Yaşar Yakış'tan 'Uluslararası Su Politikası' Konferansı

Akçakoca Sky Tower Oteli’nde geniş katılımla yapılan seminere konuşmacı olarak eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da katıldı.

Yakış, "Uluslararası Su Politikası" ile ilgili bilgi verdi.

Basına kapalı gerçekleştirilen seminer sonrasında açıklamalarda bulunan Yaşar Yakış, Türkiye'nin uluslararası sular açısından çok kritik bir noktada olduğunu belirterek, "Dicle ve Fırat Nehirlerimiz su fakiri olan Suriye’ye akıyor. Geçmişte su konusunda bize baskı yapmak için Abdullah Öcalan’ı kendi bünyelerinde barındırıyorlardı. Su meselesinde ortaya çıkan sorunun çözümü için o ülkelerle bir ortak noktaya gelebilmek lazım. Bu konuları çok iyi bilen, çok iyi müzakere edebilen, dünyadaki iyi örnekleri çok iyi bilen uzmanlarla dünyadaki gelişmeleri izlemek lazım. Ben şu anda Orta Doğu’da Mavi Barış adında bir inisiyatifin üyesiyim. Ürdün Kralının amcası Prens Hasan’ın başkanlığında yürütüyoruz bunu. Hedefimiz şu Avrupa Birliği (AB) dediğimiz şey, kömür ve çelik birliği dediğimiz bir inisiyatifle başladı.

Kömür ve çelik Fransa ve İngiltere arasında en tartışmalı konuydu. Dönemin Fransa Planlama Müsteşarı Jean Munet’nin, 'Kömür ve çeliği birlikte işletelim' önerisinin kabulüyle çatışma konusu olan bir şey iş birliğine dönüştü. Sonra diğer ülkelerin katılmasıyla Avrupa Birliği haline geldi. Benzer bir şekilde Orta Doğu’da da en problemli mesele su meselesi. Acaba bu su sorununu Orta Doğu’da bir iş birliği haline getirebilir miyiz? diyerek bu inisiyatifin içine girdik" dedi.

Yaşar Yakış konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçen hafta Cenevre’de bir toplantımız oldu. Oradaki örneklerden esinlenmeye çalışıyoruz. Burada yapılan toplantılarda da bürokrasi düzeyinde burada bulunan arkadaşlara konularımızı çok iyi bilmeyi telkin ediyorum. Yer altı akiferlerinin büyüklüğü ne kadardır? Su varlığımız öteki ülkelere taşıyor mu? Taşıyorsa onlar bizden su çalabilir mi? Bunları doğru dürüst bilmek lazım. Akiferler konusunda da bir uluslararası sözleşme hazırlanması çalışmaları devam ediyor. Şu anda yürürlükte olan sözleşmenin çalışmalarına doğru katkıda bulunamadığımız için ve o çalışmaları bizim çıkarlarımız yönünde yönlendiremediğimiz için sözleşme bizim arzu etmediğimiz şekilde sonuçlandı, oylandı. Biz bunun için, 'Sözleşmeyi imzalamıyoruz' dedik. Sözleşmeyi imzalamamakla bir yere varamıyorsun ki. Uluslararası hukuk o sözleşmede yer alan istikamette gelişmeye devam ediyor. Türkiye’nin bu tür durumlardan çıkması için de bugün burada yapılan toplantıları çok önemsiyorum. Buna benzer daha nice toplantılar yapmak lazımdır" diye konuştu.