Bdp Genel Başkan Yardımcısı Kışanak Açıklaması
BDP Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gültan Kışanak, "Ergenekonu, derin ve gizli devleti, JİTEM'i, paralel devleti, yani bizim görünen bilinen yasalarla kendini bağlı hisseden devlet aygıtının dışında aslında bu ülkede sürekli sorun, katliamlar, baskı yapan, hakları ve özgürlükleri ortadan kaldıran başka bir yapılanma var. Adı değişiyor, kendisi değişmiyor" dedi.
Kışanak ve merkez ilçe belediye başkan adayları, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir lokantada basın çalışanlarıyla bir araya geldi. Kışanak, konuşmasında, gazetecilerin gününü kutladı.
Bir ülkede demokrasi kalitesinin basının içinde bulunduğu duruma bakarak anlaşılabildiğini, bu konuda iyi şeyler söyleyebilecek durumda olmadıklarını kaydeden Kışanak, son yıllarda çok sayıda gazetecinin tutuklu olduğunu, gazetecilerin iş güvencesi ve özlük konusunda sıkıntıların bulunduğunu ve en korumasız alanın basın çalışanları olduğunu belirtti.
Şimdiye kadar haksız bir şekilde işini kaybedip hakkını arayarak işine dönen bir gazeteciye tanık olmadığını dile getiren Kışanak, Diyarbakır'ın en az İstanbul ve Ankara gibi haberin odağı ve merkezinde bulunduğunu bildirdi.
Bir gazetecinin "Kürtçe bilmediğiniz yönünde eleştiriler var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Kışanak, önemli bir görevi yaparken Kürtçe bilmemenin büyük bir eksiklik olduğunu, buna doğru bir eleştiri olarak baktığını kaydetti.
Adaylığını destekleyen, cesaret veren, teşvik eden hatta zorlayan arkadaşlarına teşekkür eden Kışanak, tutamayacağı bir sözü vermektense günü geldiğinde Kürtçe konuşarak insanları şaşırtmayı tercih ettiğini, Kürtçe'yi öğrenme konusunda bir gayretinin olacağını ifade etti.
"Belediye başkanlık adaylığı ve BDP Genel Başkan Yardımcılığı görevini bir arada mı yürüteceksiniz" sorusuna Kışanak, "Adaylığım kesinleştikten sonra BDP'de eşbaşkanlık görevini yapamıyorum. Arkadaşlarımız bu konuda böyle devam ederse daha iyi gibi yaklaşıyor. Önümüzdeki günlerde bu konu çözülecek. Yeni bir arkadaşımız eşbaşkanlık görevini yürütecek. Fırat Anlı ile de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde eşbaşkanlık görevini çok iyi bir şekilde yürüteceğimize inanıyorum" diye konuştu.
-Çözüm süreci
Barış ve çözüm sürecinin başarıyla ilerlemesini, Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmesini istediklerini vurgulayan Kışanak, sürecin gelişmesi durumunda yerel yönetimlerin ortaya çıkaracağı güç ve enerjinin çok kısa bir sürede büyük sonuçlar yaratacağını dile getirdi.
"Özellikle Kürdistan'da Kürtlerin yaşadığı bir coğrafyada sosyo ekonomik geri kalmışlık söz konusu. Yerel yönetimlerde yerinden, demokratik, özerk yönetimler olarak çok güçlü bir şekilde sürece güç veren pozisyonda oluruz. Kürdistan'ın sorunlarını rahat çözebiliriz" diyen Kışanak, sürecin kesintiye uğramadan ilerlemesini umduğunu belirtti.
"Son dönemde ülkede yaşanan gelişmelerin çözüm sürecine etkisi nasıl olacak" sorusuna Kışanak, son yaşananların ülkedeki sorunların kaynağına işaret ettiğini, Kürt sorunu denilen sorunun da son dönemde yaşanan gelişmelerin sonucu olduğunu savundu.
