Uluslararası Yargı ve Adaletin Temsilcileri İstanbul'da Buluştu
Adalet ve Hukuk Devleti konulu 'Uluslararası Sempozyum 2014'ün açılışı İstanbul'da gerçekleştirildi.
8-9 Mayıs tarihlerinde, Four Seasons Bosphorus Oteli'nde sürecek olan sempozyumda 'Adalet ve Hukuk Devleti' çerçevesinde hukuktan ekonomiye, kuvvetler ayrılığından temel hak ve özgürlüklere ve medyadan bağımsız yargıya kadar pek çok farklı ve güncel konu ele alınıyor.
Başta Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Birleşmiş Milletler’in katkılarıyla düzenlenen Adalet ve Hukuk Devleti konulu 'Uluslararası Sempozyum 2014; başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Dünya Bankası, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi birçok uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcilerinin yanı sıra; Harvard, Yale ve New York Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinden saygın hukukçuları, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden katılan hakim, savcı ve siyasetçileri ve uluslararası hukuka küresel ölçekte yön veren çok sayıda kurumun temsilcilerini ağırlıyor.
Açılış konuşmasını Birleşmiş Milletler Global Compact Türkiye Başkanı Dr. Yılmaz Argüden’in yaptığı sempozyumda iki gün boyunca sırasıyla Hukuk Devleti, Hukuk Devleti Karşısındaki Tehditler, Hukuk Devleti İlkesinin İş Dünyası ve Ekonomi Üzerindeki Etkisi, Bağımsız ve Etkin Yargı, Temel Bireysel Haklar ve Özgürlüklerin Kurulması ve son olarak Medya ve Internet konulu altı farklı panel gerçekleştirilecek.
Sempozyumun açılışında konuşan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Emin Artuk, ceza kanunlarının insan haklarını temel alarak, bu çerçevede oluşturulmasının zorunlu olduğunu belirterek kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan cezaya tabi tutulamayacağını ve bunun anayasa ile güvence altına alınmasının hukuk devletinin görevi olduğunu belirtti.
MANSERVİSİ: “TÜRKİYE’DE ADALET SİSTEMİ TAM OLARAK KURULAMADI”
Sempozyum açılışında konuşan Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Stefano Manservisi, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin birlikte çalışmakta olduğunu ve bir adalet reformu yapılması için çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade etti.
Manservisi, AB standartlarına uygun bir yargının büyük önem taşıdığını vurguladı ve adalet sisteminin Türkiye’de tam olarak kurulması ve hukuk devletinin tam olarak gerçekleştirilmesinin tamamlanamadığını söyledi.
“17 ARALIK SÜRECİNİ TAKİPTEYİZ. YARGININ TARAFSIZLIĞI İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILMIYOR”
17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmeleri takip ettiklerini ifade eden Stefano Manservisi, yargının tarafsız şekilde işleyişini sağlamak açısından yeterli adımların atılmadığını söyledi.
Türkiye’de kararların hızlı alındığını ve istişare süreci yapılmadığını bu durumun ise gerek adli gerekse de idari polis ve savcıları olumsuz bir biçimde etkilediğini söyledi.
Türkiye’de son dönemde kutuplaşmış bir yapının olduğunu belirten Stefano Manservisi, bu durumun yargı bağımsızlığına ve HSYK'ya büyük sekte vurduğunu ifade etti.
Manservisi, son dönemde gerçekleşen görevden alınmalardan yargının etkilenmesi ve çeşitli internet sitelerine erişimin engellenmesine konularına eğilmek gerektiğini önemle hatırlattı ve “Bütün bunların acilen çözüme kavuşturulması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni kabul ettiğini belirten Stefano Manservisi, “Türkiye’deki reformların AB standartlarına göre yapılması beklenmektedir” dedi.
Polisin ve savcının yolsuzluk dâhil her türlü iddiayı soruşturabilmesi gerektiğini söylediklerini dile getiren Stefano Manservisi, “Bu, toplumun her kesimini ilgilendiren bir konudur. Yardımcı olmaya hazırız” şeklinde konuştu.
"DEMOKRASİNİN SADECE SANDIKTAN İBARET OLMADIĞINI AKLIMIZDA TUTMALIYIZ"
Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa için liberaller ve demokratlar ittifakında milletvekili olan ve dış ilişkiler, uluslararası ticaret, kültür ve eğitim konulu komitelerde görevli Marietje Schaake ise, Avrupa’da gözlerin Ukrayna’da yaşanan krize çevrildiği bir dönemde Türkiye’de uzun zamandır derinden derine artan fikir ayrılıklarının birdenbire yüzeye çıkarak patlak verdiğini belirtti.
Türkiye’nin içinde bulunduğu yaşamsal krizin, kendisi gibi Türkiye’nin AB üyeliğini gerçekten isteyip istemediklerini sorgulamalarına neden olduğunu belirtti.
