Ramazan Akyürek'ten paralel talimatlar
Yasal kılıflı illegal dinlemelerin nasıl yapıldığını araştıran İçişleri Müfettişleri, yasadışı örgütün önemli isimlerinden olduğu öne sürülen Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Ramazan Akyürek imzalı ‘paralel genelge’ye ulaştı. Akyürek paralel polislere yakalanmadan yasadışı dinleme yapmanın yöntemlerini veriyor.
Kalkıştığı 17-25 Aralık yargı darbesi girişimiyle deşifre olan illegal yapıya yönelik İstanbul merkezli soruşturmanın Edirne ve Tekirdağ ayağında “paralel devletin” belgesi ele geçirildi. Paralel yapının önemli isimlerinden Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in illegal örgütün polis örgütlenmesine yayımladığı “paralel genelgeyle” yakalanmadan yasadışı dinlemeleri nasıl yapacaklarının talimatını verdiği ortaya çıktı.
Hakimden gizleyin talimatı
Ramazan Akyürek'in, yasadışı dinlemelerle ilgili çalışma sistemini kurduğu ve atılan her adımdan haberdar olduğu resmi yazışmalarla gözler önüne serildi. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı incelemeler kapsamında istihbarat şubelerinde dinlenmelerin ne şartlarda ve hangi talimatlar doğrultusunda yapıldığı mercek altına alındı. Elde edilen Ramazan Akyürek imzalı 7 sayfalık tamim belgesinde şoke eden talimatlar yer aldı. “1.2.2008 tarihinden itibaren tüm teknik takipler bu tamime göre yapılacak” denilen belgede, “İstihbarat Daire Başkanlığı birimlerinin onayı alınmadan asla dinleme kararı alınmayacak” deniyor.
Üçten sonra rakam vermeyin
Genelgede, “Karar Takip Sistemi” (KTS) üzerinden yapılan çalışmalarda, “Yasal belirmesi olmadığından mahkemeden alınacak ilk dinleme kararları üçü aştıktan sonra alınacak 4'üncü karar,'kaçıncı karar olduğu belirtilmeden üç ay daha' şeklinde talep edilecektir” talimatı dikkat çekiyor. Belgede, mahkemelerden alınacak dinleme kararlarına kesinlikle “dinleme kararı” ifadesinin yazılmaması emrediliyor. Belgede, şu talimatlar yer alıyor: “Hakim kararlarının konu bölümüne sadece'hakim kararı, tedbir kararı, teknik takip kararı, iletişime müdahale kararı' ifadeleri yazılmalı.'Mahkeme kararı, dinleme kararı' ifadeleri kullanılmamalı. TEM şubelerinin aldıkları önleyici adli kararlardaki iletişim araçlarına uygun görüş sorulmayacak. Doğrudan mahkemeye gidilerek işlem yapılacak. Konuyla ilgili KTS'ye giriş yapılıp başkanlığımıza bilgi verilmeli. Teknik takibi yapılan hedefin süreç içinde imha kararlarının birer sureti başkanlığımıza gönderilecek. Tedbirin sonlandırılması üzerine bu karara gerekçe'operasyon yapılması, verim alınamaması' yazılmayacak.”
Dinlemelerin izleri silindi
Müfettişlerin yaptığı inceleme sonucu İstihbarat Daire Başkanlığı Karar Takip Sistemi'ne girildiği belirtilen tüm dinleme ve izleme kayıtlarının 15.4.2013'te sistem güncellemesi nedeniyle tüm log kayıtlarının silindiği tespit edildi. Silme işlemleriyle ilgili soruşturmanın ayrı yürütüldüğü kaydedildi.
