Maliye Bakanı Şimşek Afyonkarahisar’da
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2014 yılı içerisinde mali disiplinden taviz vermeyeceklerini kaydederek, “Bütçe disiplinini koruyacağız.
Bizde seçim ekonomisi olmaz. Nasıl biz krizi literatürümüzden çıkardıysak seçim ekonomisini de literatürümüzden çıkardık” dedi.
Bakan Şimşek, bugün Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen ‘Maliye Bakanlığı Defterdarları Çalışma Toplantısı’na katıldı.
Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve Maliye Bakanlığı üstü düzey bürokratlarının da katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Şimşek, 2013 yılında ekonominin yolunda gittiğini, bunun da ülkedeki siyasi istikrar sayesinde olduğunu söyledi.
Bu yıl gerçekleştirilecek olan seçimlerin bütçe üzerindeki etkilerinden bahseden Şimşek, “Bu yıl mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğu bir yıl. Buna rağmen biz bütçe disiplinini koruyacağız. Bizde seçim ekonomisi olmaz. Nasıl biz krizi literatürümüzden çıkardıysak biz seçim ekonomisini de literatürümüzden çıkarmışız. Açık ve net olarak söylüyorum, tabii ki küresel gelişmeler var. 2008-2009'da son 60 yılın en büyük dünya krizini yaşıyoruz. Türkiye etkilendi ama geçici bir etki. Kalıcı bir tahribat yaşanmadı. Biz bugün de bu çerçevede değerlendiriyoruz. 2014 yılında açık ve net olarak şunu söyleyeyim bütçe harcamaları yüzde 7 artacak. Peki gayri safi milli hasıla nominal olarak ne kadar artacak? Yüzde 10. Bu ne demek? Harcamanın oranı milli gelire oranı azalıyor. Peki bundan seçim ekonomisi, seçim bütçesi sonucu çıkarabilir miyiz? Tam aksine bir seçim yılında disiplin ön planda. Harcamaların milli gelire oranı azalıyor. Bizim 2014 yılı bütçemiz ihtiyatlı bir bütçe. Artık bizim nominal gayri safi yurt içi hasıla artışı yüzde 10 civarı ama biz bütçe gelirlerinin artışını yüzde 3.5'lar civarında ön görmüşüz. Vergi gelirlerinin artışını da yaklaşık yüzde 6.8 civarında görmüşüz. Bu da şu anlama geliyor. Biz 2014 yılında disiplini elden bırakmayacağız ancak şunu söyleyeyim, tahsilat noktasında ilave çaba gerekiyor” dedi.
"KAYIT DIŞI YÜZDE 37’YE DÜŞTÜ"
Bakanlığın yürüttüğü doğru ekonomik politikalar ile Türkiye’de önemli bir ekonomik sorun olan kayıt dışının artmadığını, aksine azaldığını söyleyen Bakan Şimşek şunları söyledi:
“2002 yılında kayıt dışı istihdamın toplam istihdamdaki payı yüzde 52'lerdeydi. Yani her yüz çalışandan 52'si kayıt dışıydı. Bugün geldiğimiz nokta bu rakam yüzde 37'ye kadar düşmüş durumda. Tabii bu da yüksek bir nokta ama gelinen noktayı, katedilen mesafeyi görmek, takdir etmek lazım. Aynı şekilde uluslararası bazı çalışmalara göre Türkiye'de kayıt dışı ekonominin milli gelire oranı 2002-2003'te yüzde 32'lerin üzerindeydi, bugün yüzde 26,5 civarında. Bu rakam Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 18,5'un üzerinde. Bizim Avrupa Birliği (AB) ortalamasını en azından orta vadede yakalamamız, oraya yaklaşmamız gerekiyor. Bu niye önemli? Çünkü biz kayıt dışılığı azaltırsak haksız rekabeti önlemiş oluruz. Herkesin eşit şartlarda yarışmasının önünü açarız ama bir o kadar da şirketlerimizin daha verimli, daha üretken, daha yenilikçi olmasını sağlarız. Bir o kadar önemli kayıt dışı şirketlerimizi, kayıt dışı ekonomi finansmanın erişimine en büyük engeldir çünkü eğer bilançonuz, gelir tablonuz gerçekleri yansıtmıyorsa o tabloları kullanarak finansmana erişim mümkün değil. Dolayısıyla o durumda şahsi kefalet vesaire gibi bir sürü konu çıkıyor. Halbuki Batı'nın gelişmiş ülkelerinde sistem daha farklı işliyor. O nedenle kayıt dışılıkla mücadele sadece bir vergi kaybını önleme meselesi değil, aynı zamanda ülkemizin yoluna daha güçlü bir şekilde devam etmesi için gerekli bir husustur.”
