Suriyeli Ermenilere Hatay'daki Soydaşları Sahip Çıktı
Suriye'nin Lazkiye kentine bağlı Keseb kasabasında yaşayan Ermeni asıllı bir grup Suriyeli, Hatay'da Ermeni vatandaşların yaşadığı Vakıflı Mahallesi'ne getirildi.
Dün akşam muhalifler tarafından Hatay'ın Yayladağ ilçesi sınırına getirilen 18 Suriyeli Ermeni, Samandağ ilçesine bağlı Vakıflı Mahallesi'ndeki pansiyona yerleştirildi.
Mahalledeki soydaşları tarafından ilk olarak yiyecek, giyecek ve kişisel ihtiyaçları karşılanan Suriyelilerin saç ve sakal tıraşları da yapıldı.
Türkiye'ye sığınanlardan Zaven Vahan Hofsetyan (79), Keseb'te çatışmalar başladığı gün sürekli patlama sesleri duyduklarını ve evlerinden çıkamadıklarını anlattı.
Kendi istekleriyle muhalifler tarafından Türkiye'ye getirildiklerini bildiren Hofsetyan, "Muhalifler ilk olarak bizi bilmediğim bir yerde yerleştirdi. Bize burada pilav, mercimek, konserve ve çay gibi yiyecek ve içecek verdiler. Bulunduğumuz yere getirilen çok sayıda Ermeniyle bir arada kalıyorduk. Bir hafta sonra içimizden bazılarını Halep'e götürdüler. Bizi de Türkiye'ye getirdiler" dedi.
Aspet Curyan da(68) Esed birliklerinin Keseb'ten çekilmesinin ardından muhaliflerin kendisi ile evde bulunan 3 kişiyi başka bir köye götürdüğünü belirtti.
Yaklaşık 13 gün boyunca köyde kaldıklarını ve muhaliflerin kendilerine kötü davranmadıklarını ifade eden Curyan, "Türkiye'ye bizi götürmeden önce kiliseye götürdüler ve orada ibadetimizi yaptıktan sonra araçlarla bizi Türkiye'ye getirdiler" diye konuştu.
Türkçe konuşan Anahit Aholanya (66) ise çatışmaların başladığı günden sonra 5 gün boyunca amcasıyla kaldığı evden dışarı çıkamadığını ve sürekli ölüm korkusu yaşadıklarını dile getirdi.
Çatışmaların 5'nci gününden sonra rejim askerlerinin bölgeyi terk etmeye başladığını aktaran Aholanya, şunları söyledi:
"Suriye askerleri giderken 'bizi de yanınızda götürün' dedim. Tüm araçları vurulmuştu. Bize 'yürüyebilirseniz sizi de götürelim' dediler. Yürüyemeyeceğimizi söyleyince bizi bırakıp gittiler. Daha sonra evimize gelen muhalifler bizi götüreceklerini söyledi.
Ben de 'bizi götürmeyin yürüyemeyiz, bize birer kurşun vurun ölelim' dedim. Onlar da 'biz adam öldürmeyiz, sizi emin olan bir yere götüreceğiz' dediler. Araçlarla bilmediğim yere götürdüler orada da 10 gün kaldık. Daha sonra bizi Türkiye'ye getirdiler."
Vakıflı Mahallesi Muhtarı Berç Kartun da dün gece kendilerine sığınan zor durumdaki soydaşlarına sahip çıkarak pansiyonlara yerleştirdiklerini, sabah saatlerinde kahvaltı verdikleri misafirlerinin ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtti.
Kaynak: AA
Mahalledeki soydaşları tarafından ilk olarak yiyecek, giyecek ve kişisel ihtiyaçları karşılanan Suriyelilerin saç ve sakal tıraşları da yapıldı.
Türkiye'ye sığınanlardan Zaven Vahan Hofsetyan (79), Keseb'te çatışmalar başladığı gün sürekli patlama sesleri duyduklarını ve evlerinden çıkamadıklarını anlattı.
Kendi istekleriyle muhalifler tarafından Türkiye'ye getirildiklerini bildiren Hofsetyan, "Muhalifler ilk olarak bizi bilmediğim bir yerde yerleştirdi. Bize burada pilav, mercimek, konserve ve çay gibi yiyecek ve içecek verdiler. Bulunduğumuz yere getirilen çok sayıda Ermeniyle bir arada kalıyorduk. Bir hafta sonra içimizden bazılarını Halep'e götürdüler. Bizi de Türkiye'ye getirdiler" dedi.
Aspet Curyan da(68) Esed birliklerinin Keseb'ten çekilmesinin ardından muhaliflerin kendisi ile evde bulunan 3 kişiyi başka bir köye götürdüğünü belirtti.
Yaklaşık 13 gün boyunca köyde kaldıklarını ve muhaliflerin kendilerine kötü davranmadıklarını ifade eden Curyan, "Türkiye'ye bizi götürmeden önce kiliseye götürdüler ve orada ibadetimizi yaptıktan sonra araçlarla bizi Türkiye'ye getirdiler" diye konuştu.
Türkçe konuşan Anahit Aholanya (66) ise çatışmaların başladığı günden sonra 5 gün boyunca amcasıyla kaldığı evden dışarı çıkamadığını ve sürekli ölüm korkusu yaşadıklarını dile getirdi.
Çatışmaların 5'nci gününden sonra rejim askerlerinin bölgeyi terk etmeye başladığını aktaran Aholanya, şunları söyledi:
"Suriye askerleri giderken 'bizi de yanınızda götürün' dedim. Tüm araçları vurulmuştu. Bize 'yürüyebilirseniz sizi de götürelim' dediler. Yürüyemeyeceğimizi söyleyince bizi bırakıp gittiler. Daha sonra evimize gelen muhalifler bizi götüreceklerini söyledi.
Ben de 'bizi götürmeyin yürüyemeyiz, bize birer kurşun vurun ölelim' dedim. Onlar da 'biz adam öldürmeyiz, sizi emin olan bir yere götüreceğiz' dediler. Araçlarla bilmediğim yere götürdüler orada da 10 gün kaldık. Daha sonra bizi Türkiye'ye getirdiler."
Vakıflı Mahallesi Muhtarı Berç Kartun da dün gece kendilerine sığınan zor durumdaki soydaşlarına sahip çıkarak pansiyonlara yerleştirdiklerini, sabah saatlerinde kahvaltı verdikleri misafirlerinin ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtti.