Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan 17 Ağustos Açıklaması
TMMOB’e bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilciliği Adına Yürütme Kurulu Başkanı Ali Serindağ, 17 Ağustos depremiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilciliği adına Yürütme Kurulu Başkanı Ali Serindağ, 17 Ağustos’tu, bir doğa olayı olan depremin afete dönüştüğü gün olarak nitelendirdi. Serindağ, “Binlerce canımızı kırk beş saniyede yitirdiğimiz ‘asrın felaketinin’ yaşandığı gün. Afet hafızası zayıf toplumlarda ‘depremin unutulabileceği’ ancak deprem gerçeğinin kendini asla unutturmayacağının bir kez daha hatırlandığı gün. Plansız ve kalitesiz yapılaşmanın, yapı üretim bedelinin en fazla yüzde 0,2’sine bile ulaşmamasına karşın hep kaçınılan jeolojik araştırmaların ne derece acı sonuçlara ve yüksek faturalara neden olduğunun öğrenildiği gün. En önemlisi de, sosyal bir devletin en temel görevinin yurttaşları için sağlıklı, güvenli ve çevreye dost yaşam alanları ve yapılar üretmek olduğunun anlaşılması gereken bir gün. İşte, 17 Ağustosların unutulmayıp yeniden yaşanmaması için sürekli hatırlanacağı, yapılanların yapılmayanların sorgulanacağı bir gün olması gerekirken, 17 Ağustos’u anmanın ve anlamanın içi boşaltılmak isteniyor. Oysa, 7 Ağustos’un üzerinden 14 yıl geçmiş olmasına rağmen bu gün, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 Depremlerinden geriye kalan orta hasarlı binaların hala varlığını koruduğu ve bu yapıların kullanılmaya devam edildiği, Afetlerle mücadele konusunda kurumsal yapılanmada çok başlılığın ve mevzuatsal dağınıklığın giderilmediği, Merkezi ve yerel düzeyde başta deprem olmak üzere afetlerle etkin mücadele edecek planlarının hazırlanmadığı, Ulusal ve bölgesel düzeyde yapılması gereken afet risk harita ve değerlendirmelerine yönelik çalışmaların yetersiz ve çok yavaş ilerlediği bilinmekte, sonuç olarak hala yapılması gerekenlerin olduğu ortaya çıkmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar, 17 Ağustos depreminin 14. yılında, yaşanmış acılara ve tecrübeye rağmen hala afetlere karşı sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşadığımızı söylemeyi ve umutlu olmayı mümkün kılmamaktadır. Bir gece yarısı değişikliği ile Kamu yararı güden Odalarımızın afet güvenliğinin temel araçlarından biri olan yapı üretim ve denetim süreçlerinde devre dışı bırakılması tabloyu daha da karamsar bir hale getirmiştir” dedi.
Yürütme Kurulu Başkanı Ali Serindağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ülkemizde dün yaklaşık 150 deprem üretecek diri fay olduğu bilinirken, bugün MTA tarafından yapılan çalışmalarla güncellenen Türkiye Diri Fay Haritasına göre büyüklüğü 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay veya fay segmenti olduğunun saptanmış olması neredeyse tüm ülke coğrafyasının ne derecede büyük bir deprem tehdidi altında olduğunun jeolojik gerçekliğini açık olarak ortaya koymuşken, bu gün düne göre depremlere karşı daha güvenli bir yaşam yolunda olduğumuzu söylemek mümkün değildir. 17 Ağustos anmalarının anlamını çarpıtıp unutturamaya çalışan, Odaları mesleki denetim dışında bırakan bu anlayışla, ülkemiz her depremde daha büyük can ve mal kayıpları ile karşı karşıya kalmaya devam edecektir. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 17 Ağustos’u güvenli yerleşimlerde yaşama hakkının savunulduğu bir gün olması çabasını sürdürecektir. İlimizde ise bazı belediyelerimizin bu konuya hiç önem vermedikleri bilinmektedir. Metropol kentimiz belediyelerinde bu konularla ilgili Jeoloji Mühendisi istihdam edilmemektedir. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak; Valiliğimizle, İl Özel İdaremizle, Belediyelerimizle ve Yapı Denetim Kuruluşları ile işbirliğine her zaman hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Türkiye’nin en önemli tektonik hatlarından biri olan Doğu Anadolu Fay hattı İlimize yaklaşık 40 km. mesafeden geçmektedir. Bu fay hattının Gölbaşı- Türkoğlu kesimi aletsel ve tarihsel kayıtlardan elde edilen bulgulara göre 1513 yılından bu yana büyüklüğü 7 ve üzerinde olan bir deprem üretmemiştir. Bu durum Gölbaşı-Türkoğlu Hattının deprem üretme potansiyeli açısından ne kadar tehlikeli olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır”
Kaynak: İHA
Tüm bu olumsuzluklar, 17 Ağustos depreminin 14. yılında, yaşanmış acılara ve tecrübeye rağmen hala afetlere karşı sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşadığımızı söylemeyi ve umutlu olmayı mümkün kılmamaktadır. Bir gece yarısı değişikliği ile Kamu yararı güden Odalarımızın afet güvenliğinin temel araçlarından biri olan yapı üretim ve denetim süreçlerinde devre dışı bırakılması tabloyu daha da karamsar bir hale getirmiştir” dedi.
Yürütme Kurulu Başkanı Ali Serindağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ülkemizde dün yaklaşık 150 deprem üretecek diri fay olduğu bilinirken, bugün MTA tarafından yapılan çalışmalarla güncellenen Türkiye Diri Fay Haritasına göre büyüklüğü 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay veya fay segmenti olduğunun saptanmış olması neredeyse tüm ülke coğrafyasının ne derecede büyük bir deprem tehdidi altında olduğunun jeolojik gerçekliğini açık olarak ortaya koymuşken, bu gün düne göre depremlere karşı daha güvenli bir yaşam yolunda olduğumuzu söylemek mümkün değildir. 17 Ağustos anmalarının anlamını çarpıtıp unutturamaya çalışan, Odaları mesleki denetim dışında bırakan bu anlayışla, ülkemiz her depremde daha büyük can ve mal kayıpları ile karşı karşıya kalmaya devam edecektir. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 17 Ağustos’u güvenli yerleşimlerde yaşama hakkının savunulduğu bir gün olması çabasını sürdürecektir. İlimizde ise bazı belediyelerimizin bu konuya hiç önem vermedikleri bilinmektedir. Metropol kentimiz belediyelerinde bu konularla ilgili Jeoloji Mühendisi istihdam edilmemektedir. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak; Valiliğimizle, İl Özel İdaremizle, Belediyelerimizle ve Yapı Denetim Kuruluşları ile işbirliğine her zaman hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Türkiye’nin en önemli tektonik hatlarından biri olan Doğu Anadolu Fay hattı İlimize yaklaşık 40 km. mesafeden geçmektedir. Bu fay hattının Gölbaşı- Türkoğlu kesimi aletsel ve tarihsel kayıtlardan elde edilen bulgulara göre 1513 yılından bu yana büyüklüğü 7 ve üzerinde olan bir deprem üretmemiştir. Bu durum Gölbaşı-Türkoğlu Hattının deprem üretme potansiyeli açısından ne kadar tehlikeli olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır”