Başbakan Davutoğlu Atina’da İş Forumunda Konuştu…(2)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Atina’da düzenlenen İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Hiç kimse Türkiye ve Yunanistan arasında bir gerilim beklentisi içinde olmasın” dedi.
Yunanistan’da bulunan Başbakan Davutoğlu, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’la birlikte Türkiye-Yunanistan İş Forumu’na katıldı.
Konuşmasında iki ülke arasındaki ilişkinin gelişmesinde kültürel ilişkiler olduğunu belirterek, “Dokuz bakan arkadaşımız yarın muhataplarıyla daha önce ele aldığımız konuları gözden geçirecekler ve birlikte Samaras’la eş başkanlık yapacağımız Yüksek Konsey Toplantısı’nda da bunları tek tek ele alacağız. Şunu özellikle iş dünyasının temsilcileriyle siz değerli iş adamlarıyla paylaşmak istiyorum. İki ülke arasında ilişkilerin gelişmesinin bir doğası vardır. Bu doğa, temelde halklar arasındaki kültürel ilişkilere dayanır, zemin odur. O halkların birbirine olan hissettiği yakınlıktır, kültürel ilişkilerdir. Üstte ise yöneticilerin vizyonu ve siyasi iradesi vardır. Arayı dolduracak olan husus ise iş dünyasının performansıdır. Bazı halklar vardır ki çok yakın hissederler birbirine, Türkiye ile Yunanistan gibi. Biraz önce yine kahvelerimizi içerken yaptığımız sohbette ortak birçok kültürel unsuru hemen keşfettik. Altta bu kültürel zemin var. Buraya gelmeden önce hem Batı Trakya’daki, Yunanistan’daki Türk kökenli soydaşlarımızla görüştük hem Türkiye’den gerek mübadele gerek daha sonra İstanbul’dan göç ederek gelmiş Rum dostlarımızla görüştü. Orada zikrettim, şimdi burada da zikretmek istiyorum. Eğer iki heyet karşılıklı oturmuyor olsalardı ve karışmış olsalardı ve bunları ‘Türk ve Yunan olarak ayırın’ deselerdi ayırmak mümkün olmazdı” açıklamasını yaptı.
Başbakan Davutoğlu, iki ülke arasındaki ilişkinin ortak geçmiş, tarihi tecrübe üzerinde yükselen bir ilişki olduğuna dikkat çekerek, “Buradan düşmanlık çıkarmak isteyenler olabilir. Geçmiş sıkıntılardan, problemlerden, ön yargılardan bir gerilim çıkarmak isteyenler olabilir. Bugün Türk ve Yunan hükümetleri olarak 9’ar bakanlarla yarın yapacağımız toplantıda da dünyaya bu vesileyle ilan ettiğimiz şey, artık bu iki ülke arasında gerilim ve çıkar çatışması değil iş birliği ve dostluk ilişkisi vardır. Bu siyasi irade yukarıda hükümetler olarak size sunmak durumunda olduğumuz bir çerçevedir. Bizim iş dünyasına sağlayabileceğimiz üç husus var, ilişkilerin gelişmesi için. İki ülke arasında siyasiler ve devlet adamları olarak güven ve istikrarı teyit etmek, birinci şart bu. Büyük bir açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki biraz önce yaptığımız çok verimli toplantıda da birbirimizle oldukça açık ve dürüstçe her konuyu paylaştık ki, siz iş adamları hiç tereddüt göstermeden kısa, orta ve uzun vadede her türlü yatırımı karşılıklı olarak yapabilirsiniz. Hiç kimse Türkiye ve Yunanistan arasında bir gerilim beklentisi içinde olmasın. Atina’da da Ankara’da da artık vizyoner ve barışçıl yönetimler var, bunlar geleceği birlikte inşa edecekler. ” dedi.