‘Ulusal güvenliğe tehdit' gerekçesi
SORUŞTURMA dosyasında yer alan diğer bir şok edici belge de İstihbarat Şube Müdürlüklerine “rapor” başlığı altında sunulan dinleme talebi gerekçeleri. Onlarca hakim, savcı, milletvekili, polis ve kamu görevlisi şu iddialarla dinlendi: “Organize suç örgütü olarak değerlendirilen ve örgütlü bir yapı içinde faaliyet gösteren şahısların teşekkül halinde işlemiş oldukları suçlar... demokrasi için tehdit oluşturmaktadır. Cebir ve tehdit yoluyla haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütlü bir yapı içinde yer aldığı ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak suretiyle ülkemiz ekonomisine dolayısıyla da ulusal güvenliğimize büyük zarar verdiği yönünde hakkında istihbari bilgiler alınan şahısların bu organizasyon içinde özellikle açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen sabıkalı şahısların da yer aldığı birçok kamu görevlileriyle sıkı ilişki içinde bulundukları, bu bağlamda kendilerinin ya da irtibatlı oldukları şahısların müdahil olduğu birçok adli olaylarda işlem yapılmasını engelleyerek menfaat temin ettikleri buna benzer olayların emniyet ve adli birimlere yansımasının engellendiği... bilgileri elde edilmiştir.”
‘Müdürünü sat biz seni koruruz'
SORUŞTURMA dosyasına giren bir tutanak ise, paralel yapının nasıl baskı uygulayarak çalıştığını gözler önüne serdi. Tutanaktaki iddialara göre, 5.9.2008'te İstihbarat Dairesi'nden görevlendirilen Yılmaz Delen ve Nihat Özen, Kırklareli Emniyeti İstihbarat Şubesi'ni denetlerken Şube Müdür Yardımcısı Salih Döğenci'yi tehdit ediyor. Bunun üzerine Döğenci şube müdürü olan İbrahim Şimşek'e olayı anlatıp tutanak tutturuyor. Döğenci'nin hazırladığı tutanakta şunlara yer veriliyor: “Denetçiler Yılmaz Delen ve Nihat Özen bana'müdürün nasıl biri' diye sordular. Ben de iyi bir olduğunu anlattım. Bana'ne yani müdürünü satmayacak mısın, bu düzen değimesin mi' diye sordular. Bana,'şube müdürünün karı kız düşkünlüğü var mı, gelen gideni oluyor mu. Sosyal hayatı nasıl buradaki müdürlerle anlaşabiliyor mu' diye sordular. Bana,'müdürün hakkında bildiklerini anlat bu senin son şansın bu fırsatı bir daha bulamazsın' dediler. Ertesi gün yine yanıma gelerek,'Salih iyi düşün, senin söyleyeceklerin bizim için çok önemli. Kimseden korkma biz seni koruruz. Konuş kurtul. Müdürünü sat, bu düzen değişsin' dediler. Ben tepki gösterdim.”
Hakimden gizleyin talimatı
Ramazan Akyürek'in, yasadışı dinlemelerle ilgili çalışma sistemini kurduğu ve atılan her adımdan haberdar olduğu resmi yazışmalarla gözler önüne serildi. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı incelemeler kapsamında istihbarat şubelerinde dinlenmelerin ne şartlarda ve hangi talimatlar doğrultusunda yapıldığı mercek altına alındı. Elde edilen Ramazan Akyürek imzalı 7 sayfalık tamim belgesinde şoke eden talimatlar yer aldı. “1.2.2008 tarihinden itibaren tüm teknik takipler bu tamime göre yapılacak” denilen belgede, “İstihbarat Daire Başkanlığı birimlerinin onayı alınmadan asla dinleme kararı alınmayacak” deniyor.
Üçten sonra rakam vermeyin
Genelgede, “Karar Takip Sistemi” (KTS) üzerinden yapılan çalışmalarda, “Yasal belirmesi olmadığından mahkemeden alınacak ilk dinleme kararları üçü aştıktan sonra alınacak 4'üncü karar,'kaçıncı karar olduğu belirtilmeden üç ay daha' şeklinde talep edilecektir” talimatı dikkat çekiyor. Belgede, mahkemelerden alınacak dinleme kararlarına kesinlikle “dinleme kararı” ifadesinin yazılmaması emrediliyor. Belgede, şu talimatlar yer alıyor: “Hakim kararlarının konu bölümüne sadece'hakim kararı, tedbir kararı, teknik takip kararı, iletişime müdahale kararı' ifadeleri yazılmalı.'Mahkeme kararı, dinleme kararı' ifadeleri kullanılmamalı. TEM şubelerinin aldıkları önleyici adli kararlardaki iletişim araçlarına uygun görüş sorulmayacak. Doğrudan mahkemeye gidilerek işlem yapılacak. Konuyla ilgili KTS'ye giriş yapılıp başkanlığımıza bilgi verilmeli. Teknik takibi yapılan hedefin süreç içinde imha kararlarının birer sureti başkanlığımıza gönderilecek. Tedbirin sonlandırılması üzerine bu karara gerekçe'operasyon yapılması, verim alınamaması' yazılmayacak.”
