükrime Hatun türbelerinin bitmek üzere olduğunu, Cem Sultan, Gülşah Hatun, Şehzade Ahmet ve Huma Hatun türbelerinde ise çalışmaların devam ettiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Vakıflara sahip çıkmak inancımızın gereğidir, hükümetimizin işidir. Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla 12 yıllık hükümetimiz döneminde 4 bine yakın vakıf eser restore edilmiştir. Bugün bunların hepsi ayaktadır. Yıkılmış olanlar bile eski fotoğraflarından, arşivlerden istifade edilerek geçmişteki orijinal haline kavuşturulmaktadır. Vakıflar bu hizmetlerinde yalnız da değildir. Bir taraftan Bursa Büyükşehir Belediyemiz bir taraftan Valiliğimiz, ilçelerde de belediyelerimiz yine Büyükşehir ile vakıf eserlerine sahip çıkıyor. 30 büyükşehrimiz var. Sevinerek ifade etmeliyim ki Bursa Büyükşehir Belediyesi ilk 3 belediyemiz içinde vakıflara sahip çıkmayı kendisine kutsal bir görev olarak biliyor."
Allah'tan, daha nice ramazanlara kavuşmayı dileyen Arınç, 12 Temmuz'un Dünya Yetimler Günü olduğunu hatırlattı. Arınç, bundan dolayı yetim iftarları düzenlendiğine değinerek, "Diyanet İşleri Başkanlığımız da bu yıl Türkiye'de 12 Temmuz'u yetimlerle yapılacak bir iftara döndürdü. Ne mutlu, ne kadar güzel bir hizmet" ifadesini kullandı.
- "Laiklik bundan mı incinirmiş?"
Bursa'da bugün her yerde bir iftar olduğunu, fakirlerin, yoksulların, engellilerin evinde de iftarlar bulunduğunu, kentin ramazanda bereketle dolup taştığını anlatan Arınç, şöyle konuştu:
"İnşallah İslam alemi, bugünkü feryatlarından, acılarından, dökülen kanlardan bir an evvel kurtulsun. Filistin'de, Gazze'de, Afganistan'da, Myanmar'da, Suriye'de, Irak'ta, bütün dünya coğrafyasında, Müslümanlıkları sebebiyle kendilerine zulmedilen, ölüm kusulan tüm kardeşlerimize Rabbim yar ve yardımcı olsun, rahmet, inayet etsin. Onlar da iftar ve sahurun sevincine, ramazanın bereketine bir an evvel kavuşsunlar. Dualarımızda onları da lütfen unutmayalım."
Arınç, törende açılış konuşmaları öncesinde bir imamın, Kur'an-ı Kerim'den ayetler okuduğunu belirtti.


Eskiden yapılan bu tür törenleri anımsatan Arınç, şöyle devam etti:
"Yaşım biraz ilerledi. Şöyle Kur'an-ı Kerim'i dinlerken bir 10, 15, 20 sene evvel Kur'an okunarak başlanan bir töreni hatırlamıyorum. Bazen yapılmaya çalışılırdı, sağ olsun buradaki arkadaşlarımı tenzih ediyorum, basının bütün kameraları, teypleri onlara doğru döner hatta sonunda bir Fatiha okunacaksa 'Kim Fatiha okudu, kim yüzüne sürdü' diye tek tek fotoğraflar çekerdi. Ertesi günü de gazetelerde, televizyonlarda 'Vali de Fatiha okudu, üstelik elini de yüzüne sürdü. Törenden önce de Kur'an-ı Kerim okundu. Vay irtica ne kadar dal budak sarmış. Eyvah laiklik elden gidiyor' diye feryat ederlerdi. Şimdi bugünümüze bakıyorum, geçmişte yapılan bu işler ne kadar saçma sapan, komik şeylermiş. İrtica bununla mı gelirmiş? Laiklik bundan mı incinirmiş? Din ve vicdan özgürlüğü laiklikle eş değer ise bir cami açılışında veya bir hayır töreninde Kur'an-ı Kerim okunmasının kime ne zararı varmış? Endülüs Emevi Devleti asırlardır dünyaya örnek oldu. Şimdi de üzerinden pek çok felaket geçmesine rağmen hala Endülüs, Endülüs olma özelliğini taşıyor. El Hamra Sarayı'na girdiğiniz zaman, sarayın duvarlarına işlenmiş yan yana hiç boşluk bırakmadan bir söz görüyorsunuz, 'Allah'tan başka galip yoktur, İslam'dan başka galip yoktur, Kur'an'dan başka galip yoktur.' Siz ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin zamanı gelecektir, Kur'an hükmünü icra edecektir ve herkes bunu büyük bir memnuniyetle karşılayacaktır."
(Sürecek)
Kaynak: AA