Wada Başkanı Reedie Açıklaması
Dünya Anti Doping Ajansı (WADA) Başkanı Craig Reedie, dopingle mücadele konusunda çok büyük ilerlemeler kaydettiklerini, en önemli amaçlarının temiz sporcuların korunması olduğunu söyledi.
Reedie, WADA tarafından Polat Renaissance Otel'de iki gün süren "Bilim ve Araştırmalar Sempozyumu"nun ardından düzenlenen ve WADA Sağlık, Tıp ve Araştırma Komitesi Başkanı Arne Ljungqvist, WADA Bilim Direktörü Olivier Rabin ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı Uğur Erdener'in de katıldığı basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Çok önemli bir sempozyum gerçekleştirdiklerini belirten Reedie, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile TMOK Başkanı Erdener başta olmak üzere organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Dopingle mücadele topluluğu olarak çok büyük ilerlemeler kaydettiklerini anlatan WADA Başkanı, "Sadece atletlerin rutin testlerini yapan ve bununla ilgilenen bir kuruluş olmanın ötesinde artık çok daha ciddi soruşturmalar gerçekleştiriyoruz. Tabii ki hepsinin sonucunda en önemli amacımız temiz atletlerin, sporcuların korunması" dedi.
Reedie, sempozyumda saygıdeğer bir grup ile bir arada olma fırsatı yakaladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dopingle mücadele grubu içerisinde olan birçok insan vardı. WADA'nın sıra dışı bir kurum olduğunu söyleyebiliriz. Bünyesinde yüzde 50 spor camiasından, yüzde 50 de kamu sektöründen insanları bulunduruyor. Bu iki gün boyunca kamu sektörünü dinlemek, onların düşüncelerini anlamak bizim için çok faydalı oldu. Kapsamlı konulara değindik. Doping ilaçlarıyla ilgili istihbarat konularını konuştuk. Yeni ve yasa dışı doping ilaçlarının tespit edilmesi konularına değindik. Bugün de özellikle konsantre olduğumuz konu bilgi paylaşımıydı. Hem ülkeler hem de farklı kuruluşlar arasında bilgi paylaşımı çok karışık bir konu. Bunu nasıl kolaylaştırabileceğimizle ilgili çok önemli fikirler ortaya atıldı. Soruşturmalarla ilgili bütün taraflar arasında sıkı bir işbirliğinin olması çok önemli. Aynı zamanda bilgi toplanması ve bu bilgilerin ilgili taraflara aktarılması konusundaki zorlukların üstesinden nasıl geleceğimizi konuştuk."
Sempozyumda İstanbul Deklarasyonu hazırladıklarını vurgulayan WADA Başkanı, "Çok da zorlandık, çünkü benim ilk haliyle bile çok iyi olduğunu düşündüğüm dokümanın üzerinde birçok değişiklik yaptık. Yakın zamanda bu yayınlanacak. Biz WADA olarak üzerimize düşeni, sorumluluğumuzu, yapacağımızı kesinlikle taahhüt ediyoruz. Bizim 'Dopingle Mücadele İdeali ve Yönetimi' adı altında bir programımız var. Bu dünyadaki bütün çabaları bir araya getiren bir program. Biz WADA açısından burada çok verimli iki gün geçirdik. Konuyla ilgili bütün taraflar bir aradaydı" diye konuştu.
- "Geçmişte Türkiye'de spor biraz yaralıydı"
Craig Reedie, Türkiye'de sporda yasaklı ilaçların kullanımı konusunda yapılan çalışmalarla ilgili soru üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Geçmişte Türkiye'de spor biraz yaralıydı, zarar görmüştü. Ancak farkındayız ki son senelerde gerçekten çok ciddi bir iyileşme kaydedildi. Zaten hem Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç hem de TMOK Başkanı Sayın Uğur Erdener son derece net bir şekilde dopinge karşı 'sıfır tolerans' politikası yürüttüklerini ifade ettiler. Dünyanın farklı ülkelerinde de dopingle ilgili sorunlar olduğunun farkındayız. Oralarda da burada olduğu gibi, aynı prensibin mutlaka uygulanması gerektiğini düşünüyoruz."
Kaynak: AA
Çok önemli bir sempozyum gerçekleştirdiklerini belirten Reedie, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile TMOK Başkanı Erdener başta olmak üzere organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Dopingle mücadele topluluğu olarak çok büyük ilerlemeler kaydettiklerini anlatan WADA Başkanı, "Sadece atletlerin rutin testlerini yapan ve bununla ilgilenen bir kuruluş olmanın ötesinde artık çok daha ciddi soruşturmalar gerçekleştiriyoruz. Tabii ki hepsinin sonucunda en önemli amacımız temiz atletlerin, sporcuların korunması" dedi.
Reedie, sempozyumda saygıdeğer bir grup ile bir arada olma fırsatı yakaladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dopingle mücadele grubu içerisinde olan birçok insan vardı. WADA'nın sıra dışı bir kurum olduğunu söyleyebiliriz. Bünyesinde yüzde 50 spor camiasından, yüzde 50 de kamu sektöründen insanları bulunduruyor. Bu iki gün boyunca kamu sektörünü dinlemek, onların düşüncelerini anlamak bizim için çok faydalı oldu. Kapsamlı konulara değindik. Doping ilaçlarıyla ilgili istihbarat konularını konuştuk. Yeni ve yasa dışı doping ilaçlarının tespit edilmesi konularına değindik. Bugün de özellikle konsantre olduğumuz konu bilgi paylaşımıydı. Hem ülkeler hem de farklı kuruluşlar arasında bilgi paylaşımı çok karışık bir konu. Bunu nasıl kolaylaştırabileceğimizle ilgili çok önemli fikirler ortaya atıldı. Soruşturmalarla ilgili bütün taraflar arasında sıkı bir işbirliğinin olması çok önemli. Aynı zamanda bilgi toplanması ve bu bilgilerin ilgili taraflara aktarılması konusundaki zorlukların üstesinden nasıl geleceğimizi konuştuk."
Sempozyumda İstanbul Deklarasyonu hazırladıklarını vurgulayan WADA Başkanı, "Çok da zorlandık, çünkü benim ilk haliyle bile çok iyi olduğunu düşündüğüm dokümanın üzerinde birçok değişiklik yaptık. Yakın zamanda bu yayınlanacak. Biz WADA olarak üzerimize düşeni, sorumluluğumuzu, yapacağımızı kesinlikle taahhüt ediyoruz. Bizim 'Dopingle Mücadele İdeali ve Yönetimi' adı altında bir programımız var. Bu dünyadaki bütün çabaları bir araya getiren bir program. Biz WADA açısından burada çok verimli iki gün geçirdik. Konuyla ilgili bütün taraflar bir aradaydı" diye konuştu.
- "Geçmişte Türkiye'de spor biraz yaralıydı"
Craig Reedie, Türkiye'de sporda yasaklı ilaçların kullanımı konusunda yapılan çalışmalarla ilgili soru üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Geçmişte Türkiye'de spor biraz yaralıydı, zarar görmüştü. Ancak farkındayız ki son senelerde gerçekten çok ciddi bir iyileşme kaydedildi. Zaten hem Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç hem de TMOK Başkanı Sayın Uğur Erdener son derece net bir şekilde dopinge karşı 'sıfır tolerans' politikası yürüttüklerini ifade ettiler. Dünyanın farklı ülkelerinde de dopingle ilgili sorunlar olduğunun farkındayız. Oralarda da burada olduğu gibi, aynı prensibin mutlaka uygulanması gerektiğini düşünüyoruz."