Köylülerin Taş Ocağı İsyanı

Antalya’nın Çakırlar, Zümrüt, Aydınlık, Kuruçay, Hurma, Suiçecek, Akdamlar, Yeni Mahalle ve Hisarçandır köyünden gelen vatandaşlar taş ocaklarının kapanması için Antalya Halk Sağlığı Merkezi önünde basın açıklaması yaptı, dilekçe verdi.

Köylülerin Taş Ocağı İsyanı
Taş ocakları sebebiyle sağlık problemi yaşadıklarını iddia eden köylülerin adına basın açıklaması Aile Hekimi Dr. Mehmet Ozan Uzkut tarafından yapıldı. Uzkut, taş ocakları nedeniyle halkın artık ölüm kalım savaşı verir hale geldiğini belirterek şöyle konuştu: “Boğaçay’ın kıyısındaki taş ocağı 1997 yılından beri çalışmış, bu ocaklarda bölgeyi kirleten toz artık insan sağlığını tehdit eder noktaya gelmiştir. Bu taş ocağı yetmezmiş gibi ikinci olarak Karayollarına ait bir başka ocak açılarak işletilmesi bir şahsa kiralanmış ve bu ocakta yine aşırı toz üretilmesine neden olmuştur. Son olarak Mayıs ayında Hisançandır Kum mevkisinde 3’üncü taş ocağı açılmış ve halkın yaşamı hiçe sayılmıştır.”

HASTALIKLAR ARTTI
Dr. Uzkut, 15 yıldır faaliyetini sürdüren taş ocaklarının çıkardığı toz nedeniyle bölgede kanser, astım, bronşit gibi hastalıkların yayıldığını savundu. Uzkut ayrıca, bu hastalıklar nedeniyle hastanede iki kişinin yoğun bakımda bulunduğunu, 1 kişinin de geçen hafta hayatını kaybettiğini söyledi.

Taş ocaklarında kullanılan kimyasal maddelerin köylülerin suyunu da zehirlediğinin altını çizen Uzkut, şöyle konuştu: “Bu bölge tarım bölgesi zehirli su tarım ürünlerine geçince mide, bağırsak ve cilt kanseri gibi ciddi hastalıklara sebep oluyor.” Sadece kanser değil başka hastalıkların da köylerde arttığını söyleyen Uzkut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgeye baktığımız zaman normalin çok çok üzerinde astım ve koah hastası var. Antalya merkezine bu kadar yakın köylerde bu hastalıkların bu kadar artmış olması mutlaka incelenmesi gereken bir durum. Büyükşehir Belediyesi, Çevre İl Sağlık Müdürlüğüne taş ocaklarının kapatılması konusunda görevler düşüyor. Çünkü artık halk sağlığını ve çocuklarımızın sağlığını tehdit eder bir duruma geldiler."
Uzkut, ayrıca bu durumdan çocukların etkilendiğini astımlı çocukların yanı sıra diş yapısı bozulan çocuklarında bulunduğunu belirterek devletin taş ocakları konusunda önlem alması gerektiğini sözlerine ekledi.

Çakırlar köyünde yaşayan Melahat Kurşun da, taş ocaklarından çıkan toz nedeniyle astım hastası olduğunu söyledi.

Tedavi gördüğünü, ocaklardan çıkan tozun kendilerini hastalandırdığı kadar çocuklar için de zararlı olduğunu belirten Kurşun, “Biz hastalandık hadi bizi bırakın çocuklarımız ne olacak hiç yaşamayacaklar mı” diye yakındı. Ayrıca köylerinde hastalıkların çok arttığını söyleyen Kurşun, sözlerine şöyle devam etti: “Köyümüzde hiç yoksa 50 kanserli hasta oldu, 50 astım hastası oldu bunlar yeni taş ocaklar açıldıktan sonra oldu. Taş ocaklarından şikâyetçiyiz çocuklarımızın yaşaması için istemiyoruz.”
Akseki’de yaşayan Mehmet Coşar da, taş ocakları nedeniyle astıma yakalandığını ve yoğun şekilde astım ilaçları kullandığını söyledi.

Köylüler taş ocaklarının halk sağlığına zararlı olduğunu ve kapatılması gerektiğini belirten dilekçelerini halk sağlığı merkezine verdiler.
Kaynak: İHA