(özel Haber) Eşi Cezaevine Girince Kahvehanenin Yükünü Devraldı
İzmir’de faaliyet gösteren bir kahvehane, beş yıldır bir kadın tarafından işletiliyor.
Eşi cezaevine girince kahvehanenin yükünü omuzlarına alan Tülin Uçar Kutlu, artık erkek gibi olduğunu belirterek, “Onlar at yarışı oynar, onlar maç seyreder. Sen onların dünyasına katılmak zorundasın. Karşıdan göründüğü gibi kolay değil” dedi.
İzmir’de, eşi ceza evine girince birlikte işlettikleri kahvehaneyi tek başına işletmek zorunda kalan 49 yaşındaki Tülin Uçar Kutlu, garsonları kadın arkadaşlarından seçti. Kahvehaneye kadın eli değdiren, küfürlü konuşmaları en aza indiren ve kazandığı parayla ceza evindeki eşine bakan Kutlu, kahveciliğin bir kadın için çok zor bir meslek olduğunu söyledi.
Kahvecilik yapan bir kadının erkeklerin dünyasına katılmak zorunda olduğunu belirten Kutlu, “Esnaflığın en sonuncusu kahvecilik. Basit gibi görünüyor ama öyle değil. Erkeklerin dünyası başka kadınların dünyası başka. Anlatılır gibi değil. Bir cümleyle söyleyemiyorum. Onlar senin sorunlarını anlamıyor, sen onların yaşantısına girmeye çalışıyorsun. Onlar at yarışı oynar, onlar maç seyreder. Sen onların dünyasına katılmak zorundasın. Karşıdan göründüğü gibi kolay değil. Yaşamayan bilmez” diye konuştu.
“AYAKTA DURMAK ZORUNDAYIM”
Eşi cezaevine girdiği için beş yıldır kahvehaneyi işletmek zorunda kaldığını belirten Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben evde oturup dizi seyretmek istiyorum ama omuzlarımda öyle bir yük var ki. Ayakta durmak zorundayım. Eşimin bakıma ihtiyacı var. Mecburen erkek işine girip erkek işi yapmak zorundayım. Eşime destek olmak, geri dönüp her şeyini kaybetmiş olarak bulmaması için yapıyorum. Geldiği zaman ona devredeceğim.”
“ARTIK ERKEK OLDUM”
Ağırlıklı olarak erkek müşterilerin geldiği kahvehaneyi beş yıldır işletince artık erkek gibi olduğunu ifade eden Kutlu, kendini erkeklerden biri gibi farz ettiğini dile getirdi. Artık diğer kadınlar gibi olmadığını söyleyen Kutlu, “Kahvehanede küfür elbette oluyor ama asgariye düşüyor. Ağızlarından kaçınca dönüp özür diliyorlar. ‘Affedersin seni unuttum’ ya da ‘sen bizdensin artık. Sen bizim bacımızsın’ diyorlar. Normal geliyor artık. Eşim gelirse evimin hanımı olacağım. Mecburi kahveciyim. Fedakarlık yapıyorum” dedi.
“HER ŞEYDEN ÖNEMLİSİ HİJYEN”
Kutlu’nun kadın arkadaşları ile birlikte işlettiği kahvehanenin en önemli özelliği hijyenik olması. Kahvehaneyi her gün pırıl pırıl yapan, bardakları çamaşır suyu ile yıkayan Kutlu, şöyle konuştu: “Erkeklerin çalıştırdığı kahvelerin tuvaletine giremezsiniz, yanına bile yaklaşamazsınız. Burada her şeyden önemlisi hijyen. Bayan eli değiyor. Burada daha ucuza erkek garson da çalıştırabilirim ama bir bayanın yaptığı işle bir erkeğin yaptığı iş aynı değil. Bayan, evindeki gibi temizlik yapıyor. Erkekler öyle değil. Bardağı suyun altına tutar çalkalayıp kapatır. Biz çamaşır suyuyla yıkıyoruz. Bardaklarımız pırıl pırıl.”
“BURADA RAHAT EDİYORUZ”
Kadın kahvecilerin çalıştırdığı kahvehaneye sık sık geldiğini belirten Yusuf İnanç isimli müşteri ise şunları söyledi: “Burada çok rahat ettiğimiz için buraya geliyoruz. Huzurumuz yerinde. Diğer kahvelere de gidiyoruz ama burası daha temiz burada daha rahat ediyoruz. En çok benim ağzımdan argo kelimeler çıkıyor. İdare ediyor beni. Tepki gösterince ‘sen bizdensin’ diyorum.”