Dinlemelerin izleri silindi
Müfettişlerin yaptığı inceleme sonucu İstihbarat Daire Başkanlığı Karar Takip Sistemi'ne girildiği belirtilen tüm dinleme ve izleme kayıtlarının 15.4.2013'te sistem güncellemesi nedeniyle tüm log kayıtlarının silindiği tespit edildi. Silme işlemleriyle ilgili soruşturmanın ayrı yürütüldüğü kaydedildi.
‘Ulusal güvenliğe tehdit' gerekçesi
SORUŞTURMA dosyasında yer alan diğer bir şok edici belge de İstihbarat Şube Müdürlüklerine “rapor” başlığı altında sunulan dinleme talebi gerekçeleri. Onlarca hakim, savcı, milletvekili, polis ve kamu görevlisi şu iddialarla dinlendi: “Organize suç örgütü olarak değerlendirilen ve örgütlü bir yapı içinde faaliyet gösteren şahısların teşekkül halinde işlemiş oldukları suçlar... demokrasi için tehdit oluşturmaktadır. Cebir ve tehdit yoluyla haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş örgütlü bir yapı içinde yer aldığı ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak suretiyle ülkemiz ekonomisine dolayısıyla da ulusal güvenliğimize büyük zarar verdiği yönünde hakkında istihbari bilgiler alınan şahısların bu organizasyon içinde özellikle açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen sabıkalı şahısların da yer aldığı birçok kamu görevlileriyle sıkı ilişki içinde bulundukları, bu bağlamda kendilerinin ya da irtibatlı oldukları şahısların müdahil olduğu birçok adli olaylarda işlem yapılmasını engelleyerek menfaat temin ettikleri buna benzer olayların emniyet ve adli birimlere yansımasının engellendiği... bilgileri elde edilmiştir.”
‘Müdürünü sat biz seni koruruz'
SORUŞTURMA dosyasına giren bir tutanak ise, paralel yapının nasıl baskı uygulayarak çalıştığını gözler önüne serdi. Tutanaktaki iddialara göre, 5.9.2008'te İstihbarat Dairesi'nden görevlendirilen Yılmaz Delen ve Nihat Özen, Kırklareli Emniyeti İstihbarat Şubesi'ni denetlerken Şube Müdür Yardımcısı Salih Döğenci'yi tehdit ediyor. Bunun üzerine Döğenci şube müdürü olan İbrahim Şimşek'e olayı anlatıp tutanak tutturuyor. Döğenci'nin hazırladığı tutanakta şunlara yer veriliyor: “Denetçiler Yılmaz Delen ve Nihat Özen bana'müdürün nasıl biri' diye sordular. Ben de iyi bir olduğunu anlattım. Bana'ne yani müdürünü satmayacak mısın, bu düzen değimesin mi' diye sordular. Bana,'şube müdürünün karı kız düşkünlüğü var mı, gelen gideni oluyor mu. Sosyal hayatı nasıl buradaki müdürlerle anlaşabiliyor mu' diye sordular. Bana,'müdürün hakkında bildiklerini anlat bu senin son şansın bu fırsatı bir daha bulamazsın' dediler. Ertesi gün yine yanıma gelerek,'Salih iyi düşün, senin söyleyeceklerin bizim için çok önemli. Kimseden korkma biz seni koruruz. Konuş kurtul. Müdürünü sat, bu düzen değişsin' dediler. Ben tepki gösterdim.”