CHP'li Altay iktidarı eleştirdi

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "İktidar partisi, kendi içindeki çatlağı kapatmak için türbanı yeniden silikon olarak kullanmaya başlıyor, bu tehlikelidir" dedi.

Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, eğitim sistemindeki yeni düzenlemeyle ilgili görüşlerini açıkladı.

2013-2014 eğitim ve öğretim yılının da belirsizlik ve kaos ile başladığını savunan Altay, AK Parti döneminde 5 milli eğitim bakanının değiştiğini ve beş de farklı ortaöğretime geçiş sisteminin ortaya koyulduğunu kaydetti.

Milli eğitim bakanlarının "körpe beyinlerde yara bırakarak görevlerinden ayrıldıklarını" öne süren Altay, "Yeni sistemde keşke 4 yanlış bakanın yaptığı bir doğru edebilseydi" dedi.

Yeni sistemin pedogojik yaklaşımı ve ciddi altyapısı olmadığını, paydaşlarla görüşülmeden oluşturulduğunu iddia eden Altay, "Üzerinde bu kadar oyun oynamak eğitim sistemini telef etmek olur. Özellikle son dönemde parti cemaat gerilimine eğitim sitemini alet etmek kabul edilemez. Bu, yeni nesile yapılabilecek en büyük kötülüktür" görüşünü savundu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın "her okluda bir iki iyi öğretmen var" dediğini aktaran Altay, "Bu sözle, bakanlık yapacağı süre içindeki en büyük gafı yapmıştır. Bütün öğretmenler iyidir. Bir öğretmen motivasyonu iyiyse ve vatanseverse, en iyi öğretmendir. Sayın Bakan öğretmenlerle ilgili yorum yaparken onları incitmemeli, kırmamalıdır" diye konuştu.

Avcı'nın eğitime erişim, nitelik, güven ve başarı ile ilgilenmesi gerekirken, sistemin pratik uygulamasıyla meşgul olduğunu savunan Altay, Avcı'ya şu soruları da yöneltti:

"Fatih Projesi'nde ne kadar yolsuzluk olmuştur? Bu projenin gerçekleşme oranı nedir? Kılık kıyafet konusunda son durum nedir? Okula başlama yaşı ile ilgili dünyanın hangi ülkesinde Türkiye'deki gibi muğlak bir durum var? 584 bin öğrenci hangi ortaöğretim kurumuna gideceğini henüz bilmiyor. Bakan bu konuda da açıklama yapmalı. Yeni sistemde çok talep edilen liselere öğrenciler nasıl yerleşecek?"

Altay, yeni projenin reform mu deform mu olduğunu görmek için kahin olmaya gerek olmadığını kaydetti.

-Başörtülü milletvekili

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in başörtülü milletvekili olabileceğiyle ilgili açıklamasının anımsatılması üzerine Altay, şunları söyledi:

"Bugünlere Meclis Başkanı'nı atak bir hal içinde görüyorum. Meclis Başkanları o göreve seçildikten sonra parti kimliklerini derin dondurucuya koyarlar. Anlaşılan Meclis Başkanımız kimi AKP yöneticilerinin ve sayın Başbakan'ın bazı proje ve hayallerine yasal düzenleme ve kılıf ayarlamakla meşgul. Bu sözlerini bir gündem değişikliği olarak algılamak mümkün. İkincisi, hükümet çevrelerinden talimat almış olabilir mi bilmiyorum ama bu TBMM üyesi olarak beni incitir. Bundan önce tutuklu 7 milletvekili için daha çok gayret göstermelidir. Yurt dışı yasağı koyulmuş iki milletvekili için daha ısrarlı bir tutum bekliyorum. Gezi olaylarında darp edilen, küfür edilen milletvekillerinin hak, hukuk ve haysiyetlerini korumalıdır.

Türkiye laik bir ülke. Devlet, dini ve etnik konularda kördür, sağırdır, dilsizdir. Kamusal alanda her yurttaşımızın türban, başörtüsü takması en demokratik hakkıdır ama devlet adına hizmet verenlerin dinsel sembol takamayacakları çok açıktır. Hele hele yasama organında böyle bir manzaranın gerçekleşmesi olağan ve doğru değildir. Madem bu konuda yasal ve anayasal engel yok ise 11 senedir neredeydiniz. İktidar partisi, kendi içindeki çatlağı kapatmak için türbanı yenden silikon olarak kullanmaya başlıyor, bu tehlikelidir."

-"Çocuklarını yanımda istiyorum"

Başbakan Erdoğan'ın "Suriye saldırırsa Türkiye'nin hazır olduğuna" ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine Altay, "Bize her kim saldırırsa elbette Türkiye bunlara hazırdır, Türkiye büyük bir ülkedir. Sayın başbakan 'saldırı olursa hazırız' diyor, tamam ben de hazırım. Benim yaşım elli, onun çocukları daha genç. Ben de oraya gidip savaşmaya and içiyorum ama çocuklarını da yanımda istiyorum" dedi.

Altay, şunları söyledi:

"Memleketi idare edenlerin, çocukların, gençlerin hayatıyla kumar oynar gibi oynamaya hakkı yok. Başbakan, Suriye'nin Türkiye'ye saldırması için elinden geleni yapıyor. En son söylediği 'her türlü koalisyona gireriz' sözü, hiçbir devlet adamının söylemeyeceği bir sözdür. Bu aymazlık, gaflettir. Türkiye'ye bir saldırı olması için hiçbir sebep yok. Saldırı olursa bunun müsebbibi Başbakan olur. Yine de böyle bir şey olursa bunu defedecek güçteyiz. Bir deli kuyuya bir taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış, Suriye ile ilgili durum budur."

Kaynak: AA