Ayvalık’ta İnsan Hakları Derneğinden 12 Eylül Açıklaması
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, İnsan Hakları Derneği tarafından yapılan basın açıklamasında 33 yıl önce gerçekleştirilen 12 Askeri Harekâtına tepki gösterilerek, günümüzde 12 Eylül düzeninin sürdüğü belirtildi.
Ayvalık’ta ilçe merkezinde bulunan Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtında gerçekleşen açıklamada, Ayvalık KESK Bileşenleriyle, HDK ve Emek Partisi temsilcilerinin de İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyelerine destek verdiği gözlendi. Saat 19.00’da gerçekleşen ve Birsen Seyhan tarafından seslendirilen İnsan Hakları Derneği adına yapılan açıklamada, 12 Eylül 1980 günü yapılan askeri darbenin üzerinden 33 yıl geçtiği vurgulanarak, “Üç yılı aşkın bir süre darbecilerin yönettiği ve devamında da darbecilerin yaptığı anayasa tarafından yönetilen Türkiye’de demokrasi ve insan hakları sorunu hala devam ediyor. Anti demokratik uygulamalarla, şiddetle, gözyaşlarıyla, gaz bombalarıyla, ölümlerle, mahkemelerle, her muhalif sesin susturulmasıyla, devrimci ve demokratların bitmek bilmeyen gözaltı ve yargılanmalarıyla, Taksim'le, Roboskiyle, doğanın talanıyla, çözülemeyen demokrasi sorunlarıyla 12 Eylül hala devam ediyor. Bu sorunun en önemli halkası olan Kürt Sorunu hala devam ediyor. Sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi bir türlü gerçekleştirilemedi. Kürtlerin ve diğer milliyetlerin talepleri hala yok sayılıyor. Hala binlerce Kürt siyasetçi KCK adı altında yürütülen operasyonlar sonucu içeride bir rehine olarak tutulmaya devam ediyor. Savaş çığlıkları ve Suriye'ye emperyalist müdahale bizzat efendilerinden daha fazla bu iktidar tarafından isteniyor. 12 Eylül davası bir komediden öteye geçemiyor. 12 Eylül'le hesaplaşacaklarını söyleyenler şimdi Kenan Evren'in hamisi durumuna dönüşmüş durumdalar. Din ve vicdan özgürlüğü sorunu devam ediyor. Alevilerin inanç ve kültürleri kabul edilmiyor, Cem evlerinin yasal statüsü tanınmıyor. Tam bir ayrımcılık örneği sergileniyor. Zorunlu din dersleri tam gaz devam ediyor” ifadeleri yer aldı.
12 Eylül’ün en önemli kurumu olan YÖK’ün Üniversiteler üzerindeki vesayetinin de sürdüğünün vurgulandığı açıklamada; “Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi siyasi iktidarın yan kuruluşu olarak çalışmaya devam ediyor. İnsan hakları sorunları devam ediyor. Ağır yaşam hakkı ihlalleri hızından hiçbir şey kaybetmedi. En demokratik hakkını kullanan insanların katledilmesi, gözaltında ve cezaevlerinde öldürme vakaları devam ediyor. İşkence ve kötü muamele şekil, metot ve yer değiştirerek devam ediyor. Haksız tutuklama rekorlara koşuyor. Toplantı ve gösteri hakkı engellenmeye ve cezalandırılmaya devam ediyor.
Tarihinin en ağır ve karanlık dönemlerinden biri yaşanıyor. Gazeteciler, avukatlar, KESK'liler, sendikacılar, öğrenciler, insan hakları savunucuları cezaevlerine dolduruluyor. Özgür toplu pazarlık ve grev hakkı yasak ve sınırlamalarla dolu. KESK ve bağlı sendikalarına ardı ardına polis operasyonları yapılıyor ve tutuklamalar devam ediyor. 12 Eylül düzeninin devamı için fazla örneğe gerek yok aslında, geldiğimiz aşamada, giderek otoriterleşen bir Hükümet ve uygulamaları ile onun başbakanın tavırlarının kendisi bize Kenan Evren'i ve 12 Eylül'ü hatırlatıyor. Hiç de birbirlerinden farklarının olmadığını her geçen gün daha fazla görüyoruz. Gezi ve sonrasında yaşanalar, binlece gözaltı, yüzlerce yaralı ve sadece demokratik haklarını kullandıkları için polis şiddeti ve kurşunuyla ölen 6 genç yoldaşımız devam eden 12 Eylül uygulamalarının en somut örneği değil midir?” diye soruldu.