"2B’DE İSTENEN BAŞARI SAĞLANDI"
Konuşmasında 2B konusuna da değinen ve bu konuda taşınmazların satışı ile Türkiye’nin önemli bir gelir sağladığını ifade eden Şimşek, 2B arazilerinin satışında istenilen başarının yakalandığını söyledi.
Milli emlak ve defterdarlık çalışanlarının 2B konusundaki performanslarının takdire şayan olduğunu dile getiren Şimşek, “Yılda 10-12 bin taşınmaz işlerini yapan Maliye Bakanlığı, 2B ile birlikte neredeyse 800 binin üzerinde hak sahibi, 600 binin üzerinde parselle çok yoğun bir iş yüküyle karşı karşıya kaldı. 2B çok önemli bir sorunu çözmek için hükümetimizin geliştirdiği bir mevzuat ve bu mevzuat çerçevesinde bir uygulama. Devletle vatandaş arasında bir sosyal sorunu, var olan bir fiili durumu çözme adına önemli bir işlem. Ayrıca kentsel dönüşüm noktasında da çok önemli bir adım. 2B kapsamında 31 Ocak itibarıyla 600 bin 643 adet taşınmaz ve 816 bin 361 kişi kullanıcı durumundadır. Bunların yüzde 77.1'ine tekabül eden 629 bin 356 kişi satın almak için başvurmuş. Bu ciddi bir başarı. Başvuruda bulunanlardan 530 bin 831'i kanun kapsamında değerlendirilebilir nitelikte. Bu hak sahiplerinden satın alma taleplerinde bulunan yüzde 74'üne, yani 392 bin 119 kişiye satış gerçekleşmiş. Bu gerçekten çok iyi bir performans” dedi.
“ARAZİLERİN İŞGALİNİ DEĞİL, VATANDAŞ TARAFINDAN SAHİPLENMESİNİ TERTİP EDİYORUZ”
2B ile birlikte hazineye ait tarım arazilerinin satışının da yolunun açıldığını kaydeden Şimşek, bu kanunla birlikte hazine arazilerin işgal edilmesinin önüne geçmeyi hedeflediklerini vurgulayarak şunları söyledi:
“Aynı kanunla hazineye ait tarım arazilerinin de önünü açtık. Cazip koşullarda biz bunu ortaya koyduk. 6 yıla yakın bir taksit söz konusu ama sonuçta ciddi bir açılım çünkü biz o hazine arazilerin işgal edilmesini değil, vatandaş tarafından sahiplenilmesini, orada ülkeye güzel katma değer üretilmesini tertip ediyoruz. Bununla ilgili son başvuru tarihi 28 Nisan 2014. Sizlerin bunlarla ilgili de yoğun bir çaba içine girmeniz lazım. 2B’de ufak tefek sorunlar yaşanmadı mı? Tabii ki yaşandı ama bu tarım arazilerinde bu yaşanmasın. Özellikle değer tespiti noktasında gerekli hassasiyeti göstermeniz lazım çünkü 2B'de bu sorunları yaşadık. Bunların çoğu engellenebilirdi. Bunların çoğunu daha iyi yönetebilirdik. 2B'deki aksaklıklardan kendimize ders çıkaracağız. Tarım arazileri noktasında özellikle değer noktası ve başvuruların hızlı bir şekilde alınmasını sağlayacağız. Aktif olalım, sahada olalım başvuruları hızlı alalım.”
