Hanefi Bostan Açıklaması
Milli Eğitim Bakanlığı’nın rotasyon uygulamasını eleştiren Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.
Hanefi Bostan, “Çözüm çok basit; eğer samimi iseniz ve art niyetiniz yoksa 165 bin üzerinde emekliliği gelmiş olan öğretmenlerin emeklilik şartlarını düzelterek emekli olmalarını sağlayın” dedi.
Bostan yaptığı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı'nda (MEB) Merkez Teşkilatındaki bütün bürokratlar, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları, şube müdürleri, okul müdürleri ve okul müdür yardımcıları kıyımından sonra şimdi de öğretmenleri kıyıma tabi tutmak için akla hayale gelmez her türlü fırıldağı çevirerek büyük bir kıyıma hazırlanıyor. Utanmadan ve sıkılmadan kamuoyunu yanlış bilgilendirmek ve yanıltmak için kendince psikolojik operasyon yürütüyor” dedi.
Bostan, “Nitekim MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Öğretmen, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği taslağında yer alan zorunlu rotasyona ilişkin 'sürgün ve kıyım' ifadelerinin kullanılmasını Bakanlığına atılan 'büyük bir iftira' olduğunu söylüyor. Sayın Aydoğdu öğretmenlerin istekleri dışında, aile bütünlüklerini bozarak, çocuklarının öğrenim durumunu göz önüne almayarak başka ilçe ve illere zorunlu olarak atanması ne anlama geliyor?” diye konuştu.
Yeni eğitim sistemini eleştiren Bostan, “4+4+4 sistemi ve okul dönüşümleri nedeniyle yüz binlerce öğretmenin okulu değiştirildi. Bunlara isteğe bağlı tayin, terfi, idarecilik atamaları ve eş durumu gibi benzeri nedenlerden dolayı gerçekleşen yer değiştirmeleri de katıldığında büyük bir sirkülasyonun gerçekleştiği görülecektir. Üstüne üstlük zorunlu rotasyon da ne oluyor? Eş durumu, öğrenim özrü, becayiş hakkı, il içi ve il dışı atama hakkı varken rotasyon nereden çıktı? Rotasyon eğitimin öncelikli meselesi midir?” diye konuştu.
‘Rotasyonu kim aklınıza soktu’ diye soran Hanefi Bostan, "Eğitimimizin 150 binin üzerinde öğretmen, çok sayıda okul ve derslik açığı, altyapı ve fiziki mekan yetersizliği, birleştirilmiş sınıf uygulaması, okullaşma oranlarının yüzde 100 seviyesine ulaşamaması, öğretmenlere, idarecilere uygulanan baskılar, hakları gasp edilen on binlerce idareciye reva görülen zulüm devam ederken rotasyonu kim aklınıza soktu? Öğretmenlerimiz maddi sefalet içinde görevlerini yerine getirirken ve 165 binin üzerinde öğretmen emekliliği hak ettiği halde emekli maaşının yarıya düşmesi nedeniyle emekli olmazken, büyük şehirler başta olmak üzere birçok ilde öğretmen açığı yüzünden 60 binin üzerinde ücretli öğretmenle eğitim sürdürülmeye çalışılırken, branş öğretmeni açığından dolayı birçok öğretmen alanı dışındaki derslere girerken rotasyon da neyin nesi oluyor? İl içi de olsa rotasyon büyük huzursuzluklara neden olacaktır. Müdürleri il içinde rotasyona tabi tuttunuz, bunun eğitime ne gibi bir katkısı oldu? Yoksa eğitimin kalitesi mi yükseldi? Tam aksine binlerce idareci mağdur oldu. Okul müdürleri il içinde üç vasıtayla okullarına gitmek zorunda bırakıldı. Üç beş yandaşın hatırı için eğitimi altüst etmenin anlamı nedir?" şeklinde konuştu.
Bostan, açıklamalarına şöyle devam etti: "Rotasyon öğretmenlerin düzenlerinin bozulması, yerlerinden, yurtlarından edilmesi anlamına gelmektedir. Öğretmenlerimizin de aileleri, çocukları vardır. Öğretmelerin okul değiştirmesi ailelerinin de düzenlerini doğrudan etkileyecektir. Sonra rotasyon eğitimin öncelikli meselesi değildir. Rotasyonla öğretmen verimliliğinin, okulların kalitesinin artırılacağını düşünmek abesle iştigaldir. Öğretmenlerin 'Özür Grubuna Bağlı Yer Değişikliği' meselesini bir türlü çözemeyen bir Bakanlık, 100 binlerce öğretmenin rotasyonunu nasıl gerçekleştirecek? Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kalan öğretmenlerimizin tayin taleplerini gerçekleştiremeyen bir Bakanlık bütün öğretmenlerin rotasyonunu nasıl yapacak?"
