Filistin Sorununun Çözümüne Katkı İçin Tez Hazırladılar

AFYONKARAHİSAR - ALİ KEMAL AKAN - Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Güler, Filistin sorununun çözümüne katkı sağlayacak iki tez hazırlandığını belirterek, "Bu çalışmalar neticesinde Kudüs'ün Müslüman kimliğine yönelik ciddi bir alt yapı oluşturulup, işgal edilen toprakların Müslümanlara ait olduğu ortaya çıkarılabilecek. Bunlar da uluslararası platformlarda delil olarak kullanılabilecek" dedi.

Aynı zamanda tez danışmanı olan Doç. Dr. Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Filistin sorununun çözümü için üniversite öğrencilerinin iki tez çalışması yaptığını bildirerek, hazırlanan iki tezin, hem alanında ilk olduğunu hem de Filistin ve Kudüs meselesinin Müslümanlar lehine çözümüne önemli katkılar sağlayacak materyal içermesi bakımından önemli olduğunu ifade etti.

"Kudüs Surresi" defteri konusunda hazırlanan tezin Türkiye'de ve İslam dünyasında ilk olduğunu savunan Doç. Dr. Güler, surre defterlerinde, cemaat ve mekanların isimlerinin yer aldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Diyelim ki Cemaat-i Meğaribe, surreden ne kadar alıyor, nerede ikamet ediyor, tamamının yıl yıl takibi mümkün. Bu çalışmalar neticesinde Kudüs'ün Müslüman kimliğine yönelik ciddi bir alt yapı oluşturulup, işgal edilen toprakların Müslümanlara ait olduğu ortaya çıkarılabilecek. Bunlar da uluslararası platformlarda delil olarak kullanılabilecek. Surre defterini yüksek lisans tezi olarak hazırlayan AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü öğrencisi Rahime Fişne, Osmanlı Devleti'nin her yıl, aksatmadan Kudüs'e para ve çeşitli hediyeler gönderdiğini ve bunun da genel adının surre olduğunu vurguladı. Rahime Fişne, surre defterinde, Osman Devleti dönemdeki Kudüs'e dair ekonomik, sosyal, mimari ve mesleki birçok alanda orijinal bilgiler buldu."

Filistin hakkındaki diğer çalışmanın ise Halilürrahman Vakıfları'na ait olduğunu aktaran Güler, Halilürrahman'ın, Filistindeki mukaddes mekanlardan biri olduğunu ancak Hz. İbrahim'in türbesinin yer aldığı camiye, İsrail polisinin ablukasından geçilerek girildiğini aktardı.

Halilürrahman Camisi'nin ve çevresinin Müslüman mülkü olduğuna dair vakıf defterlerinin çalışmalarda kullanıldığını anlatan Güler, bu vakıf defterlerinin ve Osmanlı arşivindeki vakıf tapu kayıtlarının, mukaddes mekanlar ile Filistin'deki Müslüman mallarına yönelik işgali önlemede önemli olacağını vurguladı.

Bugün haksız bir durumun yaşandığını ve bunun 1918'de Osmanlı Devleti'nin Filistin'den çekilmesiyle başladığına dikkati çeken Güler, Osmanlı Devleti'nin çekilmesinin ardından bölgedeki Müslümanların sonradan doğabilecek sıkıntıları fark edemediğini, İsrail devletinin kurulması ile muhatap bile alınmadıklarına vurgu yaptı.

Özel olarak yapılan iki çalışmanın, Filistin'deki Müslümanların bir çok meselesine çözüm üretmede önemli katkılar sağlayabileceğini dile getiren Güler, bunun için başta Filistin devleti, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Müslüman ülkelerin daha fazla gayret sarf etmeleri gerektiğini kaydetti.

Güler, gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra belge ve dökümanların, uluslararası platformlara taşınmasının zorunluluk oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA