İso İnovasyon Ödül Töreni

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bakanlık olarak sorumluluğunda olan doğrudan destek rakamının bu yıl 1 milyar 576 milyon lira olduğunu belirterek, "Korkuyorum, harcayamayacağız tamamını. İstiyorum ki, paramız yetmesin ve biz diyelim ki, 'Bu bize yetmedi, kaynak alalım bütçeden' " dedi.

Işık, bu yıl 3.'sü düzenlenen "İSO İnovasyon Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Ar-Ge ve inovasyon anlayışı noktasında bir aşamaya geldiğini, verilen ödüllerin bunun güzel bir göstergesi olduğunu söyledi.

"Kim ne derse desin sanayicilerimiz Türkiye'de kahramandır" diyen Işık, Türkiye'nin geçirdiği onca badireye rağmen, yılmadan usanmadan her türlü krizi fırsata çevirme noktasında çok büyük gayretler gösteren bir sanayi olduğunu kaydetti.

Bakan Işık, "Ülke kriz yaşar bedelini sanayici öder, döviz patlar bedelini sanayici öder, başka sıkıntılar olur bedelini sanayici öder, faiz yükselir bedelini sanayici öder, ama buna rağmen Türk sanayisi emin adımlarla bir noktadan bir noktaya geldi. Bundan sonra bir başka sıçramanın eşiğinde" diye konuştu.

Siyasi istikrarın ülkenin büyümesinde ve kalkınmasındaki önemine işaret eden Işık, Türkiye ne zaman siyasi istikrarı yakaladıysa, o zaman büyüme ve sıçramayı da yakaladığını dile getirdi.
Siyasi istikrara yönelik ne zaman olumsuz algılar oluştuysa ülkenin kazanımlarının bir kısmını vermek durumunda olduğuna dikkati çeken Işık, artık herkesin siyasi istikrarın ülkenin kalkınması açısından önemli olduğunu bildiğini, siyasi istikrara yönelik tehditleri de çok temkinli ve dikkatlice izlediğini ifade etti.

Son olayların da, siyasi istikrara yönelik hamleleri de Türkiye'nin büyük bir kararlılıkla geçireceğini belirten Işık, "Şu anda faizlerimiz bir miktar yükselmiş durumda. Ama inanıyorum ki seçimlerle birlikte yerini tekrar daha düşük faize, daha stabil kur noktasına taşıyacak ve biz kaldığımız yerden devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ihracatının yüzde 95'inin sanayi ürünü olduğunu, bunun da ülkenin kalkınmasında sanayinin ne kadar önemli bir role sahip olduğunun göstergesi olduğunu kaydeden Işık, sözlerine şöyle devam etti:
"Son dünya krizi gösterdi ki, üretim gücü yüksek olan ülkeler krizden en az etkilenen ülkeler. Avrupa'daki tüm ekonomiler sarsılırken, Almanya üretimden gelen gücü sayesinde bu krizi en az hasarla atlatan ülke oldu. Bu, bizim de önümüzdeki süreçte hangi alana yoğunlaşmamız gerektiğini de en güzel şekilde ortaya koyuyor. Sanayiyi ihmal edersek, krizlere karşı dayanıksız hale geliriz. Ama üretimi ne kadar desteklersek, geleceğe o kadar güvenle bakarız. Bu artık bizim açımızdan tartışmasız bir gerçek."

- "Ar-Ge Merkezleri Performans Endeksi hazırladık"

Bakan Işık, Türkiye 152 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşırken teknoloji seviyesinde fazla bir fark oluşturmadığını söyledi.

Şu andaki teknoloji düzeyinin ağırlık merkezinin düşük orta teknoloji düzeyi olduğunu belirten Işık, Türkiye eğer 500 milyar dolarlık teknoloji düzeyi yakalayacaksa, teknoloji düzeyinde vites büyütmeye ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin teknoloji düzeyinin ağırlık merkezinin orta yüksek teknoloji düzeyi olması gerektiğini aktaran Işık, "Yüksek teknolojinin ihracattaki payı yüzde 20'yi geçmeli, ama ağırlık ortamız orta yüksek teknoloji düzeyi olmalı" dedi.

