Saç Dökülmesi Uykularınızı Kaçırmasın
Her üç kişiden birini etkileyen ve ciddi bir problem olan saç dökülmesi, hem kadınların hem erkeklerin ortak sorunu.
Yapılan araştırmalar saç nakli yaptıran hastaların yüzde 95’inin erkek, yüzde 5’inin kadın olduğunu gösteriyor. Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, bu rakamların kadınlarda saç dökülmesinin daha az yaşandığı anlamına gelmediğini, kadınların saçlarındaki azalma, incelme ve yüksek oranda olmayan dökülmeyi bir soruna bağlamayıp mevsimsel olarak değerlendirerek doktora başvurmakta geciktiğini belirtti.
Saç dökülmesinin genetik faktörlere, hormonlara, mevsimlere, dış etkenlere ve bir takım sağlık sorunlarına bağlı olarak farklılık gösterebileceğine dikkat çeken Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, “Günde 50-100 saç dökülmesi normal fakat tüm bunlara karşı genel anlamda 100-200 telden fazla saç telinin dökülmesi altta yatan bir sorun anlamına gelebilir” dedi.
Saç dökülmesine neden olan birçok faktör arasından genetik, doğum, anemi, tiroid bezi salgı bozuklukları ve stres gibi faktörler ön plana çıkıyor.
Genetik: Erkeklerde saç dökülmesi yüzde 73 oranında genetik faktörlerden kaynaklanıyor. Kişinin baba, amca, dayı gibi birinci dereceden akrabası olan kişiler de saç dökülmesi var ise bu kayıp kişinin kendisinde de görülebiliyor.
Doğum: Özellikle gebelik süresinde östrojen hormonu normalden fazla salgılandığı için saçlar gürleşir. Doğum sonrası ise östrojen miktarı azaldığı için saçlarda dökülmeler başlar. Bu tehlike yaratmayan bir durumdur ve saçlar bu sürecin sonunda 1-6 ay arasında tekrar büyür.
Tiroid: Tiroid bezi hastalıkları hiçbir neden yokken kilo alıp verme, ateş basması ya da üşüme gibi sorunlara yol açtığı gibi, saç dökülmesine de neden olabiliyor.
Stres: Stres bazı durumlarda yaygın saç dökülmesi gibi sorunlar doğurabilir. Stres sebebi ortadan kaldırılırsa, dökülen saçlar yaklaşık bir yıl içinde yeniden çıkar.
Anemi: Kadınların yüzde 18’inde görülen ve tedavi gerektiren demir eksikliği anemisi de saç dökülmesine neden olabilir.
Kadın ve erkeklerde saç dökülmesinin farklı nedenlere bağlı olarak gelişebildiğini Doç. Dr. Erdem Güven, “Erkeklerde saç dökülmesi denildiğinde genetik faktörler başroldedir. Kadınlarda ise hormonal değişikliklere bağlı saç dökülmesi sıklıkla görülür. Diğer bir önemli nokta ise, kadınlarda saç kayıplarının erkelerde olduğu gibi kolay teşhis edilememesidir. Ayrıca kadınlarda doğum sonrası ve menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak yoğun saç dökülmesi görülebilir” dedi.
Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi, Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, canlı ve sağlıklı saçlara sahip olmanın püf noktalarını ise şöyle özetledi:
"Jöle ve sprey gibi saç şekillendiriciler saçın dökülmesini tetikleyen faktörlerdendir. Mümkün olduğu kadar bu ürünleri kullanırken saç diplerine temas etmemesini sağlayın.
Devamlı bone ve kep kullanımı saçlı derinin hava almasını engellediğinden saç dökülmelerine neden olur bu sebeple gün içinde saçın hava alması sağlanmalı veya bunların hava geçirgen olanları kullanılmalıdır.
Duş alınan su çok sert ve kireçli ise yumuşatıcı filtre kullanmaya özen gösterilmelidir.
Saç diplerindeki kuruluğu önlemek için argan yağı kullanımı faydalı olacaktır".
Saçların gere gelmesi için uygulanan yöntemler ise şunlar:
"FUE (Folliculer Unit Ekstraksiyonu):Hem saçı alırken hem de alınan saçı ekerken doğal sonuçlar elde etmemizi sağlayan bir saç ekimi tekniğidir. FUE, saçlı bölgeden tek tek alınan canlı saç köklerinin saçsız olan bölgeye transfer edilmesidir.
PRP Tedavisi: ‘Plateletten Zengin Plazma’ sıvısı ve buna eklenen trombosit kaynaklı otolog protein karışımının saçların seyrekleştiği bölgeye uygulanmasıdır. Bu tedavi yöntemi tamamen dökülmemiş saçları olan erkek ya da kadın vakalara uygulanabilir. Medikal literatürde ‘ALOPECIA AREATA‘ adı altında geçen bölgesel saç dökülmesi hastalığında da uygulanmaktadır.
