Depremin Acısını Anı Defterinde Yaşatıyorlar
SAKARYA - ÇAĞRI TURGUT - ENES DURAN - Adapazarı'nda 9 yıl önce kurulan Deprem Müzesi'nde açılan ziyaretçi defterinde, depremin acıları ve yitirilen insanlara duyulan özlem dile getiriliyor.
Göçük şeklini andıran, yıkık duvarları, eğik kolonları ve kırık kirişleriyle dikkati çeken müzede 17 Ağustos 1999'da 03.02'de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki 45 saniyelik deprem, simülasyonla canlandırılıyor.
1967 ve 1999'deki depremlere ait fotoğrafların sergilendiği müzede, depremde hayatını kaybedenlerin adlarının yazılı olduğu cam kristaller ve anı defterleri bulunuyor.
Türkçe, İngilizce, Arapça ve Çince yazılarla acılarını tazeleyen ve kaybettikleri yakınlarını anan ziyaretçiler, defterlere şu duygu dolu ifadeleri not etmiş:
"17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Sapanca'da yakalandık, büyük acılar yaşandı. Can ve mal kayıpları oldu. Ülke olarak yaşanan felakette maddi ve manevi kayıplarımız oldu. Bir daha böyle acıların yaşanmaması için ülke, millet ve yetkililer olarak fen, teknik, kültür ile şehirler oluşturup güvenli bir yaşam ve gelecek sağlanması dileğiyle."
"Benim adım Furkan. Ben annemi babamı kaybettim depremde. Allah kimseye vermesin böyle bir acı."
"Vedat amcacığım seni hiç tanımadım, eminim ki tanısam çok severdim. Seni tanımayı öyle çok istiyorum ki bu kelimelere sığmayan bir şey. Ama kelimelere sığan bir şey vardır ki o da şudur. Kızların ve eşin güvenilir ellerde, bundan emin olabilirsin. Gözün arkada kalmasın."
"İnsanlığın yaşamış olduğu acılı günü hatırlamış olduğum anda hayatın tümüyle durduğu anı tekrar yaşadım."
"Sevgili abim, sevgilim yengem, sevgili yeğenim, şu mübarek Kurban Bayramı'nı yine buruk bir şekilde geçirdik. Keşke sizler de aramızda olsaydınız. Her ne kadar eşimiz dostumuz olsa da sizin yerinizi dolduramaz. Uğur'u merak etmeyin okuyup polis oldu. Şu anda çevik kuvvette Adapazarı'nda görev yapıyor. Sizler toprağınızda rahat yatın. Allah mekanınızı cennet eylesin. Hoşçakalın."
"Erol ve Emel çocuklarım için Allah'tan rahmet dilerim ve onların hiç unutulmayan acısını yaşıyorum."
"Rahat uyu kardeşim orada yalnız değilsin. Binlerce şehit verdik. Biliyorum, bize uzaktan bakıyorsun. Her anımda yanımda olduğundan o kadar eminim ki. Hala varlığını hissedebiliyorum. Burada her şey aynı, 8 yıl sonra değişen hiçbir şey yok. Herkes unuttu biliyor musun depremi. Kimsenin umurunda değil artık. Bir tek bizler unutmadık. Yürekleri acıyla dolu olanlar unutmadı. Seni çok seviyorum güzel gözlüm, güzel kardeşim. Huzur içinde uyuyun."
Kaynak: AA
1967 ve 1999'deki depremlere ait fotoğrafların sergilendiği müzede, depremde hayatını kaybedenlerin adlarının yazılı olduğu cam kristaller ve anı defterleri bulunuyor.
Türkçe, İngilizce, Arapça ve Çince yazılarla acılarını tazeleyen ve kaybettikleri yakınlarını anan ziyaretçiler, defterlere şu duygu dolu ifadeleri not etmiş:
"17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Sapanca'da yakalandık, büyük acılar yaşandı. Can ve mal kayıpları oldu. Ülke olarak yaşanan felakette maddi ve manevi kayıplarımız oldu. Bir daha böyle acıların yaşanmaması için ülke, millet ve yetkililer olarak fen, teknik, kültür ile şehirler oluşturup güvenli bir yaşam ve gelecek sağlanması dileğiyle."
"Benim adım Furkan. Ben annemi babamı kaybettim depremde. Allah kimseye vermesin böyle bir acı."
"Vedat amcacığım seni hiç tanımadım, eminim ki tanısam çok severdim. Seni tanımayı öyle çok istiyorum ki bu kelimelere sığmayan bir şey. Ama kelimelere sığan bir şey vardır ki o da şudur. Kızların ve eşin güvenilir ellerde, bundan emin olabilirsin. Gözün arkada kalmasın."
"İnsanlığın yaşamış olduğu acılı günü hatırlamış olduğum anda hayatın tümüyle durduğu anı tekrar yaşadım."
"Sevgili abim, sevgilim yengem, sevgili yeğenim, şu mübarek Kurban Bayramı'nı yine buruk bir şekilde geçirdik. Keşke sizler de aramızda olsaydınız. Her ne kadar eşimiz dostumuz olsa da sizin yerinizi dolduramaz. Uğur'u merak etmeyin okuyup polis oldu. Şu anda çevik kuvvette Adapazarı'nda görev yapıyor. Sizler toprağınızda rahat yatın. Allah mekanınızı cennet eylesin. Hoşçakalın."
"Erol ve Emel çocuklarım için Allah'tan rahmet dilerim ve onların hiç unutulmayan acısını yaşıyorum."
"Rahat uyu kardeşim orada yalnız değilsin. Binlerce şehit verdik. Biliyorum, bize uzaktan bakıyorsun. Her anımda yanımda olduğundan o kadar eminim ki. Hala varlığını hissedebiliyorum. Burada her şey aynı, 8 yıl sonra değişen hiçbir şey yok. Herkes unuttu biliyor musun depremi. Kimsenin umurunda değil artık. Bir tek bizler unutmadık. Yürekleri acıyla dolu olanlar unutmadı. Seni çok seviyorum güzel gözlüm, güzel kardeşim. Huzur içinde uyuyun."