Glukozamin Bir Şehir Efsanesi Mi?
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op.Dr. Adnan Bağrıaçık glukozamin ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “Glukozamin,kıkırdağın yeniden oluşumunu teşvik ediyor,ağrının başlıca nedeni olan sertleşmiş ve aşınmış olan eklem dokusunu yenileyerek ağrıyı azaltıyor, şişkinliği ve hassasiyeti gideriyor.
Kondroitin, aslında kıkırdağın içine sıvı çekiyor, sıvı besin maddelerini çeker ve kıkırdağı nemlendirir, onun daha süngerimsi hale getirir. Yeni kıkırdak oluşumu içi bir yapı işlevi görür.” dedi.
Gluzaminin eklem kireçlenmesi olarak adlandırılan osteoartrit’in tedavisinde ülkemizde de yaygın olarak kullanılan bir doğal ürün olduğunu ifade eden Bağrıaçık, “Peki, nasıl etki ediyor; ne yapıyor, gerçekten faydalı mı ? Yan etkileri var mı? Sosyal güvencemiz karşılıyor mu, seçeceğimiz üründe nelere dikkat etmeliyiz?” Zamanla, yıpranmayla, yaşlanmayla tıpkı cildimizin kırışması, saçımızın beyazlanması gibi doğal bir süreç olan osteoartrit az ya da çok genelde herkes de görülür. Eklem kemiklerimizin birbirine sürtünerek aşınmasını önlemek üzere bir yastık ya da amartisör işlevi gören yumuşak esnek, sağlam, jelatinimsi bir madde olan eklem kıkırdağı parçalanmaya başlar ve kendini yenileyemez. Parçalanıp dağılır, ciddi vakalarda çatlayıp yarılarak ve hatta yok olarak kemik uçarlını açıkta bırakır. Ağrılar başlar, eklemler sertlenir ve hareketlilik azalır. Osteoartrit hala tedavisi tam olarak bulunamayan bir rahatsızlık olarak karşımızdadır. Ağrı kesici olarak kullanılan streoid olmayan antienflamatuar ilaçlar, bir yandan ağrınızı keserken bir yandan da kıkırdağı tahrip eder, yeniden kıkırdak oluşumunu da engeller. Osteoartritte son çare bir nevi eklem nakli diyebileceğimiz protezdir” diye konuştu.
Uzun yıllar önce atların eklem rahatsızlıklarında kullanılmaya başlayan glukozamin çok sonra insan sağlığında kullanılmaya başlandığını anlatan Op.Dr. Adnan Bağrıaçık, “Glukozamin, yiyecekler de çok az miktarlar da bulunan bir besin maddesidir. Ayrıca bedenin kıkırdak hücreleri tarafından da imal edilir. Onun esas işi kıkırdağın yeniden oluşması için gerekli olan, glikozaminoglikanlar (GAGlar) denilen uzun şeker zincirlerinin üretimini tahrik etmektedir. Kondroitin, bir değer önemli kıkırdak yapıcısıdır ve inek, köpekbalığı ve balina kıkırdağından elde edilerek gıda takviyesi olarak üretilir.
Glukozamin, kıkırdağın yeniden oluşumunu teşvik ediyor,ağrının başlıca nedeni olan sertleşmiş ve aşınmış olan eklem dokusunu yenileyerek ağrıyı azaltıyor, şişkinliği ve hassasiyeti gideriyor. Kondroitin, aslında kıkırdağın içine sıvı çekiyor, sıvı besin maddelerini çeker ve kıkırdağı nemlendirir, onun daha süngerimsi hale getirir. Yeni kıkırdak oluşumu içi bir yapı işlevi görür.
