Taşkınların Nedeni Plansızlıkmış
Bitez Belediye Başkanı İbrahim Çömez, Bitez'de yaşanan su taşkınlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, en büyük sorun olarak imar planlarının olmamasını göstererek bu nedenle de çalışma yapmakta zorlandıklarını belirtti Yağmurla birlikte Bitez Belediyesi'nin tüm ekiplerinin beldede yoğun tedbirler aldığını belirten Başkan Çömez, sadece bir iki noktada aksaklıklar yaşandığını söyledi.
Beldedeki yolların çoğunun dere yatağı olduğunu ifade eden Çömez, imar planlarının olmaması nedeniyle çalışma yapamadıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Plansızlık bizim en büyük eksikliğimiz. Bitez’in 15 seneden beri planı yok. Plan olmadığı zaman her noktada sıkıntı yaşıyorsunuz. Bitez’in derelerinin yol olarak kullanılması en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi. Yağış nedeniyle şikâyete söz konusu olan ve basına da intikal eden olayın sebebini araştırmak için sahada inceleme yaptım. Çakıllıdere'de iki tane demir bahçe kapısının açık olduğunu ve dere yatağındaki suların bu kapılardan bahçelere taştığını gördüm. Eğer bu kapılar kapalı olsaydı bu taşkın en azından bu şekilde yaşanmazdı. Bu taşkın sırasında benim tespit ettiğim dört beş tane evi su bastı. Bu taşkınların en önemli sebebi ise yine tekrarlıyorum; imar planlarının olmaması. Eğer planlar olsaydı birçok çalışmayı hayata geçirerek önlemler alabilirdik. Gerçi bu derelerin geçtiği bölgelerin tamamı tarım arazisi. Tabi Yalı bölgemiz de var. Yalı bölgesindeki sıkıntının nedeni de bu azmaklar ve hendekler arazilere gelen suyu toplar, belirli noktalardan denize ulaşmasını sağlardı. Maalesef bu bölgedeki yapılaşma bu hendeklerin yok olmasına neden oldu. Biz de yok olan hendeklerin yerine kanal açmak suretiyle suların belirli noktada toplanarak sahile ulaşmasını sağladık. 2010 yılında Yalı bölgesinde yaşanan su taşkınlarının ardından aldığımız önlemler sayesinde bir daha o bölgede taşkın yaşanmadı"
Beldede birçok çalışmanın planlara bağlı olarak aksadığını ifade eden Çömez, “Biz bir çalışma yapmaya kalktığımızda tüm arsa sahiplerinden izin almak zorunda kalıyoruz. Vatandaşlardan zamanında birtakım vaatlerle izinler alınmış. İmar ile ilgili bu vaatleri şuanda biz karşılayamıyoruz. 1/1000’lik 1/5000’lik uygulama planları onaylanmadığı için elimizden bir şey gelmiyor. Bizim hazırladığımız planalar tamamen koruma amaçlı planlardır. Bitez’in tamamı üçüncü derece doğal sit olması nedeniyle böyle bir çalışma yapılması 2006 yılında istenmiş. Ama bakın, bu kadar yıl geçmesine rağmen böyle bir plan yok. Koruma amaçlı plan yapılmayınca da hiçbir plan devreye sokulamıyor. Biz koruma amaçlı planı hazırlarken beldemizde bulunan bütün yaşlı zeytin, pinar ve melengeç ağaçlarını tescilledik ve koruma altına aldık. Bu benim için çok önemli. Bitez halkı ve Bitez’i sevenler de bunu istiyor” dedi.
BİTEZ VE KONACIK AYNI ÇANAK İÇERİSİNDE İKİ BELDE
Bitez'de yaşanan su taşkınlarının önlenmesi için Konacık ve Bitez beldeleri olarak ortak hareket edilmesi gerektiğinin de altını çizen Çömez, ODTÜ'nün konuyla ilgili hazırladığı bir rapor hakkında da bilgi verdi. Başkan Çömez şunları söyledi:
“Doğal olarak etrafımızdaki yapılaşma nedeniyle de etrafımızdaki doğal dengede bozuldu. Bitez ve Konacık aynı çanak içerisinde iki belde. Dere yataklarının bir kısmı Konacık bölgesinde, bir kısmı da Bitez'de. Dolayısıyla Konacık'tan doğan su kaynakları Bitez'e doğru geliyor. Daha önce Konacık diye bir belde yoktu ama bugün nüfusu Bitez'den daha fazla olan bir yerleşim yeri oldu. Daha önce oralara düşen yağmur suları tamamen toprağa düşerek suyun hızının da yavaşlamasını sebep oluyordu ancak şimdi Konacık'ın her tarafı asfalt, beton. Hatta dere yatakları da beton. Dolayısıyla Konacık'a düşen her damla su kısa zamanda debisi yüksek su akışı halinde bizim hudutlarımıza giriyor. Bunu önlemekte de zorlanıyoruz. Bununla ilgili daha önce ODTÜ yetkilileri bir rapor hazırladı. Bu rapora göre bize sundukları çözümde şunu söylediler: ‘Başkanım bunu kendi başınıza çözemezsiniz. iki beldenin ortak çalışmasıyla çözebilirsiniz. Çünkü Konacık'tan akan sular daha sizin sınırınıza girmeden önce belirli noktalarda toplanıp toprak altından verilmesi ya da en azından o bölgelerde drenaj çalışması yapılması gerekir” dedi.