Bakan Şimşek, kent merkezinde esnaf ziyareti gerçekleştirdikten sonra kentten ayrıldı.
Kaynak: İHA
Bakan Şimşek, bugün Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen ‘Maliye Bakanlığı Defterdarları Çalışma Toplantısı’na katıldı.
Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve Maliye Bakanlığı üstü düzey bürokratlarının da katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Şimşek, 2013 yılında ekonominin yolunda gittiğini, bunun da ülkedeki siyasi istikrar sayesinde olduğunu söyledi.
Bu yıl gerçekleştirilecek olan seçimlerin bütçe üzerindeki etkilerinden bahseden Şimşek, “Bu yıl mahalli idareler ve cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğu bir yıl. Buna rağmen biz bütçe disiplinini koruyacağız. Bizde seçim ekonomisi olmaz. Nasıl biz krizi literatürümüzden çıkardıysak biz seçim ekonomisini de literatürümüzden çıkarmışız. Açık ve net olarak söylüyorum, tabii ki küresel gelişmeler var. 2008-2009'da son 60 yılın en büyük dünya krizini yaşıyoruz. Türkiye etkilendi ama geçici bir etki. Kalıcı bir tahribat yaşanmadı. Biz bugün de bu çerçevede değerlendiriyoruz. 2014 yılında açık ve net olarak şunu söyleyeyim bütçe harcamaları yüzde 7 artacak. Peki gayri safi milli hasıla nominal olarak ne kadar artacak? Yüzde 10. Bu ne demek? Harcamanın oranı milli gelire oranı azalıyor. Peki bundan seçim ekonomisi, seçim bütçesi sonucu çıkarabilir miyiz? Tam aksine bir seçim yılında disiplin ön planda. Harcamaların milli gelire oranı azalıyor. Bizim 2014 yılı bütçemiz ihtiyatlı bir bütçe. Artık bizim nominal gayri safi yurt içi hasıla artışı yüzde 10 civarı ama biz bütçe gelirlerinin artışını yüzde 3.5'lar civarında ön görmüşüz. Vergi gelirlerinin artışını da yaklaşık yüzde 6.8 civarında görmüşüz. Bu da şu anlama geliyor. Biz 2014 yılında disiplini elden bırakmayacağız ancak şunu söyleyeyim, tahsilat noktasında ilave çaba gerekiyor” dedi.
"KAYIT DIŞI YÜZDE 37’YE DÜŞTÜ"
Bakanlığın yürüttüğü doğru ekonomik politikalar ile Türkiye’de önemli bir ekonomik sorun olan kayıt dışının artmadığını, aksine azaldığını söyleyen Bakan Şimşek şunları söyledi:
“2002 yılında kayıt dışı istihdamın toplam istihdamdaki payı yüzde 52'lerdeydi. Yani her yüz çalışandan 52'si kayıt dışıydı. Bugün geldiğimiz nokta bu rakam yüzde 37'ye kadar düşmüş durumda. Tabii bu da yüksek bir nokta ama gelinen noktayı, katedilen mesafeyi görmek, takdir etmek lazım. Aynı şekilde uluslararası bazı çalışmalara göre Türkiye'de kayıt dışı ekonominin milli gelire oranı 2002-2003'te yüzde 32'lerin üzerindeydi, bugün yüzde 26,5 civarında. Bu rakam Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 18,5'un üzerinde. Bizim Avrupa Birliği (AB) ortalamasını en azından orta vadede yakalamamız, oraya yaklaşmamız gerekiyor. Bu niye önemli? Çünkü biz kayıt dışılığı azaltırsak haksız rekabeti önlemiş oluruz. Herkesin eşit şartlarda yarışmasının önünü açarız ama bir o kadar da şirketlerimizin daha verimli, daha üretken, daha yenilikçi olmasını sağlarız. Bir o kadar önemli kayıt dışı şirketlerimizi, kayıt dışı ekonomi finansmanın erişimine en büyük engeldir çünkü eğer bilançonuz, gelir tablonuz gerçekleri yansıtmıyorsa o tabloları kullanarak finansmana erişim mümkün değil. Dolayısıyla o durumda şahsi kefalet vesaire gibi bir sürü konu çıkıyor. Halbuki Batı'nın gelişmiş ülkelerinde sistem daha farklı işliyor. O nedenle kayıt dışılıkla mücadele sadece bir vergi kaybını önleme meselesi değil, aynı zamanda ülkemizin yoluna daha güçlü bir şekilde devam etmesi için gerekli bir husustur.”
