Sudan Tezgaha Sedefin Zorlu Yolculuğu

Deniz ve tatlı su yumuşakçalarından istiridye ve midyenin içindeki parlak kısımdan elde edilen sedef, zorlu bir sürecin ardından sandıktan sandalyeye kadar birçok eşyayı süslüyor.

İstiridye ve midye gibi deniz veya tatlı su yumuşakçalarının kabuklarının içindeki parlak ve çoğunlukla beyaz renkli kısımdan elde edilen sedef, yüzyıllar boyunca süs eşyası olarak kullanılsa da "altın çağını" Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşadı.
Osmanlı döneminde Kur'an-ı Kerim mahfazaları, saltanat kayıkları, silah kabzaları, tabure ve cami minberi, kapı ve pencere yapımında süs olarak kullanılan sedef için İkinci Abdülhamid döneminde Yıldız Sarayı'nda sedefhane kurularak, çok sayıda eser üretildi.
Osmanlı'da en çok ilgi gören el sanatları arasında gösterilen ve yüzlerce sedefkar ustalar tarafından yapılan sedefcilik, gelişen teknoloji ve farklılaşan zevkler nedeniyle kaybolmaya yüz tuttu.
Geçmişte babadan oğula geçen sedefcilik, şimdilerde ise "sedefciliğin başkenti" olarak gösterilen Gaziantep'te 30'a yakın usta tarafından yaşatılmaya çalışılıyor.
- Sudan tezgaha uzanan zorlu yolculuk
Tatlı sulardan çıkarılan midye ve istiridyelerden elde edilen sedef, zorlu ve zahmetli bir yolcuğun ardından sandıktan sehpaya, sandalyeden tabanca kabzasına kadar birçok eşyada süs olarak kullanılıyor.
Sedef işlemesi, ceviz ve gürgen ağaçlarından yapılan eşyaların üzerine motiflerin çizilmesiyle başlıyor. Elmas kalemle gerçekleştirilen çizimlerin oyulmasının ardından, oyukların çevresine sarı pirinç teli işleyen sedefkar, midye kabuklarını kırıp, elma taşında şekillendirerek oyuklara yerleştiriyor.
Altlarına macun sürülerek iki gün boyunca kurumaya bırakılan sedef, yapılan zımpara ve cilanın ardından yakılarak presleniyor. İki gün süren presin ardından sedef, tezgahlarda yerini alarak müşteriyle buluşuyor.
- Sedef, 17 aşamadan geçiyor
Gaziantep'te 35 yıldır sedef işlemeciliği yapan 47 yaşındaki Şükrü Bıyık, AA muhabirine yaptığı açıklamada sedefciliğin zahmet ve sabır gerektiren bir zanaat olduğunu söyledi.

Sedefin yerleştirileceği eşya üzerine yapılan çizimden, işlenen sedefin preslenmesine kadar yaklaşık 17 aşamadan geçtiğini anlatan Bıyık, yaşanan zorluk ve gelişen teknoloji nedeniyle mesleği tercih edenlerin sayısının hızla azaldığını kaydetti.

Sedef işlemeciliğinin en önemli merkezlerinden birinin Gaziantep olduğunu ifade eden Bıyık, buna rağmen şehirdeki usta sayısının 30'u geçmediğini vurguladı.
Sedefin her türlü ahşap üzerine kullanılabileceğini anlatan Bıyık, "Bu sanatı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak istiyoruz" dedi.

Kaynak: AA