“12 EYLÜL DARBESİ İLE HESAPLAŞILMALI”
12 Eylülden kurtulmanın tek yolunun önce anayasasından kurtulmak olduğuna işaret edilen açıklamada, “Bu anayasadan kurtulduktan sonra da onunla yüzleşmektir. Bizlere inanılmaz acılar yaşatan darbecilerin ve yandaşlarının tarafsız ve bağımsız yargı önünde hesap vermesini sağlamaktır. Bu yapılmadan 12 Eylül ile hesaplaşma sağlanamaz. 12 Eylül askeri darbesine karşı olmak, 12 Eylül düzenine karşı olmaktır. Bu nedenle AKP iktidarına karşı olmak aynı zamanda devam eden 12 Eylül düzenine karşı olmak anlamına gelir. Kahrolsun Faşist Darbeciler. 12 Eylül'ün hesabı sorulacak. Yaşasın Halkların Kardeşliği” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: İHA
12 Eylül’ün en önemli kurumu olan YÖK’ün Üniversiteler üzerindeki vesayetinin de sürdüğünün vurgulandığı açıklamada; “Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi siyasi iktidarın yan kuruluşu olarak çalışmaya devam ediyor. İnsan hakları sorunları devam ediyor. Ağır yaşam hakkı ihlalleri hızından hiçbir şey kaybetmedi. En demokratik hakkını kullanan insanların katledilmesi, gözaltında ve cezaevlerinde öldürme vakaları devam ediyor. İşkence ve kötü muamele şekil, metot ve yer değiştirerek devam ediyor. Haksız tutuklama rekorlara koşuyor. Toplantı ve gösteri hakkı engellenmeye ve cezalandırılmaya devam ediyor.
Tarihinin en ağır ve karanlık dönemlerinden biri yaşanıyor. Gazeteciler, avukatlar, KESK'liler, sendikacılar, öğrenciler, insan hakları savunucuları cezaevlerine dolduruluyor. Özgür toplu pazarlık ve grev hakkı yasak ve sınırlamalarla dolu. KESK ve bağlı sendikalarına ardı ardına polis operasyonları yapılıyor ve tutuklamalar devam ediyor. 12 Eylül düzeninin devamı için fazla örneğe gerek yok aslında, geldiğimiz aşamada, giderek otoriterleşen bir Hükümet ve uygulamaları ile onun başbakanın tavırlarının kendisi bize Kenan Evren'i ve 12 Eylül'ü hatırlatıyor. Hiç de birbirlerinden farklarının olmadığını her geçen gün daha fazla görüyoruz. Gezi ve sonrasında yaşanalar, binlece gözaltı, yüzlerce yaralı ve sadece demokratik haklarını kullandıkları için polis şiddeti ve kurşunuyla ölen 6 genç yoldaşımız devam eden 12 Eylül uygulamalarının en somut örneği değil midir?” diye soruldu.
“12 EYLÜL DARBESİ İLE HESAPLAŞILMALI”
12 Eylülden kurtulmanın tek yolunun önce anayasasından kurtulmak olduğuna işaret edilen açıklamada, “Bu anayasadan kurtulduktan sonra da onunla yüzleşmektir. Bizlere inanılmaz acılar yaşatan darbecilerin ve yandaşlarının tarafsız ve bağımsız yargı önünde hesap vermesini sağlamaktır. Bu yapılmadan 12 Eylül ile hesaplaşma sağlanamaz. 12 Eylül askeri darbesine karşı olmak, 12 Eylül düzenine karşı olmaktır. Bu nedenle AKP iktidarına karşı olmak aynı zamanda devam eden 12 Eylül düzenine karşı olmak anlamına gelir. Kahrolsun Faşist Darbeciler. 12 Eylül'ün hesabı sorulacak. Yaşasın Halkların Kardeşliği” ifadeleri yer aldı.