“BİZ NE DOĞU AKDENİZ’DE NE EGE’DE GERİLİM İSTEMİYORUZ”
İki ülke arasında farklı görüşlere sahip olunan hususlar olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Her iki ülke arasında olabilecek farklılıklar var. Bunun için Ege konusunda her istikşafı görüşmeler, ikili ilişkileri geliştirmek için kararlar aldık bunları devam ettireceğiz. Kıbrıs sorununu da sayın Venizelos’un, sayın Samaras’ın söylediği gibi sorunun bir an önce çözülmesi hem Kıbrıs’taki iki tarafı hem de Türkiye ve Yunanistan’a büyük kazanç sağlayacaktır. Gerek oradaki enerji kaynakları gerekse barışın kendisi herkese refah getirir. Biz ne Doğu Akdeniz’de ne Ege’de gerilim istemiyoruz. Bütün sorunları, konuşarak, göz göze bakarak, anlaşarak çözebiliriz. Görüş ayrılıkları olduğu zaman paranteze alıp yolumuza devam edebiliriz. Bu çerçevede de sayın Anastasiadis’e (Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri) ben de sağlık temennisinde bulunuyorum, kendisine de bu yönde mesaj göndermiştik. İnşallah en kısa sürede önce kendi sağlığına kavuşur, bedeni sağlığına, sonra hep beraber Kıbrıs adasının siyasi sağlığı için birlikte çalışırız. Bu olduğunda görülecektir ki Doğu Akdeniz bir barış havzası olacak. Ama burada iradeyi güçlü olarak sergilemek lazım. Özetle Türkiye ve Yunanistan arasında herhangi bir gerilim teşkil edecek husus yoktur. Bu konsey çalışmasıyla da hem halklarımıza hem bütün dünyaya ‘Artık iş birliği yapma zamanı, dolaysıyla da iş adamlarının zamanı’ diye seslenmek istiyorum burada. Sizin devreye girmenizin tam vaktidir değerli iş adamları, siz ne kadar çok devreye girerseniz aradaki güven ilişkisi daha da artacaktır” dedi.
Davutoğlu, iş adamlarının önünü açmak için çalışmalar yürüteceklerini ifade ederek, “İkinci olarak size sağlamak durumunda olduğumuz husus, yaptığımız anlaşmalarla sizin önünüzü açmak. Son 2 konsey toplantısında 47 anlaşma imzaladık. Bütün Türk-Yunan ilişkileri tarihinde o vakte kadar 2010’ a kadar 35 anlaşma vardı. 2 toplantıda 47 anlaşma imzaladık. Şimdi yarın bunları gözden geçireceğiz. Bunları anlaşmaların uygulanma düzeylerine göre bir sonraki toplantı için hazırlıklar yapacağız. Bu alt yapıda büyük oranda hazırlanmış durumda. Üçüncüsü ise özellikle ticarete ve yatırıma imkan sağlayacak şekilde bürokrasinin azaltılması. Her iki ülkenin iş adamlarının karşılıklı iş ziyaretlerinde iş birliği çalışmalarında engellerle karşılaşmamaları. Psikolojik engelle de karşılaşmamaları. Türkiye’de bir Yunan banka satın aldı biz bundan memnuniyet duyuyoruz. Yunan finans sektörü Türkiye’yi işgal ediyor diye düşünmüyoruz. Aksine dostluğumuz pekişiyor diye düşünüyoruz. Artık ekonomik ilişkiler barışın en önemli araçları. Karşılıklı bağımlılık ne kadar artarsa çatışma ihtimali o kadar düşer” açıklamasını yaptı.
