Vanlı Çocuklara Hastanede Eğitim
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezinde uzun süreli tedavi gören çocuklara "Hastane Sınıf" projesiyle eğitim veriliyor.
Vali Aydın Nezih Doğan'ın eşi Hatice Doğan'ın isteğiyle Milli Eğitim Müdürlüğünce görevlendirilen Bardakçı İlköğretim Okulu yönetimi, yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde uzun süreli tedavi gören çocukların eğitim hayatına devam edebilmeleri için proje hazırladı.
Özellikle lösemi hastası çocuklar ile servislerde uzun süreli tedavi alan çocukların hedef seçildiği "Hastane Sınıf" projesini hazırlayan okul yönetimi, gönüllü 13 öğretmenle yaklaşık 5 ay önce çalışmalarını başlattı.
Öğretmenler sabah ve öğleden sonra olmak üzere gruplar halinde öğrencilere hastanedeki sınıf ve hasta odalarında ders veriyor. Gelen talep üzerine refakatçileri de eğitim listesine alan öğretmenler, bir taraftan çocuklara, diğer taraftan da refakatçilere okuma yazma öğretiyor.
Hastanede tedavi gören ve çocuk dünyalarında ameliyat gibi bir korkuyla yüzleşen çocukların eğitim düzeyinde öğretmenlerin gelmesiyle gözle görülür bir seviyede düzelme yaşandı.
Hastane ve doktorların büyük destek verdiği öğretmenler, çocukların başarılı çalışmalarını ödüllendirmek için karne törenini hastanede yapmayı planlıyor.
Proje ile ilgili AA muhabirine açıklama yapan Bardakçı İlk ve Orta Okulu Müdürü Ferhat Aytürk, projenin lösemili ve hastanede uzun süreli tedavi gören çocuklar için hazırlandığını söyledi.
- "Öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aştık"
Yatarak tedavi gören çocuklar için hazırlanan projeyi öğretmenleriyle paylaştığını ve büyük destek aldığını belirten Aytürk, 13 öğretmenin, gönüllü olarak yaklaşık iki aydır çocuklara ve 6 refakatçiye eğitim verdiğini ifade etti.
Aytürk, şöyle konuştu:
"Çocuklardaki değişimi gördükten sonra projemize 'Eğitim En İyi İlaçtır' adını koyduk. Çocuklarımızın nakillerini okulumuza aldık. Bu çocuklarımıza 13 Haziran'da karnelerini vereceğiz. İlkokuldaki sınıf öğretmenlerimiz, sabah 10|00'da hastanedeki çocuklara ve refakatçilerine, öğleden sonra ise okuldaki öğrencilere eğitim veriyor. Branş öğretmenlerimiz ise sabah okulda, öğleden sonra da hastanede iki saat bu eğitimi veriyor. Öğretmenlerimiz hastanede çocuklar ve aileleriyle iyi kaynaştı. Bazen hafta sonları bile çocukları ziyaret ediyorlar. Aileleri ve kendileriyle mesajlaşıyorlar. Çocuklarla bir aile ortamı oluşturmuşlar. Çocuklarda o hastane korkusu, o psikoloji yavaş yavaş değişmeye başladı.
Çocuklardaki öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aştık."
-Hastane koridorlarında eğitim veriyorlar
Proje yürütücüsü olan Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman Yusuf Durmaz, Vali Aydın Nezih Doğan'ın eşi Hatice Doğan'ın isteğiyle eğitim vermeye başladıklarını ve diğer servislerin aksine hematoloji servisinde bireysel eğitimler verdiklerini söyledi.
Bu bölümde eğitim verebilmek için uzman doktorlardan hijyen eğitimi aldıklarını ve hematoloji bölümündeki çocuklara çok dikkat ettiklerini belirten Durmaz, şunları ifade etti:
"Diğer servislerde grup eğitimi veriyoruz. Ayrıca hocalarımız refakatçilerle ilgili de çalışma yapıyor. Şu anda 6 hasta yakınımız okuma yazma çalışmalarına katıldı.
Hastalarımız bizi beyaz önlükle ilk gördüklerinde biraz garipsediler. Odalara tek tek girip açıklama yaptık. Bu çalışmamız, hastalar, hasta yakınları ve doktorlar tarafından takdirle karşılandı. Bu çalışmamızı, eylül ayı itibariyle 'Hastane Okul' projesine çevirebiliriz."