Kaynak: İHA
İzmir’de, eşi ceza evine girince birlikte işlettikleri kahvehaneyi tek başına işletmek zorunda kalan 49 yaşındaki Tülin Uçar Kutlu, garsonları kadın arkadaşlarından seçti. Kahvehaneye kadın eli değdiren, küfürlü konuşmaları en aza indiren ve kazandığı parayla ceza evindeki eşine bakan Kutlu, kahveciliğin bir kadın için çok zor bir meslek olduğunu söyledi.
Kahvecilik yapan bir kadının erkeklerin dünyasına katılmak zorunda olduğunu belirten Kutlu, “Esnaflığın en sonuncusu kahvecilik. Basit gibi görünüyor ama öyle değil. Erkeklerin dünyası başka kadınların dünyası başka. Anlatılır gibi değil. Bir cümleyle söyleyemiyorum. Onlar senin sorunlarını anlamıyor, sen onların yaşantısına girmeye çalışıyorsun. Onlar at yarışı oynar, onlar maç seyreder. Sen onların dünyasına katılmak zorundasın. Karşıdan göründüğü gibi kolay değil. Yaşamayan bilmez” diye konuştu.
“AYAKTA DURMAK ZORUNDAYIM”
Eşi cezaevine girdiği için beş yıldır kahvehaneyi işletmek zorunda kaldığını belirten Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben evde oturup dizi seyretmek istiyorum ama omuzlarımda öyle bir yük var ki. Ayakta durmak zorundayım. Eşimin bakıma ihtiyacı var. Mecburen erkek işine girip erkek işi yapmak zorundayım. Eşime destek olmak, geri dönüp her şeyini kaybetmiş olarak bulmaması için yapıyorum. Geldiği zaman ona devredeceğim.”
“ARTIK ERKEK OLDUM”
Ağırlıklı olarak erkek müşterilerin geldiği kahvehaneyi beş yıldır işletince artık erkek gibi olduğunu ifade eden Kutlu, kendini erkeklerden biri gibi farz ettiğini dile getirdi. Artık diğer kadınlar gibi olmadığını söyleyen Kutlu, “Kahvehanede küfür elbette oluyor ama asgariye düşüyor. Ağızlarından kaçınca dönüp özür diliyorlar. ‘Affedersin seni unuttum’ ya da ‘sen bizdensin artık. Sen bizim bacımızsın’ diyorlar. Normal geliyor artık. Eşim gelirse evimin hanımı olacağım. Mecburi kahveciyim. Fedakarlık yapıyorum” dedi.
“HER ŞEYDEN ÖNEMLİSİ HİJYEN”
Kutlu’nun kadın arkadaşları ile birlikte işlettiği kahvehanenin en önemli özelliği hijyenik olması. Kahvehaneyi her gün pırıl pırıl yapan, bardakları çamaşır suyu ile yıkayan Kutlu, şöyle konuştu: “Erkeklerin çalıştırdığı kahvelerin tuvaletine giremezsiniz, yanına bile yaklaşamazsınız. Burada her şeyden önemlisi hijyen. Bayan eli değiyor. Burada daha ucuza erkek garson da çalıştırabilirim ama bir bayanın yaptığı işle bir erkeğin yaptığı iş aynı değil. Bayan, evindeki gibi temizlik yapıyor. Erkekler öyle değil. Bardağı suyun altına tutar çalkalayıp kapatır. Biz çamaşır suyuyla yıkıyoruz. Bardaklarımız pırıl pırıl.”
“BURADA RAHAT EDİYORUZ”
Kadın kahvecilerin çalıştırdığı kahvehaneye sık sık geldiğini belirten Yusuf İnanç isimli müşteri ise şunları söyledi: “Burada çok rahat ettiğimiz için buraya geliyoruz. Huzurumuz yerinde. Diğer kahvelere de gidiyoruz ama burası daha temiz burada daha rahat ediyoruz. En çok benim ağzımdan argo kelimeler çıkıyor. İdare ediyor beni. Tepki gösterince ‘sen bizdensin’ diyorum.”