Schaake, demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını ve demokratik ilkeler ve demokratik kurumlara dayalı bir yönetim biçimi olduğunun da çok net biçimde akılda tutulması gerektiğini hatırlattı.
Ortak yararlar ve değerler temelinde yürütülecek bir tartışmaya zemin hazırlamasının gerekliliğini vurgulayan Schaake, NATO, Ortadoğu'daki stratejik çıkarların ve gümrük birliği gibi pek çok ticari ilişki ve ekonomik yararın ve pek tabi Türk kökenli Avrupa vatandaşının ortak sorumluluk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
HUNTER: “DEMOKRATİK TOPLUMLARIN DEĞERİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜYLE ÖLÇÜLÜR”
ABD İstanbul Başkonsolosu Charles F. Hunter de sempozyum açılış oturumunda yaptığı konuşmada demokratik toplumların değerinin hukukun üstünlüğüyle ölçülebileceğini söyledi.
Hunter, “Modern demokratik toplumlarda suç işlemeyi bir kişinin büyük olasılıkla yakalanacağını ve hukuka uygun bir şekilde cezalandırılacağını düşünmesi gerekir. Bu kişinin sıradan vatandaş, zengin bir iş adamı, yargı mensubu veya hükümet mensubu olması fark etmemelidir” diye konuştu.
“MÜKEMMEL BİR ADALET SİSTEMİNDEN BAHSEDEMEYİZ”
“Hiçbir ülkede mükemmel bir adalet sistemi olduğunu söyleyemeyiz” diyen Charles F. Hunter “Hukuk, en nihayetinde bir bilim değildir, bir insanlık çabasıdır ancak güçlü hükümetler, büyük şirketler, terörist gruplar, organize ve adi suç gruplarının potansiyel tiranlığına karşı demokratik toplumun tek kalkanıdır” şeklinde konuştu.
Hunter, mahkemelerin özgür olmadığının algılanmasının adalet sistemini etkileyeceğini; bunun olması durumundaysa yargıya olan güvenin azalacağını söyledi.
Hunter,“Yargı bağımsız olmadığı takdirde toplum yasalara saygı göstermez. Tüm dünyada yatırımcılar yolsuzluk iddialarını duyduğunda, bu ülkelere yatırım yapmaktan kaçınır” ifadelerini kullandı. Charles F. Hunter, yargının bağımsız olması gerektiğine bir kez daha dikkat çekti ve “Bize göre demokrasinin daha güçlü, ekonominin canlı olabilmesi için bağımsız bir basına da ihtiyacımız vardır” şeklinde basın ve ifade özgürlüğüne olan ihtiyacı vurguladı.
Kaynak: İHA
Başta Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Birleşmiş Milletler’in katkılarıyla düzenlenen Adalet ve Hukuk Devleti konulu 'Uluslararası Sempozyum 2014; başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Dünya Bankası, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi birçok uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcilerinin yanı sıra; Harvard, Yale ve New York Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinden saygın hukukçuları, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden katılan hakim, savcı ve siyasetçileri ve uluslararası hukuka küresel ölçekte yön veren çok sayıda kurumun temsilcilerini ağırlıyor.
Açılış konuşmasını Birleşmiş Milletler Global Compact Türkiye Başkanı Dr. Yılmaz Argüden’in yaptığı sempozyumda iki gün boyunca sırasıyla Hukuk Devleti, Hukuk Devleti Karşısındaki Tehditler, Hukuk Devleti İlkesinin İş Dünyası ve Ekonomi Üzerindeki Etkisi, Bağımsız ve Etkin Yargı, Temel Bireysel Haklar ve Özgürlüklerin Kurulması ve son olarak Medya ve Internet konulu altı farklı panel gerçekleştirilecek.
Sempozyumun açılışında konuşan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Emin Artuk, ceza kanunlarının insan haklarını temel alarak, bu çerçevede oluşturulmasının zorunlu olduğunu belirterek kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan cezaya tabi tutulamayacağını ve bunun anayasa ile güvence altına alınmasının hukuk devletinin görevi olduğunu belirtti.
MANSERVİSİ: “TÜRKİYE’DE ADALET SİSTEMİ TAM OLARAK KURULAMADI”
Sempozyum açılışında konuşan Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisi Stefano Manservisi, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin birlikte çalışmakta olduğunu ve bir adalet reformu yapılması için çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade etti.
Manservisi, AB standartlarına uygun bir yargının büyük önem taşıdığını vurguladı ve adalet sisteminin Türkiye’de tam olarak kurulması ve hukuk devletinin tam olarak gerçekleştirilmesinin tamamlanamadığını söyledi.