Bu konuda herkesin mutabık kaldığını ama bunun nasıl yapılacağının çok daha önemli olduğunu vurgulayan Işık, bugüne kadar süreç geliştirmeyle, biraz daha verimliliği artırmayla, kapasite artırmayla ve yeni yatırımlarla bu noktaya gelinildiğini; ama artık yapılması gerekenin Türkiye'nin kendi Ar-Ge ve inovasyonunu yapması olduğunu dile getirdi.
Sanayicinin inovasyon kabiliyetinin bir yere kadar geldiğinin altını çizen Işık, burada üniversitelerin sanayiye omuz vermesi gerektiğini ifade etti.

Törende sadece Yıldız Teknik Üniversitesi'nin rektörünü gördüğünü belirten Işık, "İTÜ rektörü yok, Boğaziçi'nin rektörü yok. Bu toplantıda bu rektörlerimizin de bulunmasını arzu ederdik, akademik camiamızın bu toplantıda daha etkin olmasını arzu ederdik" şeklinde konuştu.

Üniversiteler olmazsa kendilerinin de hedeflere kısa vadede ulaşma imkanı olmadığını kaydeden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim arzumuz bundan sonra üniversite sanayi işbirliğinin, benden önceki bakan arkadaşımın dediği gibi, nikahlanması. Ben bunu Katolik nikahına dönüştürmemiz lazım demiştim. Üniversite ile sanayi Katolik nikahı ile evlenmeli ve artık birbirlerinin ayrılmaz parçaları haline gelmeli. Son dönemde önemli gelişmeler var. Biz de kamu olarak bu birlikteliği destekliyoruz. Tüm mekanizmalarımızı önümüzdeki sürecin hassasiyeti açısından üniversite sanayi işbirliğine göre oluşturuyoruz. İstiyoruz ki Türkiye'deki üniversiteler birinci kuşak üniversite olarak kalmasın. Üniversiteler sadece eğitim fonksiyonu icra etmesin. Bakın dünya 1850'lere kadar birinci kuşak üniversiteleri yaşadı ama, 1850'lerden sonra ikinci kuşağa geçti. Yani eğitimin yanına araştırmayı ekledi. Bizim halen üniversitelerimizin bir kısmı birinci kuşak üniversite statüsünde. Üçüncü kuşak üniversiteyi, hatta dördüncü kuşak üniversiteyi konuşuyor dünya. Yani eğitim, araştırma, teknoloji üretme ve disiplinler arası yoğun çalışma... Bunu üniversitelerimizin yakalaması önemli.
Artık Türkiye, 'Benim param yok, benim kapıma gelmeyin' diyen bir ülke değil. Aksine benim şu anda bakanlık olarak sorumluluğumda olan TÜBİTAK'ın, KOSGEB'in ve bakanlığımızın, büyük bir kısmı hibe olmak üzere, doğrudan verdiği destek rakamı bu yıl 1 milyar 576 milyon lira. Korkuyorum, harcayamayacağız tamamını. İstiyorum ki, paramız yetmesin ve biz diyelim ki, 'Bu bize yetmedi, kaynak alalım bütçeden'. Çalışmalar ve gelişmeler çok güzel. Şu anda 154 tane Ar-Ge merkezimiz var ve Ar-Ge Merkezleri Performans Endeksi'ni hazırladık. 4 martta Kocaeli'nde bunun tanıtımını yapacağız. Oraya da ilk 500 firmamızı davet ettik. İlk 500 firma içerisinde Ar-Ge merkezi olan firma sayısı 68, bu az bir rakam. Bu rakamı süratle yükseltmek durumundayız. Şu anda bizim ihracatımızdaki kilogram ortalama fiyatımız 1,58 dolar. AB'nin ortalaması 3 dolar civarında, Almanya ise 7 dolar civarında. Ancak bugün buraya gelmeden önce Kocaeli'ndeki bir sanayi tesisimizi ziyaret ettim, ihraç ettikleri ürünlerin kilogram fiyatı ortalama 25 avro. Bu çok güzel bir şey."
Bakan Işık, konuşmasından sonra İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile dereceye giren şirketlere ödüllerini takdim etti.
Büyük Ödülün sahibinin Viko olduğu törende, Jüri Özel Ödülünü HAVELSAN, İş Sonuçları Ödülünü Elvan, Süreç Yönetimi Ödülünü Organik, Liderlik Ödülünü Halavet, Stratejik Planlama Ödülünü Brisa, İnsan Kaynağı Ödülünü Kartek, Bilgi Ödülünü de Dizayn firması aldı.
Kaynak: AA