“1 MİLYON TÜRK YUNANİSTAN’A TURİZM İÇİN GELDİ, BU SAYI DAHA DA ARTACAK”
İki ülke arasındaki kültür birliğinin korunmasına dikkat çeken Davutoğlu, “Onun için bırakalım Atina sokaklarında daha çok Türkçe konuşulsun, daha çok turist gelsin, daha çok iş adamı gelsin. Nasıl olsa Atina sokağına ben çıktığımda, oğlu diye bitiyor tabelaların bir çok yerde. Zaten birçok şeyi paylaşmışız geçmişte. Bırakalım daha çok Rum kökenli dostumuz İstanbul’a gelsin, İstanbul sokaklarında daha çok Rumca konuşulsun. Bundan hiç kimse tedirgin olmasın. Hep beraber, birlikte bu coğrafyayı paylaşıyorsak ne Yunanistan’daki Türk iş adamlarının dolaşmasından ne de Türkiye’deki Yunanlıların gelmesinden kimse rahatsızlık duymasın. Bu tınılar, bu ortak dostluk sesleri her yerde yankılandığı zaman halklarımız geleceğe daha büyük bir ümitle, daha bir perspektifle bakacaklar. Biz büyük memnuniyet duyuyoruz 1 milyon Türk Yunanistan’a turizm için geldi, bu sayı daha da artacak. Ayrıca Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen turistlerin de dostluğumuzu pekiştirdiğine inanıyoruz. Burada özellikle iş dünyamıza şu birkaç alanda çok iyi potansiyel olduğunu vurgulamak istiyorum, dostum sayın Samaras’a. Turizm, bankacılık, finans sektörü, gıda güvenliği ve ortak yapılacak projeler ama bir başka alan da var ki şu ana kadar zikredilmemiş. İki güzel örneğini, birisi Katar’da birisi Birleşik Arap Emirlikleri’nde olmak üzere Türk ve Yunan şirketlerinin birlikte üçüncü ülkelerde çalışmalar yapması. Şu anda dünya büyük bir krizden geçerken şirketlerimizin oluşturacağı sinerji her iki ülkenin ekonomilerine de katkı yapacaktır. Böyle bir kriz dönemi aslında fırsat dönemidir. Hep beraber, birlikte tarihte bir çok medeniyete hem deniz ticareti hem de İpek Yolu ticareti anlamında en canlı ekonomik havzalara sahip olmuş olan Türkiye ve Yunanistan coğrafyasını tekrar barış coğrafyası yapmak durumundayız” dedi.
“GELİN KIBRIS SORUNUNU BİRLİKTE ÇÖZELİM ADAYA BARIŞ GELSİN”
Başbakan Davutoğlu, TANAP projesinin bölgeye barış getiren bir proje olduğunu belirterek, “Sayın Samaras’la olmaktan büyük gurur duyduğum TANAP’ın başlangıç adımının atıldığı Bakü toplantısından sonra kurulan TANAP, TAP birlikteliğiyle birlikte Hazar’dan Türkiye üzerinden Yunanistan’a, Yunanistan’dan Adriyatik’e giden doğalgaz hattı bir barış projesidir. Bunalımlarla anılan Balkanlar ve Kafkaslar coğrafyasını birleştiren bir barış projesidir. Türkiye ile Yunanistan’ın ve Azerbaycan’ın ve omuz omuza vererek gerçekleştirdiği bir barış projesidir. Şimdi bir çağrıda daha bulunuyorum. Gelin Kıbrıs sorununu birlikte çözelim adaya barış gelsin. Şimdi Kıbrıs’ın ihtilaf konusu olan Kıbrıs’ın iki halkının da üzerinde hak sahibi olduğu doğalgaz ve enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Yunanistan’a getirelim. Aynı interconnect sistemle, hem Hazar’ı nasıl Türkiye üzerinden Yunanistan ve Adriyatik’e bağladıysak yine Doğu Akdeniz’i de Türkiye üzerinden Yunanistan ve Adriyatik’e Avrupa’ya bağlayalım. Bunda herkes karlı çıkacak. Kimse zarar etmeyecek. Barıştan zarar eden ülke görülmemiştir. Yeter ki barışı kurabilecek iradeye sahip vizyoner adımları atabilelim. Nihai kertede depremlerde geçmişte görüldüğü gibi, orman yangınlarında görüldüğü gibi Yunanistan Doğa’ya bakar ‘Acaba Türkiye’den ne yardım gelebilir’ diye. Türkiye batıya bakar ‘Acaba Yunanistan’dan ne yardım gelebilir ’diye. Biz ortak kaderin şekillendirdiği bir coğrafyada yan yana yaşayan ve köklü tarihi geçmişe sahip olan milletler olarak geleceği de aynı bilinçle kurmak durumundayız. bizim bugünkü ziyaretimiz ve siz iş adamlarının gerçekleştirdiği toplantılar böyle parlak bir geleceğin habercisi olacak gelişmelerdir. Ben bir bütün toplantılara katkıda bulunan değerli bakanlara iş dünyamızın değerli temsilcilerine teşekkür ediyor. Çalışmalarımızda başarıla diliyorum” diye konuştu.