Gönüllü öğretmenler adına konuşan sınıf öğretmeni Esra Özcan ise sabah hastanede öğleden sonra ise servisle okula giderek öğrencilere eğitim verdiğini, diğer arkadaşlarının da yapılan planlamaya göre hastanede eğitim verdiğini söyledi.
Kendisinin daha çok refakatçilere okuma yazma sıkıntılarını gidermek için eğitim verdiğini anlatan Özcan, projenin öğretmen olarak kendilerine de birçok kazanım sağladığını kaydetti.
Şemsibey İlköğretim Okulu'nda eğitim gördüğü sırada hastalandığını ve yaklaşık bir buçuk ay önce ameliyat olduğunu anlatan Mustafa Öngenç, hasta yatağında öğretmenleri gördüğünde büyük mutluluk yaşadığını belirtti.
İlk başta beyaz önlükleri nedeniyle öğretmenleri doktor zannettiğini, ancak eğitim alacağını duyduktan sonra çok sevindiğini belirten Öngenç, "Hastaneye ilk geldiğimde geçici bir hastalık zannettim. Sonra ameliyat oldum. Yatağımda yatarken öğretmenlerimle tanıştım. Hastanede böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordum. Şimdi çok mutluyum" dedi.
Beyin operasyonu geçiren oğlunun başında refakatçi kalan 45 yaşındaki Nagihan Öngenç ise öğretmenlerin oğlu gibi kendisine de eğitim verdiğini belirterek, okumayı verilen eğitim sayesinde başardığını söyledi.
Dini kitapları ve Kur'an-ı Kerim mealini okuma isteğine öğretmenler sayesinde kavuştuğunu aktaran Öngenç, "Hocalarım sayesinde şuan okuyabiliyorum. Allah onlardan razı olsun. İnşallah okumayı daha da ilerleteceğim" diye konuştu.
Başkale'den hasta bebeğini hastaneye getirdiğini ve bir aydır hastanede tedavi gördüğünü ifade eden Nilgün Kara da okuma yazma derslerine henüz yeni başladığını ve ders almaya devam edeceğini söyledi.
Merkeze bağlı Babacan Mahallesi'ndeki Babacan Orta Okulu'nda eğitim gördüğü sırada hastaneye yatırılan kuzeninin yanında refakatçi kaldığını anlatan Sevda Sarı da derslerinden geri kalmamak için projeden faydalandığını, projeden çok memnun kaldığını dile getirdi.
Kaynak: AA
Özellikle lösemi hastası çocuklar ile servislerde uzun süreli tedavi alan çocukların hedef seçildiği "Hastane Sınıf" projesini hazırlayan okul yönetimi, gönüllü 13 öğretmenle yaklaşık 5 ay önce çalışmalarını başlattı.
Öğretmenler sabah ve öğleden sonra olmak üzere gruplar halinde öğrencilere hastanedeki sınıf ve hasta odalarında ders veriyor. Gelen talep üzerine refakatçileri de eğitim listesine alan öğretmenler, bir taraftan çocuklara, diğer taraftan da refakatçilere okuma yazma öğretiyor.
Hastanede tedavi gören ve çocuk dünyalarında ameliyat gibi bir korkuyla yüzleşen çocukların eğitim düzeyinde öğretmenlerin gelmesiyle gözle görülür bir seviyede düzelme yaşandı.
Hastane ve doktorların büyük destek verdiği öğretmenler, çocukların başarılı çalışmalarını ödüllendirmek için karne törenini hastanede yapmayı planlıyor.
Proje ile ilgili AA muhabirine açıklama yapan Bardakçı İlk ve Orta Okulu Müdürü Ferhat Aytürk, projenin lösemili ve hastanede uzun süreli tedavi gören çocuklar için hazırlandığını söyledi.
- "Öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aştık"
Yatarak tedavi gören çocuklar için hazırlanan projeyi öğretmenleriyle paylaştığını ve büyük destek aldığını belirten Aytürk, 13 öğretmenin, gönüllü olarak yaklaşık iki aydır çocuklara ve 6 refakatçiye eğitim verdiğini ifade etti.