“17 ARALIK SÜRECİNİ TAKİPTEYİZ. YARGININ TARAFSIZLIĞI İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILMIYOR”
17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmeleri takip ettiklerini ifade eden Stefano Manservisi, yargının tarafsız şekilde işleyişini sağlamak açısından yeterli adımların atılmadığını söyledi.
Türkiye’de kararların hızlı alındığını ve istişare süreci yapılmadığını bu durumun ise gerek adli gerekse de idari polis ve savcıları olumsuz bir biçimde etkilediğini söyledi.
Türkiye’de son dönemde kutuplaşmış bir yapının olduğunu belirten Stefano Manservisi, bu durumun yargı bağımsızlığına ve HSYK'ya büyük sekte vurduğunu ifade etti.
Manservisi, son dönemde gerçekleşen görevden alınmalardan yargının etkilenmesi ve çeşitli internet sitelerine erişimin engellenmesine konularına eğilmek gerektiğini önemle hatırlattı ve “Bütün bunların acilen çözüme kavuşturulması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni kabul ettiğini belirten Stefano Manservisi, “Türkiye’deki reformların AB standartlarına göre yapılması beklenmektedir” dedi.
Polisin ve savcının yolsuzluk dâhil her türlü iddiayı soruşturabilmesi gerektiğini söylediklerini dile getiren Stefano Manservisi, “Bu, toplumun her kesimini ilgilendiren bir konudur. Yardımcı olmaya hazırız” şeklinde konuştu.
"DEMOKRASİNİN SADECE SANDIKTAN İBARET OLMADIĞINI AKLIMIZDA TUTMALIYIZ"
Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa için liberaller ve demokratlar ittifakında milletvekili olan ve dış ilişkiler, uluslararası ticaret, kültür ve eğitim konulu komitelerde görevli Marietje Schaake ise, Avrupa’da gözlerin Ukrayna’da yaşanan krize çevrildiği bir dönemde Türkiye’de uzun zamandır derinden derine artan fikir ayrılıklarının birdenbire yüzeye çıkarak patlak verdiğini belirtti.
Türkiye’nin içinde bulunduğu yaşamsal krizin, kendisi gibi Türkiye’nin AB üyeliğini gerçekten isteyip istemediklerini sorgulamalarına neden olduğunu belirtti.
Schaake, demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını ve demokratik ilkeler ve demokratik kurumlara dayalı bir yönetim biçimi olduğunun da çok net biçimde akılda tutulması gerektiğini hatırlattı.
Ortak yararlar ve değerler temelinde yürütülecek bir tartışmaya zemin hazırlamasının gerekliliğini vurgulayan Schaake, NATO, Ortadoğu'daki stratejik çıkarların ve gümrük birliği gibi pek çok ticari ilişki ve ekonomik yararın ve pek tabi Türk kökenli Avrupa vatandaşının ortak sorumluluk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
HUNTER: “DEMOKRATİK TOPLUMLARIN DEĞERİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜYLE ÖLÇÜLÜR”
ABD İstanbul Başkonsolosu Charles F. Hunter de sempozyum açılış oturumunda yaptığı konuşmada demokratik toplumların değerinin hukukun üstünlüğüyle ölçülebileceğini söyledi.
Hunter, “Modern demokratik toplumlarda suç işlemeyi bir kişinin büyük olasılıkla yakalanacağını ve hukuka uygun bir şekilde cezalandırılacağını düşünmesi gerekir. Bu kişinin sıradan vatandaş, zengin bir iş adamı, yargı mensubu veya hükümet mensubu olması fark etmemelidir” diye konuştu.
“MÜKEMMEL BİR ADALET SİSTEMİNDEN BAHSEDEMEYİZ”
“Hiçbir ülkede mükemmel bir adalet sistemi olduğunu söyleyemeyiz” diyen Charles F. Hunter “Hukuk, en nihayetinde bir bilim değildir, bir insanlık çabasıdır ancak güçlü hükümetler, büyük şirketler, terörist gruplar, organize ve adi suç gruplarının potansiyel tiranlığına karşı demokratik toplumun tek kalkanıdır” şeklinde konuştu.
Hunter, mahkemelerin özgür olmadığının algılanmasının adalet sistemini etkileyeceğini; bunun olması durumundaysa yargıya olan güvenin azalacağını söyledi.
Hunter,“Yargı bağımsız olmadığı takdirde toplum yasalara saygı göstermez. Tüm dünyada yatırımcılar yolsuzluk iddialarını duyduğunda, bu ülkelere yatırım yapmaktan kaçınır” ifadelerini kullandı. Charles F. Hunter, yargının bağımsız olması gerektiğine bir kez daha dikkat çekti ve “Bize göre demokrasinin daha güçlü, ekonominin canlı olabilmesi için bağımsız bir basına da ihtiyacımız vardır” şeklinde basın ve ifade özgürlüğüne olan ihtiyacı vurguladı.