Çalışkan Açıklaması
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Seyhan Belediye Başkan Adayı Abdullah Çalışkan, ilçede “Zihinsel devrim” yapacağını ifade ederek, “Seyhan'a, Seyhanlı'ya hizmet etme noktasında alışılagelmiş yöneticilik tarzını değiştireceğiz” dedi.
Düzenlediği kahvaltılı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çalışkan, belediyecilikte yapacağı köklü anlayış değişiklikleriyle, alışılagelmiş yöneticilik tarzını değiştireceğini söyledi.
Yapacağı “Zihinsel devrimler”le Seyhan Belediyesi kapılarını tüm sivil toplum kuruluşu ve halka açacağını belirten Çalışkan, “Bugüne kadar kim belediye başkanlığını kazanmışsa tamamen kendi ideolojisine uygun teşkilatlanmaya gidiyorlar ve bu şekilde bir belediyecilik yapıyorlar” diye konuştu.
Siyaseti bir meslek olarak kabul etmediğine dikkat çeken Çalışkan, merdiven altı ve maskeli siyaset yapmayacağını ifade etti.
Adaylık süreciyle alakalı tartışmalara da yanıtlar veren Çalışkan, 2014 yerel seçimleri için AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'ten adaylık teklifi almadığını, MHP'nin Seyhan Belediye Başkan Adaylığı için yaptığı teklifi de Seyhan'a hizmet ve Anayasanın üçüncü maddesinden ötürü kabul ettiğini ifade etti
Siyasette asla gömlek değiştirme, kimlik değiştirme mantığının olmadığını vurgulayan Çalışkan, Türkiye'de kamuoyunun istediği mantaliteyi şöyle açıkladı:
“Bir siyasal parti Türkiye'de kalıcı siyaset yapmak istiyorsa milli bir görüşe, milli bir duruşa ve milli bir duyuşa sahip olmalıdır. Bunların herhangi birinden taviz verirseniz halkın nezdinde kabul görmeniz mümkün değildir. Geriye dönük sağ muhafazakar partilere bakınız. Bu partilerin hangisi bu üç olgudan taviz verir ya da deformasyona uğrarsa sağ muhafazakar insanlarımız hemen partilerini değiştirmişlerdir. MHP, milli görüş, duruş ve duyuşta en önde olduğunu tahmin ediyorum. Onun için de MHP'nin teklifini kabul ettim.”
Seyhan'daki kentsel dönüşümü “Rantsal dönüşüm” olarak nitelendiren Çalışkan, kentteki insanların kentin ekonomik ve sosyal rantından eşit şekilde faydalanamadığına vurgu yaptı. Seyhan'ın 3'te 2'sinin çarpık kentleşme içerisinde olduğunu belirten Çalışkan, yaşayan sokak ve yaşayan mahalle kültürünün yok olduğuna dikkat çekti
Çalışkan, Adana'daki kentsel dönüşümün yalama olduğunu ifade ederek kentteki yatay gettolaşmanın dikey gettolaşmaya dönüştürüldüğünün söyledi.
Kentsel dönüşümün bu anlayışla devam etmesi halinde Arjantin, Fransa, Brezilya ve Almanya'daki gençlik hareketlerinin Türkiye'ye sıçrayacağını ifade eden Çalışkan, “Türkiye'de yeni bir TOKİ nesli oluşacak. Bu anlayış değiştirilmezse TOKİ nesli ileride çok büyük sosyal patlamalara neden olabilir. O yüzden biz kentsel dönüşümü kültürel, ekonomik ve sosyal dönüşümle gerçekleştireceğiz. Olayı sadece imar anlamında bir kentsel dönüşüm kast ediyorsanız, bu kentsel dönüşüm değildir. Seyhan'ın 3'te 2'sinin mutlaka bu mantalitede bir kentsel dönüşümle yapılanmasına inanıyoruz, yapacağız. Bunun yanı sıra, dünyadaki “İtibarlı şehir” kavramına da dikkat çeken Çalışkan, stratejik yönetim ve toplam kalite yönetimi gibi teknik gereksinimleri sağladıktan sonra Türkiye'nin 81 ilinin alamadığı bu belgeyi Adana'ya kazandıracağını ileri sürdü.
Gündemdeki yolsuzluk iddiası operasyonlarını da değerlendiren Çalışkan, “Şöyle bir söz vardır; iktidar dejenere eder, mutlak iktidar mutlak dejenere eder. Siz iktidarda kalma şartlarını taşımazsanız bir müddet sonra sizin sonucunuzu hazırlarlar. Her olan bitene bir komplo teorisi şeklinde yaklaşmak bir zaafiyetin, korkunun işaretidir. Komplo teorisi olarak baktığınız zaman operasyon yapıldı düğmeye basıldı deniyor. Peki siz düğme taşırsanız ve sürekli de bu düğme açık konumda ise elbette düğmeye basarlar. Aslolan bu düğmeye sahip olmamak, o düğmeyi taşımamaktır” diye konuştu
Geriye dönük iktidarların iktidardan iniş tarzlarına bakıldığında hep benzer yöntemler olduğuna dikkat çeken Çalışkan, ne olursa olsun tüm değişimlerin sandıkta olması gerektiğine vurgu yaptı. Çalışkan, şöyle devam etti:
“Nasıl yine iktidara gelirken bir takım düğmelere basarak iktidara geldiyseniz, şimdi de sizi iktidardan götürecek düğmeye basıldığı zaman komplo teorisi olarak bahsedemezsiniz. Hiçbir yolsuzluk operasyonu komplo teorisi olamaz. Bir başka komplo teorisi olabilir ama hiçbir komplo teorisi yolsuzluk operasyonu üzerine bina edilemez. Herkes siyasi mezarlıkta yerini almıştır. Bütün belge, bilgi, hepsi ortadadır ve kaçacak yer yoktur. Olay cemaat, paralel devlet hadisesi değil. Hiçbir devlet egemenliğini başka bir unsura, kişiye kullandırmaz. Paralel devlet ve hükümeti karıştırmayalım. Paralel hükümeti, hükümetin sorumluluğu kimdeyse kendisi hazırlamıştır. Kim ki kendi bünyesinde paralel hükümet kurmasına izin vermiştir, sonucuna da katlanacaktır.”