25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü
Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Feden Şengün, "2014 yılında kadın ve kız çocuklarına yönelik fiziksel şiddet, cinsel taciz, tecavüz ve istismarlar halen artmaya devam ediyor. Resmi kurumlarca veriler ya açıklanmıyor ya da mevcut durumun çok altında sayılar sunuluyor" dedi.
Antalya Barosu üyeleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Antalya Adliyesi önünde grup adına basın açıklamasını okuyan Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Feden Şengün, dünyada ve Türkiye'de kadına yönelik şiddetin her geçen gün artığını söyledi.
Dünyanın birçok ülkesinde savaşlar, işgaller ve ambargolar nedeniyle yüz binlerce kadın ve çocuğun katledildiğini vurgulayan Şengün, "Kendi coğrafyamızda yaşanan vahşete halen tanıklık ediyoruz. Binlerce Ezidi, Kürt, Türkmen ve Arap kadın bir terör örgütü olan IŞİD tarafından katlediliyor, göç ettiriliyor, kaçırılarak pazarlarda satılıyor ve tecavüze uğruyor" dedi.
Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki bir fabrikada meydana gelen patlamada iki kadın işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Şengün, meydana gelen bu olayların kadınları ve çocukları doğrudan etkilediğini ifade etti.
Cinayete uğrayan kadın sayısında da artış olduğuna değinen Şengün, "2014 yılında kadın ve kız çocuklarına yönelik fiziksel şiddet, cinsel taciz, tecavüz ve istismarlar halen artmaya devam ediyor. Resmi kurumlarca veriler ya açıklanmıyor ya da mevcut durumun çok altında sayılar sunuluyor" diye konuştu.
Kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası sözleşmelerin referans alınması gerektiğini vurgulayan Şengün, son olarak 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe giren Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne aykırı yasal düzenleme ve uygulamalardan kaçınılması gerektiğini kaydetti.
Şengün, şiddet olaylarının sorumlularının hesap vermesi için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirterek, şunları söyledi:
"Şiddetin önlenmesi için, devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınaması, şiddete uğrayan kadınlar için başvuru merkezleri ve sığınma evlerinin sayısının artırılması, cinsiyetçi politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılması, konu ile ilgili eylem ve eğitim projelerinin kadın örgütleriyle hayata geçirilmesi gerekmektedir."
Grup basın açıklamasının ardından olaysız dağıldı.
Kaynak: AA
Dünyanın birçok ülkesinde savaşlar, işgaller ve ambargolar nedeniyle yüz binlerce kadın ve çocuğun katledildiğini vurgulayan Şengün, "Kendi coğrafyamızda yaşanan vahşete halen tanıklık ediyoruz. Binlerce Ezidi, Kürt, Türkmen ve Arap kadın bir terör örgütü olan IŞİD tarafından katlediliyor, göç ettiriliyor, kaçırılarak pazarlarda satılıyor ve tecavüze uğruyor" dedi.
Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki bir fabrikada meydana gelen patlamada iki kadın işçinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Şengün, meydana gelen bu olayların kadınları ve çocukları doğrudan etkilediğini ifade etti.
Cinayete uğrayan kadın sayısında da artış olduğuna değinen Şengün, "2014 yılında kadın ve kız çocuklarına yönelik fiziksel şiddet, cinsel taciz, tecavüz ve istismarlar halen artmaya devam ediyor. Resmi kurumlarca veriler ya açıklanmıyor ya da mevcut durumun çok altında sayılar sunuluyor" diye konuştu.
Kadınlara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası sözleşmelerin referans alınması gerektiğini vurgulayan Şengün, son olarak 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe giren Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne aykırı yasal düzenleme ve uygulamalardan kaçınılması gerektiğini kaydetti.
Şengün, şiddet olaylarının sorumlularının hesap vermesi için sonuna kadar mücadele edeceklerini belirterek, şunları söyledi:
"Şiddetin önlenmesi için, devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınaması, şiddete uğrayan kadınlar için başvuru merkezleri ve sığınma evlerinin sayısının artırılması, cinsiyetçi politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılması, konu ile ilgili eylem ve eğitim projelerinin kadın örgütleriyle hayata geçirilmesi gerekmektedir."
Grup basın açıklamasının ardından olaysız dağıldı.