Ülkede devletin normalin dışına çıktığını ileri süren Kışanak, şöyle konuştu:
"1990'lı yıllarda Sayın Demirel'in, 'Devlet rutin dışına zaman zaman çıkar' diye açıklaması var. Oysa Türkiye'de devlet hiçbir zaman rutine gelmedi, her zaman rutin dışı çalıştı. Ergenekonu, derin ve gizli devleti, JİTEM'i, paralel devleti yani bizim görünen, bilinen, yasalarla kendini bağlı hisseden devlet aygıtının dışında aslında bu ülkede sürekli sorun, katliamlar, baskı yapan, hakları ve özgürlükleri ortadan kaldıran başka bir yapılanma var. Adı değişiyor, kendisi değişmiyor. 'Susurluk'ta bağırsaklar temizleniyor' dediler, öyle gözüküyorki bağırsaklar temizlenmemiş, akciğer de gitmiş. Temizlenecek alanların sayısı çoğalmış. Bu nedenle yapılması gereken eğer bu tartışmalardan önemli bir sonuç çıkarılmak isteniyorsa devleti rutin, normal, hukuk devleti normuna geri çekmektir. Bunun dışındaki yapılar üzerine gitmektir."
Türkiye'de her iktidarın kendisini normal dışı devletle arasına bir bağ ve işbirliği kurmak zorunda hissettiğini, bunun da her iktidarı bu derin devlet yapılanmasının birlikte batırdığını iddia eden Kışanak, her dönem böyle yaşandığını aktardı.
Kışanak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"12 yıldır iktidarda olan bir AKP hükümeti var. 'Ergenekon ve derin devletle hesaplaşıyorum' dedi, bu arada paralel devletle uzlaştı. Kürt sorununu çözme konusunda o kadar olanak ortaya çıkmışken 3 defa bu iktidar bu olanağı heba etti. Bir kez de böyle bir fırsat var. Eğer gerçek anlamda çözüme yönelmezse yine bu derin yapılarla işbirliği yaparak süreci kendisini iktidarda tutma haline getirirse, ne yazık ki kaybeden Türkiye oluyor. İktidarlar gidiyor. Umuyoruz tarih bu şekilde tekerrür etmez. Bu bir iktidar ve güç paylaşımı şeklinde devam etmez. Çünkü iktidar ve güç paylaşımı şeklinde sürerse bir süre sonra yenişemeyip birbirlerine mahkum olduklarını görüp uzlaşıyorlar. Onlar uzlaştıkça da Türkiye kaybediyor. Umarım devlet normal sınırlarına çekilir. Aslında Türkiye'nin temel problemi bu."
Kaynak: AA
Bir ülkede demokrasi kalitesinin basının içinde bulunduğu duruma bakarak anlaşılabildiğini, bu konuda iyi şeyler söyleyebilecek durumda olmadıklarını kaydeden Kışanak, son yıllarda çok sayıda gazetecinin tutuklu olduğunu, gazetecilerin iş güvencesi ve özlük konusunda sıkıntıların bulunduğunu ve en korumasız alanın basın çalışanları olduğunu belirtti.
Şimdiye kadar haksız bir şekilde işini kaybedip hakkını arayarak işine dönen bir gazeteciye tanık olmadığını dile getiren Kışanak, Diyarbakır'ın en az İstanbul ve Ankara gibi haberin odağı ve merkezinde bulunduğunu bildirdi.
Bir gazetecinin "Kürtçe bilmediğiniz yönünde eleştiriler var, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Kışanak, önemli bir görevi yaparken Kürtçe bilmemenin büyük bir eksiklik olduğunu, buna doğru bir eleştiri olarak baktığını kaydetti.
Adaylığını destekleyen, cesaret veren, teşvik eden hatta zorlayan arkadaşlarına teşekkür eden Kışanak, tutamayacağı bir sözü vermektense günü geldiğinde Kürtçe konuşarak insanları şaşırtmayı tercih ettiğini, Kürtçe'yi öğrenme konusunda bir gayretinin olacağını ifade etti.