Rotasyona karşı olduklarını ifade eden Bostan, “Türk Eğitim-Sen olarak, kazanılmış bir hak olan bugünkü düzenlemenin değiştirilmesine, ister il içi, isterse il dışı olsun rotasyona karşıyız. Rotasyonun öğretmen verimliliğini artıracağına inanmıyoruz. Verimlilik söz konusu olunca, öğretmenlerin özlük haklarında hiç bir iyileştirme yapmayanlar, rotasyon konusunda aslan kesilmektedir. Rotasyon haberleri ile birlikte öğretmenlerimiz büyük bir huzursuzluk içerisindedir. Birkaç yandaş için, öğretmenlerimizi hiç kimsenin rahatsız etme hakkı bulunmamaktadır. Eğitimin nitelik sorunu öğretmeni rotasyona tabi tutmakla çözülemez. Öğretmenlere rotasyon getirilmesi yeni sorunları beraberinde getirecek ve eğitimi içinden çıkılmaz noktaya taşıyacaktır” dedi.
Öğretmenlerin uygulamayla mağdur olduklarını savunan Bostan, “Sayın Bakan ve sayın müsteşar 'insani talepler' nedeniyle rotasyonu planladıklarını ifade etmektedirler. Gerçekten niyetleri insani talepleri karşılamak ise 850 bin öğretmeni huzursuz etmeye gerek yoktur. Çözüm çok basit; eğer samimi iseniz ve art niyetiniz yoksa 165 bin üzerinde emekliliği gelmiş olan öğretmenlerin emeklilik şartlarını düzelterek emekli olmalarını sağlayın. Sonra da bunlardan boşalacak yerlere insani taleplerde bulunanların taleplerini karşılayın. Bunu sağlamak, her yıl yapacağınız 100 binin üzerindeki zorunlu rotasyondan dolayı öğretmenlere ödeyeceğiniz yol harcırahına denk gelecektir. Ya da İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerdeki ücretli öğretmenler yerine 'insani talepte' bulunanların atamasını yapın. Eğitimi yaz-boz tahtasına çevirdiniz, yüz binlerce eğitimcinin hakkını gasp ettiniz, artık ellerinizi öğretmenlerin üzerinden çekin” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: İHA
Bostan yaptığı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı'nda (MEB) Merkez Teşkilatındaki bütün bürokratlar, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları, şube müdürleri, okul müdürleri ve okul müdür yardımcıları kıyımından sonra şimdi de öğretmenleri kıyıma tabi tutmak için akla hayale gelmez her türlü fırıldağı çevirerek büyük bir kıyıma hazırlanıyor. Utanmadan ve sıkılmadan kamuoyunu yanlış bilgilendirmek ve yanıltmak için kendince psikolojik operasyon yürütüyor” dedi.
Bostan, “Nitekim MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Öğretmen, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği taslağında yer alan zorunlu rotasyona ilişkin 'sürgün ve kıyım' ifadelerinin kullanılmasını Bakanlığına atılan 'büyük bir iftira' olduğunu söylüyor. Sayın Aydoğdu öğretmenlerin istekleri dışında, aile bütünlüklerini bozarak, çocuklarının öğrenim durumunu göz önüne almayarak başka ilçe ve illere zorunlu olarak atanması ne anlama geliyor?” diye konuştu.
Yeni eğitim sistemini eleştiren Bostan, “4+4+4 sistemi ve okul dönüşümleri nedeniyle yüz binlerce öğretmenin okulu değiştirildi. Bunlara isteğe bağlı tayin, terfi, idarecilik atamaları ve eş durumu gibi benzeri nedenlerden dolayı gerçekleşen yer değiştirmeleri de katıldığında büyük bir sirkülasyonun gerçekleştiği görülecektir. Üstüne üstlük zorunlu rotasyon da ne oluyor? Eş durumu, öğrenim özrü, becayiş hakkı, il içi ve il dışı atama hakkı varken rotasyon nereden çıktı? Rotasyon eğitimin öncelikli meselesi midir?” diye konuştu.
