Anadolu Gençlik Derneği Federasyonu Karaağaç’ın Kurban Bayramı Mesajı

Anadolu Gençlik Federasyonu Genel Başkanı Mesut Karaağaç, “Yaşama ve insana ilişkin güzelliklerin canlanmasına, içtenlikle paylaşılmasına olanak veren bayramı huzur ve güven içinde karşılamanın sevincini yaşıyoruz” dedi.


Kurban Bayramı münasebeti ile bir mesaj yayınlayan Karaağaç, “Milletimizin acıdan, üzüntüden uzak, birlik ve beraberlik içinde huzurlu bir bayram geçirmelerini diliyorum. Evrensel anlamda sevginin ve saygının simgesi konumundaki bayramlar, karşılıklı duyguların anlatılmasına aracılık eden özel günlerdir. Bireyleri aynı düşünce ve duygularda buluşturan ve kenetlenmesini sağlayan bu özel günler insan ilişkilerini geliştirerek, birlik ve beraberliği güçlendirmekte, yardımlaşma ve dayanışmayı artırmaktadır. Bayramlar, bir yandan umutları canlandırıp, dargınlıkları ve kırgınlıkları unuttururken, bir yandan da huzur, barış ve güven ortamının sürekliliğine katkıda bulunmaktadır” dedi

“Yaşamımızı zenginleştiren ve renklendiren bayramları insanların birbirine yakınlaşması, kaynaşması, üzüntülerin yerini sevincin alması, kardeşlik ve dostluk bağlarının canlanması, birliğimizin daha da güçlenmesi için fırsat olarak değerlendirmeliyiz” diyen Karaağaç, bayramı anlam ve önemine uygun olarak kutlarken, ülkeye her yıl yöneltilen eleştirilerin kaynağı olan ve yanlış anlamalara yol açan görüntülerin yaşanmaması için bilinçli davranılması gerektiğini vurguladı. Gençler olarak kendilerine her zaman olduğu gibi bayramlarda da büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Karaağaç şunları kaydetti:
“Büyüklerimizi ziyaret etmeli, gereksinim içinde bulunanlara yardım eli uzatmalı, onlara yalnız olmadıklarını duyumsatmalı, bayramın coşkusunu onların da yaşamalarını sağlamalıyız. Bunun insana yapılabilecek en büyük iyilik olduğunu unutmamalıyız.”
Karaağaç mesajına şöyle devam etti:
“İnsan, doğadaki en yüce, en üstün ve ayrıcalıklı varlıktır. Dinlerin ve insancıl yaklaşımı benimseyen düşünce sistemlerinin temelinde de bu anlayış yatmaktadır. Hangi soy, din ve mezhepten olursa olsun tüm insanlar, doğuştan başlayarak eşit, devredilemez ve vazgeçilemez hak ve özgürlüklere sahiptir. İnsanların bu hak ve özgürlüklerini bir ayırım yapılmaksızın başkalarının özgürlüğünü ve bağımsızlığını da kısıtlamayacak biçimde kullanabilmeleri gerekmektedir. Ne yazık ki, insan yaşamına verilen değerin, insanın bu üstünlükleriyle her zaman koşutluk gösterdiğini söyleyemeyiz. İnsanın hakettiği değere kavuşması için bireylerin, ulusların ve devletlerin sorumlu ve duyarlı yaklaşımları zorunludur. Bugün uygarlık olarak adlandırdığımız, insanlığın ulaştığı ortak düzeyi gösteren değerler, uzun bir etkileşim sonucu olgunlaşmış, belirli bir kültüre ya da ulusa maledilemeyecek evrensel kavramlardır. Parçası olduğumuz çağdaş uygarlığa tüm dinlerin ve farklı kültürel değerlerin katkıda bulunduğu unutulmamalıdır. Dünyada evrensel barış ülküsünün gerçekleştirilebilmesinin en önemli temellerinden biri, insanların barış, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşamaları için gerekli koşulların ve ortamın oluşturulmasıdır. Bu kapsamda hoşgörü ve karşılıklı anlayış tüm toplumların en çok gereksinim duyduğu olgulardır. Ülkemiz bu yönden ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Anadolu toprakları yüzyıllardır hoşgörü, anlayış, kardeşlik ve dayanışma içinde birarada yaşanabileceğinin en güzel örneğini vermiş, farklı kültür ve dinsel inançlara sahip insanları kaynaştırmıştır. Bayram nedeniyle vurgulamak isterim ki, ayrımcılığı ön plana çıkarmak yerine dinler ve mezhepler arası diyaloğa, hoşgörü ve anlayışa yönelmek dünyamızın yaşanabilir kılınması yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır.”
Kaynak: İHA