Çölyak Hastalığına Dikkat

Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Bilal Ergül, çölyak hastalığının, kadınlarda erkeklerden daha sık görüldüğünü bildirdi.

Ergül, yaptığı yazılı açıklamada, çölyak hastalığının genetik olarak duyarlı kişilerde başlıca buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllardaki gluten adlı proteine karşı kalıcı hassasiyet olarak gelişen ince bağırsak hastalığı olduğunu belirtti.

Türkiye'de yapılan bölgesel çalışmalarda çölyak hastalığının, çocuklarda yüzde 1 civarında, erişkinlerde ve sağlıklı kan vericilerinde ise yüzde 0,8-1,3 arasında olduğunun saptandığını vurgulayan Ergül, şöyle devam etti:
"Çölyak hastalığı, kadınlarda erkeklerden daha sık görülüyor. Ayrıca tek yumurta ikizlerinde ve birinci derece akrabalar arasında da sıklığı 10 kat daha yüksektir. Otoimmün bir hastalık olduğu için diğer otoimmün hastalıklarla da sık birliktelik gösterir. Çölyak hastalığı çoğu zaman sinsi ortaya çıkar ve tanısı geç konulur. Sindirim sistemi belirtileri olabileceği gibi, sadece başka sistemlerle ilgili belirtilerle de karşımıza çıkabilir."
Ergül, halsizlik, ishal, kilo kaybı, şişkinlik, gaz, karın ağrısı gibi belirtileri bulunan hastalığın, ayrıca demir eksikliği anemisi, karaciğer değerlerinde bozukluk, kemik ve cilt hastalıkları gibi sindirim sistemi dışı sorunlarla da kendini gösterebildiğini ifade etti.

Geçmiş yıllarda hastalığın özellikle çocukluk çağında gelişme geriliği, anemi, ishal ve beslenme bozukluğu ile kendini gösterdiğini ve bu dönemin hastalığı olduğunun düşündüğüne dikkati çeken Ergül, şunları kaydetti:
"Günümüzde ise her yaşta ve çok değişik belirtilerle çölyak hastalığına rastlanabileceği bilinmektedir. Çölyak hastalığı zamanında tedavi edilmez veya tanıdan sonra yeterli özen gösterilmezse bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunların başında tedaviye yanıt vermeyen refrakter çölyak hastalığı, iyileşmeyen ince bağırsak ülserleri, nöropati denilen sinir tutumları ve en korkulanı da lenfoma veya ince bağırsak kanserlerine yol açabilir. Diyet uyumu olmaması durumunda ince bağırsak bulgularına ek olarak ince bağırsak tahribatına bağlı mineral ve vitamin emilim bozukluğu, buna bağlı olarak da halsizlik, kas ağrıları, kansızlık, kemik kırıkları, karaciğer ve üreme sistemi bozuklukları gibi problemlere yol açabilir."
Kaynak: AA