Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı Açıklaması

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Gezi olayları ile başlayan, 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla devam eden, ülkemizin istikrarını hedef alan saldırılar Türkiye'nin küresel çalkantıdan gereğinden fazla etkilenmesine neden oldu. Gezi olayları ve aralık ayı projelerinde Türkiye'nin ekonomisi hedeflendi" dedi

Bakan Yazıcı, İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) mayıs ayı Meclis toplantısına katıldı.

İTO'nun sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük ticaret odalarından biri olduğunu ifade eden Yazıcı, 1882 yılında Sultan II. Abdülhamit'in fermanıyla ilk yerli ticaret odası olarak kurulan İTO'nun, bugün dünyanın 5., Avrupa'nın ise 1. en büyük ticaret odası olduğunu söyledi.

Yazıcı, İTO'nun Türkiye'nin ticaret tarihinde olduğu gibi dünya ticaret tarihinde de bir kilometre taşı olduğunu vurguladı.
Avrupa kentlerinin gayrimenkul alanında beklenti ve gelişimlerine yönelik 2013 tarihli bir raporda, İstanbul'un liderliği elinde bulundurduğuna dikkati çeken Yazıcı, "Raporda, 'Riskten kaçanlar için Berlin ve Londra, fakat fırsat için İstanbul' vurgusu yapılıyor. Raporun tespiti, değerlendirmesi son derece önemli. Bankacılık ve sigorta alanındaki yeni yatırımcıların yanı sıra küresel ölçekte faaliyet yürüten sanayi ve ticaret erbaplarının oluşturduğu kuruluşlar, ofislerini artık İstanbul'da da açmaya başladı.

Doğu Avrupa, Kafkasya ve Orta Doğu pazarına en kolay erişimin lojistik merkezidir İstanbul. Bu tercihi, bu şekilde değerlendirmek gerekir" diye konuştu.

Yazıcı, "İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi" kapsamında "İstanbul'un öncelikle bölgesel, nihai olarak da küresel finans merkezi olması" vizyonuyla çalışmaların yürütüldüğünü hatırlatarak, bu çerçevede yapılan çalışmalara değindi.
Biri Avrupa yakası diğeri Asya yakasında olmak üzere İstanbul'da 2 uluslararası deniz limanı bulunduğuna işaret eden Yazıcı, şunları kaydetti:
"Böylesi dünya kenti olan İstanbul'un farkında olan hükümetimiz, bu şehri çok kıymetli takılarla güzelleştirmekte ve zenginleştirmektedir. Bu takılardan bir tanesi Marmaray projesidir. Yine üçüncü havaalanı, bir cesaret bir vizyon işi, inşallah onu da hayata geçireceğiz. Boğaz'dan bir başka geçişi sağlayan Avrasya Tüneli... Elbette sanayi, ticaret, üretim tesisleri, üretim faktörleri, sermaye önemli ama yaptığınızı, ürettiğinizi, en kolay, en seri şekilde pazarlara eriştirmenin altyapısına sahip bir şehir olması da lojistik imkanları da son derece önemli."

-"Neredeyse tüm ihracatımızın yarısı İstanbul'dan yapılıyor"

Yazıcı, Türkiye'nin 2013 yılı ihracatının 151 milyar 812 milyon dolar, İstanbul'dan yapılan ihracatın ise 70 milyar 910 milyon dolar olduğunu hatırlatarak, "Yani neredeyse tüm ihracatımızın yarısı İstanbul'dan yapılıyor" dedi.

Geçen yıl toplam ithalatın 251 milyar 651 milyon dolar, İstanbul'un ithalatının ise 136 milyar 601 milyon dolar olduğunu anımsatan Yazıcı, "Toplam ithalattaki İstanbul'un payı yüzde 54. İstanbul'un 2002 yılında 49 milyar 899 milyon dolar olan dış ticaret hacmi, 2013 yılında 207 milyar 506 milyon dolara yükselmiştir. Yani 2002-2013 arasında 4 kattan fazla artmıştır. 2013'te ülkemiz toplam vergi gelirlerinin yüzde 43,28'i İstanbul'da toplanmıştır. Ülkemizde toplanan vergilerin yaklaşık yüzde 20'si gümrük vergileridir" bilgilerini de paylaştı.

- "Gezi olayları ve aralık ayı projelerinde Türkiye'nin ekonomisi hedeflendi"

Yazıcı, AK Parti hükümetleri döneminde kamunun ekonomideki ağırlığını azaltarak, özel sektörün öncülük ettiği, rekabete dayalı, verimlilik artışını esas alan, sağlıklı, sürdürülebilir bir kalkınma zemini oluşturduklarından bahsederek konuşmasına şöyle devam etti:
"Gerek geçen yıl yaşadığımız 'Gezi' olarak nitelenen olaylarda gerekse aralık ayı süreciyle maruz kaldığımız projelerde Türkiye'nin ekonomik büyümesi, güçlü olması hedef alınmıştı. Türkiye'nin büyümesi, ekonomik güç kazanması ve geleceğe yönelik ortaya koyduğu hedefleri gerçekleştirmesinin önlenmesi hedeflenmişti. Bütün bu kaos ve kriz görüntüsü oluşturma gayretlerine rağmen hükümetimiz sorunu ciddi olarak ele alarak, teşhisini zamanında yaparak bu olumsuz hedefleri giderme noktasında basiretli bir tutum takınmış ve milletimizle birlikte önlemeyi başarmıştır."
Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesini devam ettirdiğini, 4 yıldır, 17 çeyrektir kesintisiz olarak büyüdüğünü dile getiren Yazıcı, "Bankacılık sektörümüzü kamu açıklarını finanse eden yapıdan reel sektörü finanse eden bir yapıya getirdik. Bugün sağlıklı ve güçlü bir bankacılık sektörüne sahibiz. Türkiye ekonomisi bugün sağlam temellere sahiptir" değerlendirmesini yaptı.
Son dönemde, ABD Merkez Bankası'nın tahvil alım programını azaltma kararını açıklamasıyla özellikle gelişmekte olan ekonomileri etkileyen bir dalgalanma yaşandığını anımsatan Yazıcı, şunları söyledi:
"Gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışıyla döviz kurunda bir sıçrama yaşandı. Gezi olayları ile başlayan, 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla devam eden, ülkemizin istikrarını hedef alan saldırılar Türkiye'nin bu küresel çalkantıdan gereğinden fazla etkilenmesine neden oldu. Ancak 30 Mart seçimlerinde milletimizin sandıkta gereken cevabı vermesiyle Türkiye ekonomisi olumlu yönde yol almaya başladı, piyasalar normalleşme sürecine girdi.
Bugün gelinen noktada döviz kuru bir miktar daha yüksek bir seviyede istikrar kazandı. Alınan tedbirler sayesinde iç talep yavaşlamaya başladı.

Böylece dış talebe dayalı, ihracat ve üretim odaklı büyüme modeline geçiş için uygun ortamı yakaladık. Önümüzdeki dönemde, büyümeden taviz vermeden temel makro dengelerimizi daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yapıya oturtacağız."
Bu yılın ilk aylarına ilişkin verileri, bu amaçlarını destekleyen tablolar olarak nitelendiren Yazıcı, yılın ilk iki ayında tüm olumsuz iç ve dış gelişmelere rağmen sanayi üretiminde artışın çok güçlü olduğunu anlattı.
Yazıcı, Türkiye'de dünya ile ekonomik ve ticari anlamda sağlam bir bütünleşme süreci hedeflediklerini de vurguladı.
(Sürecek)
Kaynak: AA