Gelibolu Mevlevihanesi'nde Şeb-i Arus Etkinliği
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bugünlerde iki şeye çok ihtiyacımız var. Biri, bireysel olarak hepimizin tevhidi ilahi içerisinde kendimizi yok etmeye, bütünleştirmeye, nefis terbiyemizi onun içinde bulmaya, ikincisi de bütün insanların farklılıklarını bir araya getirerek insanları Hakk'ta, hakikatte bütünleştirmeye ihtiyacımız var" dedi.
Kurtulmuş, Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki mevlevihanede düzenlenen Şeb-i Arus etkinlikteki konuşmasına, Allah'ın selamının, rahmetinin, bereketinin ve mağfiretinin herkesin üzerinde olmasını dileyerek başladı.
Ahmed-i Bican'ın, Mehmed-i Bican'ın, "Bayraklı Dede"nin, Çanakkale şehitlerinin, Hazreti Mevlana'nın manevi huzurunda bulunmaktan edep ederek sözlerine başladığını belirten Kurtulmuş, "Şeb-i Arus, hepimizin bildiği gibi sevgiliye, yaratana kavuşma anı, vuslat gecesi. Hazreti Mevlana, dünyanın iki kapılı bir handan ibaret olduğunu bilen ve dünya hayatında aslında bulunmamızın sadece geçici bir gölgelenmekten ibaret olduğunu bilen bir inancın çok somut bir müjdecisi ve öğreticisi" diye konuştu.
Kurtulmuş, Hazreti Muhammed'in herkese "ölmeden önce ölünüz" diye buyurduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Yani şu demek aslında, her akşam uyduğumuzda ölümün bir provasını yapıyor ve sabahın ilk sesleriyle beraber yeniden diriliyor, kalkıyoruz. Aslında Şeb-i Arus bu demek. Zaten nasıl uyuduk, uyandık demek. Bu anlamda rabbe, yaratıcıya, sevgiliye kavuşmak demek. Hazreti Mevlana'nın 741 yıl önce söylediği o sözlerle kavuştuğu rabbi de inşallah burada bulunanlar ve bütün Müslümanlar yüz akıyla bir vuslat gecesi aydınlığı içinde bir sevinçle kavuşuruz diyerek dua ederek sözlerime başlamak istiyorum."
Mevlana'nın öğretisine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğu dönemden geçildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Mevlana'nın öğretisindeki barışı, adaleti, hakkaniyeti ve insanlığı hep beraber yaşamamızın her zamandan daha çok önemli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Hazreti Mevlana'nın en önemli çağrılarından birisi 'Gel, ne olursan ol, kim olursan ol gel. Duanı, tövbeni bin kere bozmuş olsan yine gel' çağrısıdır. Hazreti Mevlana bu anlamda bütün insanları ortak bir değere çağırıyor, insanları kendi ruh köklerine, kendi yaradılış gayelerine, kendi var oluş sebeplerine çağırıyor. Hazreti Mevlana bütün insanları ister putperest isten Hristiyan kim olursa olsun tüm insanları aslına çağırıyor, tevhide çağırıyor. Yani 'ben Kur'an'ın kölesiyim. Bu can tenimde olduğu sürece Kur'an'ın kölesi olan birisiyim. Ben Hazreti Muhammed Muhtarın ayağının kölesi, tozuyum' diyen bir Hazreti Mevlana."
Kurtulmuş, Hazreti Mevlana'nın insanları bir boşluğa değil, bir merkeze çağırdığını dile getirerek, "İnsanların Hazreti Allah'ı tevhid ve içselleştirerek inanmaya, tevhidin içerisinde yok olmaya, o tevhidi bize öğreten yüce Resul'ün ümmeti olmaya, onun ayağının tozu olmaya davet ediyor. İşte Hazreti Mevlana'nın daveti bu" dedi.
Hazreti Mevlana'nın, "Biz bu dünyaya bölmek, parçalamak, dağıtmak, ufalamak için gelmedik. Biz bu dünyaya birleştirmek, bütünleştirmek, hep beraber, bir olmak için geldik. İnsanları insanlık, vahdet, tevhid, adalet ve hakkaniyet sözünde birleştirmeye geldik" sözünü anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bugünlerde iki şeye çok ihtiyacımız var. Biri, bireysel olarak hepimizin tevhidi ilahi içerisinde kendimizi yok etmeye, bütünleştirmeye, nefis terbiyemizi onun içinde bulmaya, ikincisi de bütün insanların farklılıklarını bir araya getirerek insanları hakta, hakikatte bütünleştirmeye ihtiyacımız var. Hazreti Mevlana 741 sene sonra bile bize bugün aynı şekilde vadediyor, yol gösteriyor, yolumuza, ufkumuza ışık tutuyor. Allah, Hazreti Mevlana'nın ruhaniyetini bugünkü buradaki bir araya gelişimizden haberdar eylesin. Allah hepinizi Hazreti Mevlana'nın, Ahmed-i Bican, Mehmed-i Bican bütün Çanakkale şehitlerinin ve her şeyden önce Hazreti Resul-ü Ekrem'in şefaatine nail etsin."
