Hatoder'den Orak Hücre Anemi Hastalığı Konusunda Bilgilendirme
HATAY - Hatay Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastalıkları Derneği Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu, özellikle Hatay'da orak hücre anemi hastasının, talasemi hastası kişi sayısından çok daha fazla olduğunu bildirdi.,
Kerimoğlu, yaptığı yazılı açıklamada orak hücre anemi hastalığının, talasemiden sonra gelen önemli bir kan hastalığı olduğunu belirterek bu hastalığın Hatay'da ciddi anlamda halk sağlığı sorunu belirtti.
Orak hücre anemi hastası iki taşıyıcının evlenmesi durumda yüzde 50 taşıyıcı, yüzde 25 sağlıklı ve yüzde 25 hasta bebek dünyaya geldiğini ifade eden Kerimoğlu, şöyle devam etti:
''Orak hücre hastalığı genetik bir hastalık olduğu için kalıtım yoluyla nesilden nesile geçmektedir. Bireyler de orak hücre geni normal hemoglobin geni ile birlikte ise taşıyıcılıktan söz edilir. Anne ve babanın her ikisinin de taşıyıcı ya da birinin taşıyıcı diğerinin hasta olması durumunda ise doğacak çocukların hasta olma olasılığı vardır. Orak hücre anemisi bulaşıcı bir hastalık olmadığı gibi bu hastaların fiziki durumları da diğer sağlıklı bireyler gibi normal yapıda ve görünümdedir. Orak hücre anemili bir hastada anemi durumuna bağlı olarak halsizlik, solukluk, iştahsızlık, dolaşım bozukluğuna bağlı olarak vücutta şiddetli ağrı krizleri, kırmızı kürelerin dalakta parçalanmasına bağlı olarak sarılık, sık geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak bu kişilerde yüksek ateş gibi şikayetlere sık rastlanılmaktadır''
Kerimoğlu, orak hücre anemili hastaların enfeksiyonlara karşı çocuklarda koruyucu antibiyotik kullanılmasının yanın da gribal enfeksiyonlara, pnömoni enfeksiyonuna ve menenjit enfeksiyonuna karşı belirli zamanlarda bu işin uzmanı hekimler tarafından aşılama programları yapılması gerektiğini kaydetti.
Orak hücre anemi hastalarında kesin tedavi yönteminin aynen talasemi hastalarında olduğu gibi kemik iliği nakli mümkün olduğunu belirten Kerimoğlu, hastaların alması gereken tedbirlerin başında yaz aylarında aşırı sıcaklarda su kaybetmemeleri, mümkün olduğunca güneş altında kalmamaları, sportif faaliyetlerden olduğunca uzak durmaları, aşırı esintili ve klimalı ortamlarda uzun süre durmamaları, oksijensiz ortamlarda fazla bulunmamaları ve oksijen bolluğundan dolayı denize yakın yerlerde yaşamayı tercih etmeleri gerektiğini vurguladı.
Kerimoğlu, tüm bunlara uyulması halinde hastaların yaşam kalitelerini daha ileri bir seviyeye taşıyabileceklerini bildirdi.
Kaynak: AA
Orak hücre anemi hastası iki taşıyıcının evlenmesi durumda yüzde 50 taşıyıcı, yüzde 25 sağlıklı ve yüzde 25 hasta bebek dünyaya geldiğini ifade eden Kerimoğlu, şöyle devam etti:
''Orak hücre hastalığı genetik bir hastalık olduğu için kalıtım yoluyla nesilden nesile geçmektedir. Bireyler de orak hücre geni normal hemoglobin geni ile birlikte ise taşıyıcılıktan söz edilir. Anne ve babanın her ikisinin de taşıyıcı ya da birinin taşıyıcı diğerinin hasta olması durumunda ise doğacak çocukların hasta olma olasılığı vardır. Orak hücre anemisi bulaşıcı bir hastalık olmadığı gibi bu hastaların fiziki durumları da diğer sağlıklı bireyler gibi normal yapıda ve görünümdedir. Orak hücre anemili bir hastada anemi durumuna bağlı olarak halsizlik, solukluk, iştahsızlık, dolaşım bozukluğuna bağlı olarak vücutta şiddetli ağrı krizleri, kırmızı kürelerin dalakta parçalanmasına bağlı olarak sarılık, sık geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak bu kişilerde yüksek ateş gibi şikayetlere sık rastlanılmaktadır''
Kerimoğlu, orak hücre anemili hastaların enfeksiyonlara karşı çocuklarda koruyucu antibiyotik kullanılmasının yanın da gribal enfeksiyonlara, pnömoni enfeksiyonuna ve menenjit enfeksiyonuna karşı belirli zamanlarda bu işin uzmanı hekimler tarafından aşılama programları yapılması gerektiğini kaydetti.
Orak hücre anemi hastalarında kesin tedavi yönteminin aynen talasemi hastalarında olduğu gibi kemik iliği nakli mümkün olduğunu belirten Kerimoğlu, hastaların alması gereken tedbirlerin başında yaz aylarında aşırı sıcaklarda su kaybetmemeleri, mümkün olduğunca güneş altında kalmamaları, sportif faaliyetlerden olduğunca uzak durmaları, aşırı esintili ve klimalı ortamlarda uzun süre durmamaları, oksijensiz ortamlarda fazla bulunmamaları ve oksijen bolluğundan dolayı denize yakın yerlerde yaşamayı tercih etmeleri gerektiğini vurguladı.
Kerimoğlu, tüm bunlara uyulması halinde hastaların yaşam kalitelerini daha ileri bir seviyeye taşıyabileceklerini bildirdi.