1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü

Bilecik Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Dr. Ömer Balcı, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü münasebetiyle açıklama yaptı.

1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü

Halk Sağlığı Müdürü Balcı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusunun giderek arttığına dikkat çekerek, sağlıklı ve aktif yaşlanan bir toplum oluşturmak, 65 ve üzeri yaş grubuna yönelik sağlık hizmetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacında olduklarını kaydetti.

"Yaşlanma, organizmanın giderek biyolojik verimliliğini yitirmesi, çevresine uyumda güçlük çekmesi ve direnç mekanizmalarında gerileme olarak tanımlanabilir" diyen Balcı, ”Tıbbi ve toplumsal gelişmelerin yaşlılığın sınırını sürekli olarak yukarı çekmesi, günümüzde her bir bireyin biyolojik, psikolojik, sosyal yaşantısı yanı sıra farklı genetik ve sosyokültürel gruplarda normal yaşlanma özellikleri değişebilmekle birlikte genel olarak yaşlanmanın başlangıç yaşı 65 olarak kabul edilmektedir.Yaşlılık dönemi 3'e ayrılır; genç yaşlılar (65-74 yaş), orta yaşlılar (75-84) ve ileri derecede yaşlılar (85 yaş ve üzeri). Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte tıptaki yeni buluşlar, bireyin kendine ve yaşamına daha fazla değer vermesi insan ömrünün uzamasına yol açmıştır ve dünyada 65 yaş ve üzerindeki insanların sayısı hızla artmaktadır. Ülkemizde yaşlı nüfusun toplumdaki oranı yaklaşık yüzde 4,5 iken 2030'larda bu oranın yüzde 6 olması beklenmektedir. Yaşlılık, yaşam sürecinin; çocukluk, gençlik, erişkinlik gibi doğal bir çağıdır" ifadelerini kullandı.

Yaşlanmaya bağlı olarak fiziksel aktivitede bazı değişikliklerin görülebileceğini aktaran Balcı, şöyle devam etti:
"Genel olarak kas dokusunda bir azalma olur. Kadınlarda özellikle menopozdan sonraki dönemde yoğun bir şekilde kemik kayıpları ortaya çıkar. Bu kayıplara bağlı olarak boy kısalmaları, omurlarda çökmeler, hatta kırıklar olabilir. Yaşlanmayla birlikte zihinsel değişiklikler de ortaya çıkar. Algılamada ve yeteneklerde yaşlanmayla birlikte bir azalma, dikkatsizlik ve düşünme hızında yavaşlama görülebilir. Yaşlılıkta zihinsel değişikliklere paralel olarak, kişilikte de bazı değişiklikler oluşabilir. Yeni durumlara uyum sağlayabilme, yeni düşünceleri kabul etmede güçlük yaşanabilir. Çevreye karşı daha az ilgili, kendi bedenine ve kendine karşı daha ilgili olup, ilişkilerde daha derin ve seçici olabilirler. Yeniliklerden ürkebilir ve eski yaşamlarını özlerler. Sağlıklarına aşırı önem verirler. Aşırı tutumluluk, kişisel eşyalarına karşı bağımlılık gelişebilir. Yaşlanmayla birlikte gelen unutkanlık (senil demans) yaşın ilerlemesiyle birlikte yavaş yavaş ortaya çıkar ve kendini 70-75 yaşlarından sonra iyice hissettirir. Yaşlılarda daha önce edinilen bilgiler sağlam kalır ve yeni öğrenilen bilgiler çabuk unutulur. Dikkat kolayca dağılır. Çevreyle kurulan ilişkiler sınırlanmaya başlar. Sosyal yetersizlik belirginleştikçe yalnızlık derinleşir. Kişi huzursuz ve kederlidir. Daha kırılgan, öfkeli ya da şüpheci olabilir. Zamanla geçmişe ait anılar da silinmeye başlayabilir. Yaşlıların sosyal hayattan ayrılmamaları, günlük yaşama dahil olabilmeleri, arkadaş sohbetleri yapabilecekleri ortamlarda bulunmaları, becerileri doğrultusunda sorumluluk almaları gerek zihinsel gerekse bedensel sağlıkları açısından faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra çok fazla ve çok yağlı yememeleri, bol egzersiz yapmaları, sigara içmemeleri ve alkol kullanmamaları önemlidir. Yaşlılığın bir çile ve sıkıntı dönemi olmaktan çıkarılıp, minnet ve şükran duygularımız için vesile olacak bir ikinci bahar olması içindir. Bu amaçla 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle tüm yaşlılarımızın gününü kutluyorum."
Kaynak: İHA