"2B’DE İSTENEN BAŞARI SAĞLANDI"
Konuşmasında 2B konusuna da değinen ve bu konuda taşınmazların satışı ile Türkiye’nin önemli bir gelir sağladığını ifade eden Şimşek, 2B arazilerinin satışında istenilen başarının yakalandığını söyledi.
Milli emlak ve defterdarlık çalışanlarının 2B konusundaki performanslarının takdire şayan olduğunu dile getiren Şimşek, “Yılda 10-12 bin taşınmaz işlerini yapan Maliye Bakanlığı, 2B ile birlikte neredeyse 800 binin üzerinde hak sahibi, 600 binin üzerinde parselle çok yoğun bir iş yüküyle karşı karşıya kaldı. 2B çok önemli bir sorunu çözmek için hükümetimizin geliştirdiği bir mevzuat ve bu mevzuat çerçevesinde bir uygulama. Devletle vatandaş arasında bir sosyal sorunu, var olan bir fiili durumu çözme adına önemli bir işlem. Ayrıca kentsel dönüşüm noktasında da çok önemli bir adım. 2B kapsamında 31 Ocak itibarıyla 600 bin 643 adet taşınmaz ve 816 bin 361 kişi kullanıcı durumundadır. Bunların yüzde 77.1'ine tekabül eden 629 bin 356 kişi satın almak için başvurmuş. Bu ciddi bir başarı. Başvuruda bulunanlardan 530 bin 831'i kanun kapsamında değerlendirilebilir nitelikte. Bu hak sahiplerinden satın alma taleplerinde bulunan yüzde 74'üne, yani 392 bin 119 kişiye satış gerçekleşmiş. Bu gerçekten çok iyi bir performans” dedi.
“ARAZİLERİN İŞGALİNİ DEĞİL, VATANDAŞ TARAFINDAN SAHİPLENMESİNİ TERTİP EDİYORUZ”
2B ile birlikte hazineye ait tarım arazilerinin satışının da yolunun açıldığını kaydeden Şimşek, bu kanunla birlikte hazine arazilerin işgal edilmesinin önüne geçmeyi hedeflediklerini vurgulayarak şunları söyledi:
“Aynı kanunla hazineye ait tarım arazilerinin de önünü açtık. Cazip koşullarda biz bunu ortaya koyduk. 6 yıla yakın bir taksit söz konusu ama sonuçta ciddi bir açılım çünkü biz o hazine arazilerin işgal edilmesini değil, vatandaş tarafından sahiplenilmesini, orada ülkeye güzel katma değer üretilmesini tertip ediyoruz. Bununla ilgili son başvuru tarihi 28 Nisan 2014. Sizlerin bunlarla ilgili de yoğun bir çaba içine girmeniz lazım. 2B’de ufak tefek sorunlar yaşanmadı mı? Tabii ki yaşandı ama bu tarım arazilerinde bu yaşanmasın. Özellikle değer tespiti noktasında gerekli hassasiyeti göstermeniz lazım çünkü 2B'de bu sorunları yaşadık. Bunların çoğu engellenebilirdi. Bunların çoğunu daha iyi yönetebilirdik. 2B'deki aksaklıklardan kendimize ders çıkaracağız. Tarım arazileri noktasında özellikle değer noktası ve başvuruların hızlı bir şekilde alınmasını sağlayacağız. Aktif olalım, sahada olalım başvuruları hızlı alalım.”
Bakan Şimşek, kent merkezinde esnaf ziyareti gerçekleştirdikten sonra kentten ayrıldı.