Glukozamine kondroitin katılmasının onu daha da güçlendirildiğine inanılıyor. Vücut ağırlığı 55-90 kg arasında olanlar için günde 1500 mg glukozamin ve 1200 mg kondroitin sülfat uygun. Günde 2-3 kez yemeklerle birlikte alınmalı. Daha kilolu olanlar ve idrar söktürücü ilaç kullananlar daha yüksek dozlara ihtiyaç duyacaklardır. Yan etkj olarak hafif mide bağırsak bozuklukları görülebiliyor. Hamileler kullanmamalı. Nadir olarak ciltte döküntü de yapabiliyor. Yüz yıla yakın süredir kullanıla gelişi bende bir güven duygusu yaratıyor açıkcası…Bunca zaman önemli bir yan etki görülmemesi de artısı...Size faydalı olup olmayacağını ancak deneyerek görebilirisiniz. bilimsel araştırmalar maalesef net bir cevap veremiyor faydası konusunda. Ülkemizde sosyal güvenlik kurumu karşılamıyor. Yani paranızla alacaksınız. Alırken ,üretici firmanın güvenliği en dikkat etmeniz gereken konu” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Gluzaminin eklem kireçlenmesi olarak adlandırılan osteoartrit’in tedavisinde ülkemizde de yaygın olarak kullanılan bir doğal ürün olduğunu ifade eden Bağrıaçık, “Peki, nasıl etki ediyor; ne yapıyor, gerçekten faydalı mı ? Yan etkileri var mı? Sosyal güvencemiz karşılıyor mu, seçeceğimiz üründe nelere dikkat etmeliyiz?” Zamanla, yıpranmayla, yaşlanmayla tıpkı cildimizin kırışması, saçımızın beyazlanması gibi doğal bir süreç olan osteoartrit az ya da çok genelde herkes de görülür. Eklem kemiklerimizin birbirine sürtünerek aşınmasını önlemek üzere bir yastık ya da amartisör işlevi gören yumuşak esnek, sağlam, jelatinimsi bir madde olan eklem kıkırdağı parçalanmaya başlar ve kendini yenileyemez. Parçalanıp dağılır, ciddi vakalarda çatlayıp yarılarak ve hatta yok olarak kemik uçarlını açıkta bırakır. Ağrılar başlar, eklemler sertlenir ve hareketlilik azalır. Osteoartrit hala tedavisi tam olarak bulunamayan bir rahatsızlık olarak karşımızdadır. Ağrı kesici olarak kullanılan streoid olmayan antienflamatuar ilaçlar, bir yandan ağrınızı keserken bir yandan da kıkırdağı tahrip eder, yeniden kıkırdak oluşumunu da engeller. Osteoartritte son çare bir nevi eklem nakli diyebileceğimiz protezdir” diye konuştu.
Uzun yıllar önce atların eklem rahatsızlıklarında kullanılmaya başlayan glukozamin çok sonra insan sağlığında kullanılmaya başlandığını anlatan Op.Dr. Adnan Bağrıaçık, “Glukozamin, yiyecekler de çok az miktarlar da bulunan bir besin maddesidir. Ayrıca bedenin kıkırdak hücreleri tarafından da imal edilir. Onun esas işi kıkırdağın yeniden oluşması için gerekli olan, glikozaminoglikanlar (GAGlar) denilen uzun şeker zincirlerinin üretimini tahrik etmektedir. Kondroitin, bir değer önemli kıkırdak yapıcısıdır ve inek, köpekbalığı ve balina kıkırdağından elde edilerek gıda takviyesi olarak üretilir.
Glukozamin, kıkırdağın yeniden oluşumunu teşvik ediyor,ağrının başlıca nedeni olan sertleşmiş ve aşınmış olan eklem dokusunu yenileyerek ağrıyı azaltıyor, şişkinliği ve hassasiyeti gideriyor. Kondroitin, aslında kıkırdağın içine sıvı çekiyor, sıvı besin maddelerini çeker ve kıkırdağı nemlendirir, onun daha süngerimsi hale getirir. Yeni kıkırdak oluşumu içi bir yapı işlevi görür.
Glukozamine kondroitin katılmasının onu daha da güçlendirildiğine inanılıyor. Vücut ağırlığı 55-90 kg arasında olanlar için günde 1500 mg glukozamin ve 1200 mg kondroitin sülfat uygun. Günde 2-3 kez yemeklerle birlikte alınmalı. Daha kilolu olanlar ve idrar söktürücü ilaç kullananlar daha yüksek dozlara ihtiyaç duyacaklardır. Yan etkj olarak hafif mide bağırsak bozuklukları görülebiliyor. Hamileler kullanmamalı. Nadir olarak ciltte döküntü de yapabiliyor. Yüz yıla yakın süredir kullanıla gelişi bende bir güven duygusu yaratıyor açıkcası…Bunca zaman önemli bir yan etki görülmemesi de artısı...Size faydalı olup olmayacağını ancak deneyerek görebilirisiniz. bilimsel araştırmalar maalesef net bir cevap veremiyor faydası konusunda. Ülkemizde sosyal güvenlik kurumu karşılamıyor. Yani paranızla alacaksınız. Alırken ,üretici firmanın güvenliği en dikkat etmeniz gereken konu” şeklinde konuştu.