Zirve Yayınevi'ndeki Cinayetlere İlişkin Dava

MALATYA - Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 84. duruşmasında tutuklu sanık Abdullah Atılgan, savunmasına devam etti.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanıklar eski Malatya İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker, Cuma Özdemir, Salih Gürler, Zirve Yayınevi çalışanı Hüseyin Yelki, muvazzaf askerler Abdullah Atılgan, Murat Göktürk, Adil Akçay, Adem Gedik ve Mehmet Çolak hazır bulundu.

Savunmasına devam eden sanık Atılgan, davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın 5 Şubat 2012'de Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadeye değinerek, şunları söyledi:

"Sözde şahsımın da içinde olduğu TUSHAD örgütü için ne diyordu bir hatırlayalım; azınlıklara yönelik düzenlenen 6-7 Eylül olayları, 1 Mayıs 1977 Taksim katliamı, Sivas Madımak, Maraş, Çorum, Gazi Mahallesi olayları,1990'lı yıllarda işlenen Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy cinayetleri ile Gaffar Okkan'ın öldürülmesi, yapılan darbe, post-modern darbeler, Rahip Santoro, Hrant Dink ve Zirve Yayınevi cinayetleri, 2005 yılında yaşanan Şemdinli olayı, TUSHAD Özel Kuvvetler, Beyaz Kuvvetler ve Siyah Kuvvetlerin eylem türlerindendir diyerek, 1996 yılındaki Susurluk olayına kadar gizli olarak devam eden JİTEM'in, Susurluk olayıyla deşifre olduğunu belirtmiştir. 1 Ekim 2012 tarihli ifadesinde de araya Turgut Özal ve Eşref Bitlis'in ölümü eklenmiş. Çınar'ın bu ifadelerini okurken çok şaşırdım çünkü az çok kendisini tanıyor, bu olayları bilecek veya okuyacak çapta birisi olmadığını çok iyi bildiğimden, birileri tarafından yönlendirildiğini savunmamda da belirtmiştim."

Çınar'ın ifadelerini gerçekçi bulmayan Atılgan, "1970'li yıllardan 27 Nisan bildirgesine kadar bütün olayları, yani sosyal, siyasal ve kriminal olayları TUSHAD yaptı demesi tam bir tiyatrodur" ifadesini kullandı.

Bir komploya uğradığını ve ortada olmayan bir mail yüzünden 30 aydır cezaevinde olduğunu savunan Atılgan, takdirin mahkemede olduğunu söyledi.

İlker Çınar'ın Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi kimliği bulunduğu iddiasının gerçek olmadığını savunan Atılgan, "Neden yok? Çünkü ortada bir TUSHAD yok ki kimliği olsun" dedi.

Daha sonra duruşmaya ara verildi.

Kaynak: AA