‘Rotasyonu kim aklınıza soktu’ diye soran Hanefi Bostan, "Eğitimimizin 150 binin üzerinde öğretmen, çok sayıda okul ve derslik açığı, altyapı ve fiziki mekan yetersizliği, birleştirilmiş sınıf uygulaması, okullaşma oranlarının yüzde 100 seviyesine ulaşamaması, öğretmenlere, idarecilere uygulanan baskılar, hakları gasp edilen on binlerce idareciye reva görülen zulüm devam ederken rotasyonu kim aklınıza soktu? Öğretmenlerimiz maddi sefalet içinde görevlerini yerine getirirken ve 165 binin üzerinde öğretmen emekliliği hak ettiği halde emekli maaşının yarıya düşmesi nedeniyle emekli olmazken, büyük şehirler başta olmak üzere birçok ilde öğretmen açığı yüzünden 60 binin üzerinde ücretli öğretmenle eğitim sürdürülmeye çalışılırken, branş öğretmeni açığından dolayı birçok öğretmen alanı dışındaki derslere girerken rotasyon da neyin nesi oluyor? İl içi de olsa rotasyon büyük huzursuzluklara neden olacaktır. Müdürleri il içinde rotasyona tabi tuttunuz, bunun eğitime ne gibi bir katkısı oldu? Yoksa eğitimin kalitesi mi yükseldi? Tam aksine binlerce idareci mağdur oldu. Okul müdürleri il içinde üç vasıtayla okullarına gitmek zorunda bırakıldı. Üç beş yandaşın hatırı için eğitimi altüst etmenin anlamı nedir?" şeklinde konuştu.
Bostan, açıklamalarına şöyle devam etti: "Rotasyon öğretmenlerin düzenlerinin bozulması, yerlerinden, yurtlarından edilmesi anlamına gelmektedir. Öğretmenlerimizin de aileleri, çocukları vardır. Öğretmelerin okul değiştirmesi ailelerinin de düzenlerini doğrudan etkileyecektir. Sonra rotasyon eğitimin öncelikli meselesi değildir. Rotasyonla öğretmen verimliliğinin, okulların kalitesinin artırılacağını düşünmek abesle iştigaldir. Öğretmenlerin 'Özür Grubuna Bağlı Yer Değişikliği' meselesini bir türlü çözemeyen bir Bakanlık, 100 binlerce öğretmenin rotasyonunu nasıl gerçekleştirecek? Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde, zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kalan öğretmenlerimizin tayin taleplerini gerçekleştiremeyen bir Bakanlık bütün öğretmenlerin rotasyonunu nasıl yapacak?"
Rotasyona karşı olduklarını ifade eden Bostan, “Türk Eğitim-Sen olarak, kazanılmış bir hak olan bugünkü düzenlemenin değiştirilmesine, ister il içi, isterse il dışı olsun rotasyona karşıyız. Rotasyonun öğretmen verimliliğini artıracağına inanmıyoruz. Verimlilik söz konusu olunca, öğretmenlerin özlük haklarında hiç bir iyileştirme yapmayanlar, rotasyon konusunda aslan kesilmektedir. Rotasyon haberleri ile birlikte öğretmenlerimiz büyük bir huzursuzluk içerisindedir. Birkaç yandaş için, öğretmenlerimizi hiç kimsenin rahatsız etme hakkı bulunmamaktadır. Eğitimin nitelik sorunu öğretmeni rotasyona tabi tutmakla çözülemez. Öğretmenlere rotasyon getirilmesi yeni sorunları beraberinde getirecek ve eğitimi içinden çıkılmaz noktaya taşıyacaktır” dedi.
Öğretmenlerin uygulamayla mağdur olduklarını savunan Bostan, “Sayın Bakan ve sayın müsteşar 'insani talepler' nedeniyle rotasyonu planladıklarını ifade etmektedirler. Gerçekten niyetleri insani talepleri karşılamak ise 850 bin öğretmeni huzursuz etmeye gerek yoktur. Çözüm çok basit; eğer samimi iseniz ve art niyetiniz yoksa 165 bin üzerinde emekliliği gelmiş olan öğretmenlerin emeklilik şartlarını düzelterek emekli olmalarını sağlayın. Sonra da bunlardan boşalacak yerlere insani taleplerde bulunanların taleplerini karşılayın. Bunu sağlamak, her yıl yapacağınız 100 binin üzerindeki zorunlu rotasyondan dolayı öğretmenlere ödeyeceğiniz yol harcırahına denk gelecektir. Ya da İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerdeki ücretli öğretmenler yerine 'insani talepte' bulunanların atamasını yapın. Eğitimi yaz-boz tahtasına çevirdiniz, yüz binlerce eğitimcinin hakkını gasp ettiniz, artık ellerinizi öğretmenlerin üzerinden çekin” diyerek sözlerini noktaladı.