Madencinin Engelli Kardeşinin Sözleri Hüzünlendirdi
Ermenek ilçesindeki kömür ocağında mahsur kalan işçilerden cansız bedenine ulaşılan Ömer Cansu'nun yürüme engelli ağabeyi Abdurrahman Cansu, "Tek ben yürümeseydim de Ömer burada olsaydı. Durumumdan dolayı madene girip kurtarma çalışmalarına katılamadım. Herkes 10 kürek toprak atıyorsa ben 20 atardım" diyerek, duygularını dile getirdi.
Abdurrahman Cansu (27), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2007 yılında çöken evlerinin balkonunun altında kaldığını, o günden sonra da uzun süre yatağa bağımlı yaşadığını söyledi.
İki buçuk yıl boyunca hareketsiz yattığını anlatan Cansu, hep kardeşinin kendisiyle ilgilendiğini vurguladı.
Doktorların "yürüyemezsin" demesine rağmen kardeşinin ilgisiyle koltuk değnekleriyle de olsa ayağa kalktığını ifade eden Cansu, "Kardeşim hep başımdaydı. Zaten sigorta pirimini doldurduktan sonra işi bırakıp hayvancılık yapacaktı" dedi.
Olaydan sonra günlerce ağladıklarını, hep madenden gelecek iyi bir haberi beklediklerini dile getiren Cansu, rüyasında kardeşini evlerinin bahçesine çam ağacı dikerken görünce, bunu iyiye yorup umutlandığını aktardı.
- Ümidini kesmeden hep bekledi
Cansu, çalışmalar sırasında 41 numara bir çizme bulununca kardeşinin bulunduğunu düşündüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Sarı saçları vardı. Şimdi saçları yok diyorlar. Benim kardeşimi getirsinler, kardeşimi istiyorum. Bugüne kadar hiç ümidimi kesmeden bekledim. Yüzünü görmediğim için hala kardeşimin yaşadığını ümit ediyorum. Sanki rüya görmüş gibi hissediyorum. Yüzde 88 engelli raporum var ancak kendim umurumda bile değilim. Benim de Ömer'in de ümitleri, hayalleri vardı. Kardeşim yeter ki yanımda olsun. Tek ben yürümeseydim de Ömer burada olsaydı. Durumumdan dolayı madene girip kurtarma çalışmalarına katılamadım. Herkes 10 kürek toprak atıyorsa ben 20 atardım. Biz 8 kardeşiz. Tek erkek kardeşim Ömer'di."
İhmaller yüzünden kardeşinin ve arkadaşlarının ölüme terk edildiğini savunan Cansu, "Bu madencilerin çocuklarına kim babalık yapacak" diyerek, hukuki haklarını sonuna kadar arayacağını kaydetti.
Kaynak: AA
İki buçuk yıl boyunca hareketsiz yattığını anlatan Cansu, hep kardeşinin kendisiyle ilgilendiğini vurguladı.
Doktorların "yürüyemezsin" demesine rağmen kardeşinin ilgisiyle koltuk değnekleriyle de olsa ayağa kalktığını ifade eden Cansu, "Kardeşim hep başımdaydı. Zaten sigorta pirimini doldurduktan sonra işi bırakıp hayvancılık yapacaktı" dedi.
Olaydan sonra günlerce ağladıklarını, hep madenden gelecek iyi bir haberi beklediklerini dile getiren Cansu, rüyasında kardeşini evlerinin bahçesine çam ağacı dikerken görünce, bunu iyiye yorup umutlandığını aktardı.
- Ümidini kesmeden hep bekledi
Cansu, çalışmalar sırasında 41 numara bir çizme bulununca kardeşinin bulunduğunu düşündüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Sarı saçları vardı. Şimdi saçları yok diyorlar. Benim kardeşimi getirsinler, kardeşimi istiyorum. Bugüne kadar hiç ümidimi kesmeden bekledim. Yüzünü görmediğim için hala kardeşimin yaşadığını ümit ediyorum. Sanki rüya görmüş gibi hissediyorum. Yüzde 88 engelli raporum var ancak kendim umurumda bile değilim. Benim de Ömer'in de ümitleri, hayalleri vardı. Kardeşim yeter ki yanımda olsun. Tek ben yürümeseydim de Ömer burada olsaydı. Durumumdan dolayı madene girip kurtarma çalışmalarına katılamadım. Herkes 10 kürek toprak atıyorsa ben 20 atardım. Biz 8 kardeşiz. Tek erkek kardeşim Ömer'di."
İhmaller yüzünden kardeşinin ve arkadaşlarının ölüme terk edildiğini savunan Cansu, "Bu madencilerin çocuklarına kim babalık yapacak" diyerek, hukuki haklarını sonuna kadar arayacağını kaydetti.