Aytürk, şöyle konuştu:
"Çocuklardaki değişimi gördükten sonra projemize 'Eğitim En İyi İlaçtır' adını koyduk. Çocuklarımızın nakillerini okulumuza aldık. Bu çocuklarımıza 13 Haziran'da karnelerini vereceğiz. İlkokuldaki sınıf öğretmenlerimiz, sabah 10|00'da hastanedeki çocuklara ve refakatçilerine, öğleden sonra ise okuldaki öğrencilere eğitim veriyor. Branş öğretmenlerimiz ise sabah okulda, öğleden sonra da hastanede iki saat bu eğitimi veriyor. Öğretmenlerimiz hastanede çocuklar ve aileleriyle iyi kaynaştı. Bazen hafta sonları bile çocukları ziyaret ediyorlar. Aileleri ve kendileriyle mesajlaşıyorlar. Çocuklarla bir aile ortamı oluşturmuşlar. Çocuklarda o hastane korkusu, o psikoloji yavaş yavaş değişmeye başladı.
Çocuklardaki öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aştık."
-Hastane koridorlarında eğitim veriyorlar
Proje yürütücüsü olan Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman Yusuf Durmaz, Vali Aydın Nezih Doğan'ın eşi Hatice Doğan'ın isteğiyle eğitim vermeye başladıklarını ve diğer servislerin aksine hematoloji servisinde bireysel eğitimler verdiklerini söyledi.
Bu bölümde eğitim verebilmek için uzman doktorlardan hijyen eğitimi aldıklarını ve hematoloji bölümündeki çocuklara çok dikkat ettiklerini belirten Durmaz, şunları ifade etti:
"Diğer servislerde grup eğitimi veriyoruz. Ayrıca hocalarımız refakatçilerle ilgili de çalışma yapıyor. Şu anda 6 hasta yakınımız okuma yazma çalışmalarına katıldı.
Hastalarımız bizi beyaz önlükle ilk gördüklerinde biraz garipsediler. Odalara tek tek girip açıklama yaptık. Bu çalışmamız, hastalar, hasta yakınları ve doktorlar tarafından takdirle karşılandı. Bu çalışmamızı, eylül ayı itibariyle 'Hastane Okul' projesine çevirebiliriz."
Gönüllü öğretmenler adına konuşan sınıf öğretmeni Esra Özcan ise sabah hastanede öğleden sonra ise servisle okula giderek öğrencilere eğitim verdiğini, diğer arkadaşlarının da yapılan planlamaya göre hastanede eğitim verdiğini söyledi.
Kendisinin daha çok refakatçilere okuma yazma sıkıntılarını gidermek için eğitim verdiğini anlatan Özcan, projenin öğretmen olarak kendilerine de birçok kazanım sağladığını kaydetti.
Şemsibey İlköğretim Okulu'nda eğitim gördüğü sırada hastalandığını ve yaklaşık bir buçuk ay önce ameliyat olduğunu anlatan Mustafa Öngenç, hasta yatağında öğretmenleri gördüğünde büyük mutluluk yaşadığını belirtti.
İlk başta beyaz önlükleri nedeniyle öğretmenleri doktor zannettiğini, ancak eğitim alacağını duyduktan sonra çok sevindiğini belirten Öngenç, "Hastaneye ilk geldiğimde geçici bir hastalık zannettim. Sonra ameliyat oldum. Yatağımda yatarken öğretmenlerimle tanıştım. Hastanede böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordum. Şimdi çok mutluyum" dedi.
Beyin operasyonu geçiren oğlunun başında refakatçi kalan 45 yaşındaki Nagihan Öngenç ise öğretmenlerin oğlu gibi kendisine de eğitim verdiğini belirterek, okumayı verilen eğitim sayesinde başardığını söyledi.
Dini kitapları ve Kur'an-ı Kerim mealini okuma isteğine öğretmenler sayesinde kavuştuğunu aktaran Öngenç, "Hocalarım sayesinde şuan okuyabiliyorum. Allah onlardan razı olsun. İnşallah okumayı daha da ilerleteceğim" diye konuştu.
Başkale'den hasta bebeğini hastaneye getirdiğini ve bir aydır hastanede tedavi gördüğünü ifade eden Nilgün Kara da okuma yazma derslerine henüz yeni başladığını ve ders almaya devam edeceğini söyledi.
Merkeze bağlı Babacan Mahallesi'ndeki Babacan Orta Okulu'nda eğitim gördüğü sırada hastaneye yatırılan kuzeninin yanında refakatçi kaldığını anlatan Sevda Sarı da derslerinden geri kalmamak için projeden faydalandığını, projeden çok memnun kaldığını dile getirdi.