Evlad-ı fatihanın halen yaşadığı bütün Balkan coğrafyasında, Türk ve İslam coğrafyasındaki Müslümanların yeniden bu ruh etrafında dirilmesini dileyen Kurtulmuş, "Özellikle bir tarafında İslam'ın kara görüntülerini daha doğrusu İslam adına kara görüntülerin ortaya çıktığı bir dönemde, İslam'ın terörle, adam kesmekle, zulümle, baskıyla eş anlamlı bir hale getirildiği bir yerde, diğer tarafta da bunu bahane ederek 1,5 milyar Müslümanın hepsini gericilikle, zulümle, terörizmle ve geri unsurlar olmakla itham eden islamofobinin hakim olduğu dünyada, bugün her şeyden çok Mevlana'nın sözüne ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Ahmed-i Bican'ın, Mehmed-i Bican'ın, "Bayraklı Dede"nin, Çanakkale şehitlerinin, Hazreti Mevlana'nın manevi huzurunda bulunmaktan edep ederek sözlerine başladığını belirten Kurtulmuş, "Şeb-i Arus, hepimizin bildiği gibi sevgiliye, yaratana kavuşma anı, vuslat gecesi. Hazreti Mevlana, dünyanın iki kapılı bir handan ibaret olduğunu bilen ve dünya hayatında aslında bulunmamızın sadece geçici bir gölgelenmekten ibaret olduğunu bilen bir inancın çok somut bir müjdecisi ve öğreticisi" diye konuştu.
Kurtulmuş, Hazreti Muhammed'in herkese "ölmeden önce ölünüz" diye buyurduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Yani şu demek aslında, her akşam uyduğumuzda ölümün bir provasını yapıyor ve sabahın ilk sesleriyle beraber yeniden diriliyor, kalkıyoruz. Aslında Şeb-i Arus bu demek. Zaten nasıl uyuduk, uyandık demek. Bu anlamda rabbe, yaratıcıya, sevgiliye kavuşmak demek. Hazreti Mevlana'nın 741 yıl önce söylediği o sözlerle kavuştuğu rabbi de inşallah burada bulunanlar ve bütün Müslümanlar yüz akıyla bir vuslat gecesi aydınlığı içinde bir sevinçle kavuşuruz diyerek dua ederek sözlerime başlamak istiyorum."
Mevlana'nın öğretisine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğu dönemden geçildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Mevlana'nın öğretisindeki barışı, adaleti, hakkaniyeti ve insanlığı hep beraber yaşamamızın her zamandan daha çok önemli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Hazreti Mevlana'nın en önemli çağrılarından birisi 'Gel, ne olursan ol, kim olursan ol gel. Duanı, tövbeni bin kere bozmuş olsan yine gel' çağrısıdır. Hazreti Mevlana bu anlamda bütün insanları ortak bir değere çağırıyor, insanları kendi ruh köklerine, kendi yaradılış gayelerine, kendi var oluş sebeplerine çağırıyor. Hazreti Mevlana bütün insanları ister putperest isten Hristiyan kim olursa olsun tüm insanları aslına çağırıyor, tevhide çağırıyor. Yani 'ben Kur'an'ın kölesiyim. Bu can tenimde olduğu sürece Kur'an'ın kölesi olan birisiyim. Ben Hazreti Muhammed Muhtarın ayağının kölesi, tozuyum' diyen bir Hazreti Mevlana."
Kurtulmuş, Hazreti Mevlana'nın insanları bir boşluğa değil, bir merkeze çağırdığını dile getirerek, "İnsanların Hazreti Allah'ı tevhid ve içselleştirerek inanmaya, tevhidin içerisinde yok olmaya, o tevhidi bize öğreten yüce Resul'ün ümmeti olmaya, onun ayağının tozu olmaya davet ediyor. İşte Hazreti Mevlana'nın daveti bu" dedi.
Hazreti Mevlana'nın, "Biz bu dünyaya bölmek, parçalamak, dağıtmak, ufalamak için gelmedik. Biz bu dünyaya birleştirmek, bütünleştirmek, hep beraber, bir olmak için geldik. İnsanları insanlık, vahdet, tevhid, adalet ve hakkaniyet sözünde birleştirmeye geldik" sözünü anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bugünlerde iki şeye çok ihtiyacımız var. Biri, bireysel olarak hepimizin tevhidi ilahi içerisinde kendimizi yok etmeye, bütünleştirmeye, nefis terbiyemizi onun içinde bulmaya, ikincisi de bütün insanların farklılıklarını bir araya getirerek insanları hakta, hakikatte bütünleştirmeye ihtiyacımız var. Hazreti Mevlana 741 sene sonra bile bize bugün aynı şekilde vadediyor, yol gösteriyor, yolumuza, ufkumuza ışık tutuyor. Allah, Hazreti Mevlana'nın ruhaniyetini bugünkü buradaki bir araya gelişimizden haberdar eylesin. Allah hepinizi Hazreti Mevlana'nın, Ahmed-i Bican, Mehmed-i Bican bütün Çanakkale şehitlerinin ve her şeyden önce Hazreti Resul-ü Ekrem'in şefaatine nail etsin."
Evlad-ı fatihanın halen yaşadığı bütün Balkan coğrafyasında, Türk ve İslam coğrafyasındaki Müslümanların yeniden bu ruh etrafında dirilmesini dileyen Kurtulmuş, "Özellikle bir tarafında İslam'ın kara görüntülerini daha doğrusu İslam adına kara görüntülerin ortaya çıktığı bir dönemde, İslam'ın terörle, adam kesmekle, zulümle, baskıyla eş anlamlı bir hale getirildiği bir yerde, diğer tarafta da bunu bahane ederek 1,5 milyar Müslümanın hepsini gericilikle, zulümle, terörizmle ve geri unsurlar olmakla itham eden islamofobinin hakim olduğu dünyada, bugün her şeyden çok Mevlana'nın sözüne ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.