Saç Mezoterapisi: Saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve eser elementleri içeren özel serumlar direkt olarak saç kökünün yer aldığı derinin orta tabakasına doktor tarafından enjekte edilir. Yıpranmış saçlarda canlanmaya neden olur, kişideki başka bir rahatsızlık nedeniyle oluşmuş (tiroid hastalığı, anemi vb.) saç dökülmelerinin tedavisinde yardımcıdır. Ayrıca stres, mevsimsel dökülme sürecinin uzaması, beslenme bozukluğu nedeni ile oluşan dökülmelerde de etkili bir tedavi yöntemidir".
Kaynak: İHA
Saç dökülmesinin genetik faktörlere, hormonlara, mevsimlere, dış etkenlere ve bir takım sağlık sorunlarına bağlı olarak farklılık gösterebileceğine dikkat çeken Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, “Günde 50-100 saç dökülmesi normal fakat tüm bunlara karşı genel anlamda 100-200 telden fazla saç telinin dökülmesi altta yatan bir sorun anlamına gelebilir” dedi.
Saç dökülmesine neden olan birçok faktör arasından genetik, doğum, anemi, tiroid bezi salgı bozuklukları ve stres gibi faktörler ön plana çıkıyor.
Genetik: Erkeklerde saç dökülmesi yüzde 73 oranında genetik faktörlerden kaynaklanıyor. Kişinin baba, amca, dayı gibi birinci dereceden akrabası olan kişiler de saç dökülmesi var ise bu kayıp kişinin kendisinde de görülebiliyor.
Doğum: Özellikle gebelik süresinde östrojen hormonu normalden fazla salgılandığı için saçlar gürleşir. Doğum sonrası ise östrojen miktarı azaldığı için saçlarda dökülmeler başlar. Bu tehlike yaratmayan bir durumdur ve saçlar bu sürecin sonunda 1-6 ay arasında tekrar büyür.
Tiroid: Tiroid bezi hastalıkları hiçbir neden yokken kilo alıp verme, ateş basması ya da üşüme gibi sorunlara yol açtığı gibi, saç dökülmesine de neden olabiliyor.
Stres: Stres bazı durumlarda yaygın saç dökülmesi gibi sorunlar doğurabilir. Stres sebebi ortadan kaldırılırsa, dökülen saçlar yaklaşık bir yıl içinde yeniden çıkar.
Anemi: Kadınların yüzde 18’inde görülen ve tedavi gerektiren demir eksikliği anemisi de saç dökülmesine neden olabilir.
Kadın ve erkeklerde saç dökülmesinin farklı nedenlere bağlı olarak gelişebildiğini Doç. Dr. Erdem Güven, “Erkeklerde saç dökülmesi denildiğinde genetik faktörler başroldedir. Kadınlarda ise hormonal değişikliklere bağlı saç dökülmesi sıklıkla görülür. Diğer bir önemli nokta ise, kadınlarda saç kayıplarının erkelerde olduğu gibi kolay teşhis edilememesidir. Ayrıca kadınlarda doğum sonrası ve menopoz döneminde östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak yoğun saç dökülmesi görülebilir” dedi.
Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi, Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, canlı ve sağlıklı saçlara sahip olmanın püf noktalarını ise şöyle özetledi:
"Jöle ve sprey gibi saç şekillendiriciler saçın dökülmesini tetikleyen faktörlerdendir. Mümkün olduğu kadar bu ürünleri kullanırken saç diplerine temas etmemesini sağlayın.
Devamlı bone ve kep kullanımı saçlı derinin hava almasını engellediğinden saç dökülmelerine neden olur bu sebeple gün içinde saçın hava alması sağlanmalı veya bunların hava geçirgen olanları kullanılmalıdır.
Duş alınan su çok sert ve kireçli ise yumuşatıcı filtre kullanmaya özen gösterilmelidir.
Saç diplerindeki kuruluğu önlemek için argan yağı kullanımı faydalı olacaktır".
Saçların gere gelmesi için uygulanan yöntemler ise şunlar:
"FUE (Folliculer Unit Ekstraksiyonu):Hem saçı alırken hem de alınan saçı ekerken doğal sonuçlar elde etmemizi sağlayan bir saç ekimi tekniğidir. FUE, saçlı bölgeden tek tek alınan canlı saç köklerinin saçsız olan bölgeye transfer edilmesidir.
PRP Tedavisi: ‘Plateletten Zengin Plazma’ sıvısı ve buna eklenen trombosit kaynaklı otolog protein karışımının saçların seyrekleştiği bölgeye uygulanmasıdır. Bu tedavi yöntemi tamamen dökülmemiş saçları olan erkek ya da kadın vakalara uygulanabilir. Medikal literatürde ‘ALOPECIA AREATA‘ adı altında geçen bölgesel saç dökülmesi hastalığında da uygulanmaktadır.
Saç Mezoterapisi: Saçın ihtiyacı olan vitamin, mineral ve eser elementleri içeren özel serumlar direkt olarak saç kökünün yer aldığı derinin orta tabakasına doktor tarafından enjekte edilir. Yıpranmış saçlarda canlanmaya neden olur, kişideki başka bir rahatsızlık nedeniyle oluşmuş (tiroid hastalığı, anemi vb.) saç dökülmelerinin tedavisinde yardımcıdır. Ayrıca stres, mevsimsel dökülme sürecinin uzaması, beslenme bozukluğu nedeni ile oluşan dökülmelerde de etkili bir tedavi yöntemidir".