"Belediye başkanlık adaylığı ve BDP Genel Başkan Yardımcılığı görevini bir arada mı yürüteceksiniz" sorusuna Kışanak, "Adaylığım kesinleştikten sonra BDP'de eşbaşkanlık görevini yapamıyorum. Arkadaşlarımız bu konuda böyle devam ederse daha iyi gibi yaklaşıyor. Önümüzdeki günlerde bu konu çözülecek. Yeni bir arkadaşımız eşbaşkanlık görevini yürütecek. Fırat Anlı ile de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde eşbaşkanlık görevini çok iyi bir şekilde yürüteceğimize inanıyorum" diye konuştu.
-Çözüm süreci
Barış ve çözüm sürecinin başarıyla ilerlemesini, Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmesini istediklerini vurgulayan Kışanak, sürecin gelişmesi durumunda yerel yönetimlerin ortaya çıkaracağı güç ve enerjinin çok kısa bir sürede büyük sonuçlar yaratacağını dile getirdi.
"Özellikle Kürdistan'da Kürtlerin yaşadığı bir coğrafyada sosyo ekonomik geri kalmışlık söz konusu. Yerel yönetimlerde yerinden, demokratik, özerk yönetimler olarak çok güçlü bir şekilde sürece güç veren pozisyonda oluruz. Kürdistan'ın sorunlarını rahat çözebiliriz" diyen Kışanak, sürecin kesintiye uğramadan ilerlemesini umduğunu belirtti.
"Son dönemde ülkede yaşanan gelişmelerin çözüm sürecine etkisi nasıl olacak" sorusuna Kışanak, son yaşananların ülkedeki sorunların kaynağına işaret ettiğini, Kürt sorunu denilen sorunun da son dönemde yaşanan gelişmelerin sonucu olduğunu savundu.
Ülkede devletin normalin dışına çıktığını ileri süren Kışanak, şöyle konuştu:
"1990'lı yıllarda Sayın Demirel'in, 'Devlet rutin dışına zaman zaman çıkar' diye açıklaması var. Oysa Türkiye'de devlet hiçbir zaman rutine gelmedi, her zaman rutin dışı çalıştı. Ergenekonu, derin ve gizli devleti, JİTEM'i, paralel devleti yani bizim görünen, bilinen, yasalarla kendini bağlı hisseden devlet aygıtının dışında aslında bu ülkede sürekli sorun, katliamlar, baskı yapan, hakları ve özgürlükleri ortadan kaldıran başka bir yapılanma var. Adı değişiyor, kendisi değişmiyor. 'Susurluk'ta bağırsaklar temizleniyor' dediler, öyle gözüküyorki bağırsaklar temizlenmemiş, akciğer de gitmiş. Temizlenecek alanların sayısı çoğalmış. Bu nedenle yapılması gereken eğer bu tartışmalardan önemli bir sonuç çıkarılmak isteniyorsa devleti rutin, normal, hukuk devleti normuna geri çekmektir. Bunun dışındaki yapılar üzerine gitmektir."
Türkiye'de her iktidarın kendisini normal dışı devletle arasına bir bağ ve işbirliği kurmak zorunda hissettiğini, bunun da her iktidarı bu derin devlet yapılanmasının birlikte batırdığını iddia eden Kışanak, her dönem böyle yaşandığını aktardı.
Kışanak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"12 yıldır iktidarda olan bir AKP hükümeti var. 'Ergenekon ve derin devletle hesaplaşıyorum' dedi, bu arada paralel devletle uzlaştı. Kürt sorununu çözme konusunda o kadar olanak ortaya çıkmışken 3 defa bu iktidar bu olanağı heba etti. Bir kez de böyle bir fırsat var. Eğer gerçek anlamda çözüme yönelmezse yine bu derin yapılarla işbirliği yaparak süreci kendisini iktidarda tutma haline getirirse, ne yazık ki kaybeden Türkiye oluyor. İktidarlar gidiyor. Umuyoruz tarih bu şekilde tekerrür etmez. Bu bir iktidar ve güç paylaşımı şeklinde devam etmez. Çünkü iktidar ve güç paylaşımı şeklinde sürerse bir süre sonra yenişemeyip birbirlerine mahkum olduklarını görüp uzlaşıyorlar. Onlar uzlaştıkça da Türkiye kaybediyor. Umarım devlet normal sınırlarına çekilir. Aslında Türkiye'nin temel problemi bu."