Lokantadaki Cinayetin Davası Başladı
Samsun'da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin de yaralandığı olayla ilgili tutuklanan 5 kişinin yargılanmasına başlandı.
Olay, İlkadım ilçesi Ulugazi Mahallesi 100. Yıl Bulvarı'ndaki bir lokantada yaklaşık 8.5 ay önce meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, lokanta sahibi Halil İ.G.’den (32) zorla para istedikleri iddia edilen Ahmet T. (23), Yusuf Yamanoğlu (17), Ertuğrul Ç. (22), Sezai B. (19) ve Gökhan E. (22) ile işyeri sahibi arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine iddiaya göre Sezai B., işyeri sahibi Halil İ.G.’yi yüzünden bıçakla yaraladı. Bıçakla yaralanan iş yeri sahibinin dükkanında bulunan otomatik av tüfeğini çekip ateşlemesi üzerine Yusuf Yamanoğlu'nu (17) öldü, üzerinde çelik yelek olan Ertuğrul Ç. ise yaraladı. Olaydan sonra tutuklanan Halil İ.G., Ertuğrul Ç., Sezai B., Gökhan E. ve Ahmet T.'nin Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı
Davanın ilk duruşması saat 10.30'da başladı ve 17.30'da sona erdi. Tutuklu sanıklar kendilerini savundu. İşyeri sahibi Halil İ.G., verdiği ifadede hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Ertuğrul ile tanışırım. Kendisine askerdeyken maddi yardım yapan yoktu. Yusuf Yamanoğlu yanıma gelir, Ertuğrul Ç.'ye harçlık gönderirdim. Yusuf Yamanoğlu işyerimde çalışıyordu. Askerden dönünce Ertuğrul Ç. kız kaçırıp evlendi. 30-40 bin liralık düğün masrafını benim karşılamamı istedi. Ben de kabul etmedim. Daha sonra arkadaşları ile benim işyerime gelip düğün masraflarımı benim karşılamamı istediler. Daha sonraki günlerde beni tehdit etmeyi sürdürdüler. Olay akşamı her birlikte işyerime geldiler. Bıçak çekip üzerime saldırdılar. Sezai'nin elinde bıçak vardı. Üzerime küfür ederek geliyordu. Ertuğrul'da bana küfür ederek diğerlerine beni öldürmelerini söyledi.
Bana 'parayı vereceksin' diye bağırıyordu. Bıçakla sana saldırdı ve yere düştüm. Düştüğüm yerdeki kovaların arasına sakladığım tüfeği aldım. Sezai tüfeği çekmeye çalıştı. Tüfek bu sırada 2-3 el ateş aldı. Atışlardan sonra Yusuf geri gitmeye başladı ve kasanın yanına gelince yere düştü. Ertuğrul ve Sezai de kaçarak gittiler. Yusuf'u yerde görünce Yusuf'a sarıldım. Çalışanlara ambulans çağırmalarını söyledim. Kasıtlı olarak ateş etmedim. Öldürme kastı ile hareket etmedim. Kendimi savundum. Beratimi istiyorum. Bana yönelik gasp olayından dolayı da şikayetçiyim" dedi.
Ertuğrul Ç. ise Halil İ.G.'yi büyüğü olarak gördüğünü ve kendisine bugüne kadar saygısızlık yapmadığını savunarak, “Halil İ.G.'nin evine silahlı saldırı düzenlemişler. O da benim arkadaşlarımın yaptığını zannetmiş. Onlara silah çekmiş. Ben de arkadaşları yanına alıp konuşmak için Halil İ.G.'nin lokantasına gittim. Lokantaya gidince Halil İ.G.'nin elinde tüfekle beklediğini gördüm. Tüfeği bize doğrultmuştu. Ben de arkadaşları alıp dükkandan çıkmak istedim. Bu sırada Halil İ.G.'ye 'Ağabey sana yakışıyor mu tüfek tutmak?' dedim. Konuşmadan tüfeğini ateşledi. Çıkan kurşunlardan arka sol bel kısmımdan yaralandım. Yaralarınca dışarı çıktım. Gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Sezai B. ise Halil İ.G.'ye bıçakla saldırmadığını ileri sürdü. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
Kaynak: İHA
Davanın ilk duruşması saat 10.30'da başladı ve 17.30'da sona erdi. Tutuklu sanıklar kendilerini savundu. İşyeri sahibi Halil İ.G., verdiği ifadede hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Ertuğrul ile tanışırım. Kendisine askerdeyken maddi yardım yapan yoktu. Yusuf Yamanoğlu yanıma gelir, Ertuğrul Ç.'ye harçlık gönderirdim. Yusuf Yamanoğlu işyerimde çalışıyordu. Askerden dönünce Ertuğrul Ç. kız kaçırıp evlendi. 30-40 bin liralık düğün masrafını benim karşılamamı istedi. Ben de kabul etmedim. Daha sonra arkadaşları ile benim işyerime gelip düğün masraflarımı benim karşılamamı istediler. Daha sonraki günlerde beni tehdit etmeyi sürdürdüler. Olay akşamı her birlikte işyerime geldiler. Bıçak çekip üzerime saldırdılar. Sezai'nin elinde bıçak vardı. Üzerime küfür ederek geliyordu. Ertuğrul'da bana küfür ederek diğerlerine beni öldürmelerini söyledi.
Bana 'parayı vereceksin' diye bağırıyordu. Bıçakla sana saldırdı ve yere düştüm. Düştüğüm yerdeki kovaların arasına sakladığım tüfeği aldım. Sezai tüfeği çekmeye çalıştı. Tüfek bu sırada 2-3 el ateş aldı. Atışlardan sonra Yusuf geri gitmeye başladı ve kasanın yanına gelince yere düştü. Ertuğrul ve Sezai de kaçarak gittiler. Yusuf'u yerde görünce Yusuf'a sarıldım. Çalışanlara ambulans çağırmalarını söyledim. Kasıtlı olarak ateş etmedim. Öldürme kastı ile hareket etmedim. Kendimi savundum. Beratimi istiyorum. Bana yönelik gasp olayından dolayı da şikayetçiyim" dedi.
Ertuğrul Ç. ise Halil İ.G.'yi büyüğü olarak gördüğünü ve kendisine bugüne kadar saygısızlık yapmadığını savunarak, “Halil İ.G.'nin evine silahlı saldırı düzenlemişler. O da benim arkadaşlarımın yaptığını zannetmiş. Onlara silah çekmiş. Ben de arkadaşları yanına alıp konuşmak için Halil İ.G.'nin lokantasına gittim. Lokantaya gidince Halil İ.G.'nin elinde tüfekle beklediğini gördüm. Tüfeği bize doğrultmuştu. Ben de arkadaşları alıp dükkandan çıkmak istedim. Bu sırada Halil İ.G.'ye 'Ağabey sana yakışıyor mu tüfek tutmak?' dedim. Konuşmadan tüfeğini ateşledi. Çıkan kurşunlardan arka sol bel kısmımdan yaralandım. Yaralarınca dışarı çıktım. Gerisini hatırlamıyorum" diye konuştu.
Sezai B. ise Halil İ.G.'ye bıçakla saldırmadığını ileri sürdü. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.