Eğitim-bir-sen’den Mısır Açıklaması
Şanlıurfa Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Mısır’da yaşanan darbeyle ilgili basın açıklaması yaptı.
Konu hakkında açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Temsilcisi İbrahim Çoşkun, şu ifadeleri kullandı:
“Adına ‘Arap Baharı’ denen ve halka, Arap ülkelerine yayılan halk hareketlerinin ardından yakın tarihin simge diktatörleri devrilmiş ve bu değişim tüm bölge halkları tarafından demokrasi zaferi olarak değerlendirilmişti. Mısır’da seçim sonrası halkın önemli bir çoğunluğunun oyunu alarak iktidara gelen Müslüman Kardeşler Üyesi Muhammed Mursi, görev süresinin birinci yılında sosyal medya üzerinden örgütlenen muhaliflerin Tahrir Meydanı’nı doldurmasıyla en sıkıntılı günlerini yaşamaya başladı.
Mursi’nin hükümeti yönetme, ekonomiyi canlandırma, demokratik düzenlemeleri hayata geçirme konularındaki yetersizlikleri bir yıl boyunca Mısır gündemini işgal etti.
Mısır ordusunun Tahrir Meydanı’nı dolduran kalabalıkları bahane ederek verdiği ültimatom Mısır demokrasisiyle ilgili iyi niyeti suya düşürdü. İki buçuk yıl önce baskıcı Mübarek yönetimini devirmek için toplanan ruh ile bu ruh aynı olamaz. Alkışlarıyla bir diktatörü deviren Tahrir bu kez darbeyi alkışlıyor. Türkiye’de yaşayanlar için çok tanıdık olan bu senaryolar, nasıl ki Türkiye’nin ilerlemesinin önündeki en büyük engel olduysa, Mısır için de bu darbe geri döndürülemez hataların, baskı ve işkencelerin kapısını aralamıştır. Esasen darbe Mısırlılara karşı yapılmamıştır. Darbenin asıl muhatabı ‘Müslüman Kardeşler’ olmuştur. Darbe halkın içinden gelen dindar Mursi’yi devirmeye dönüktür. Bunu tüm dünya Müslümanlarının böyle okuması lazım. Demokrasi isteyen insanların demokrasiyi baltalayan darbeleri alkışlamaları dünya siyasi tarihinin tenakuzlar listesinde yerini almıştır. Yıllar sonra Tahrir Meydanı’nda darbeyi alkışlayanların çocukları bu görüntüleri izlediklerinde, demokrasiye verdikleri zarardan dolayı annelerinden ve babalarından utanacaklardır. Hiçbir ülkede seçimle başa gelmiş meşru bir iktidarı silah zoruyla alaşağı etme kabul edilemez. Mısır’daki darbeye özenerek Türkiye için eski günlerin özlemini duyanlar, boşuna ellerini sıvazlamasınlar. Günlerce Gezi Parkı eylemleriyle ülkede kaos yaratmaya çalışanların ipliği bir bir pazara çıkmaya başladı.
Saatlerce eylemleri kendi televizyonlarından yaptıkları canlı yayınlarla dünyaya duyuranların arkalarında kimlerin olduğu tek tek ortaya çıkıyor. Bu ülke insanı, “Her darbeye karşı çıkılmaz. İyi darbe vardır, kötü darbe vardır. Bazıları her darbeye karşı çıkıyor” diyenleri unutmadı.
Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, oylarıyla göreve gelen yönetimi baskıyla, zorbalıkla, silahların gölgesinde indirmeye çalışan her zihniyeti kınıyoruz.”
Kaynak: İHA
“Adına ‘Arap Baharı’ denen ve halka, Arap ülkelerine yayılan halk hareketlerinin ardından yakın tarihin simge diktatörleri devrilmiş ve bu değişim tüm bölge halkları tarafından demokrasi zaferi olarak değerlendirilmişti. Mısır’da seçim sonrası halkın önemli bir çoğunluğunun oyunu alarak iktidara gelen Müslüman Kardeşler Üyesi Muhammed Mursi, görev süresinin birinci yılında sosyal medya üzerinden örgütlenen muhaliflerin Tahrir Meydanı’nı doldurmasıyla en sıkıntılı günlerini yaşamaya başladı.
Mursi’nin hükümeti yönetme, ekonomiyi canlandırma, demokratik düzenlemeleri hayata geçirme konularındaki yetersizlikleri bir yıl boyunca Mısır gündemini işgal etti.
Mısır ordusunun Tahrir Meydanı’nı dolduran kalabalıkları bahane ederek verdiği ültimatom Mısır demokrasisiyle ilgili iyi niyeti suya düşürdü. İki buçuk yıl önce baskıcı Mübarek yönetimini devirmek için toplanan ruh ile bu ruh aynı olamaz. Alkışlarıyla bir diktatörü deviren Tahrir bu kez darbeyi alkışlıyor. Türkiye’de yaşayanlar için çok tanıdık olan bu senaryolar, nasıl ki Türkiye’nin ilerlemesinin önündeki en büyük engel olduysa, Mısır için de bu darbe geri döndürülemez hataların, baskı ve işkencelerin kapısını aralamıştır. Esasen darbe Mısırlılara karşı yapılmamıştır. Darbenin asıl muhatabı ‘Müslüman Kardeşler’ olmuştur. Darbe halkın içinden gelen dindar Mursi’yi devirmeye dönüktür. Bunu tüm dünya Müslümanlarının böyle okuması lazım. Demokrasi isteyen insanların demokrasiyi baltalayan darbeleri alkışlamaları dünya siyasi tarihinin tenakuzlar listesinde yerini almıştır. Yıllar sonra Tahrir Meydanı’nda darbeyi alkışlayanların çocukları bu görüntüleri izlediklerinde, demokrasiye verdikleri zarardan dolayı annelerinden ve babalarından utanacaklardır. Hiçbir ülkede seçimle başa gelmiş meşru bir iktidarı silah zoruyla alaşağı etme kabul edilemez. Mısır’daki darbeye özenerek Türkiye için eski günlerin özlemini duyanlar, boşuna ellerini sıvazlamasınlar. Günlerce Gezi Parkı eylemleriyle ülkede kaos yaratmaya çalışanların ipliği bir bir pazara çıkmaya başladı.
Saatlerce eylemleri kendi televizyonlarından yaptıkları canlı yayınlarla dünyaya duyuranların arkalarında kimlerin olduğu tek tek ortaya çıkıyor. Bu ülke insanı, “Her darbeye karşı çıkılmaz. İyi darbe vardır, kötü darbe vardır. Bazıları her darbeye karşı çıkıyor” diyenleri unutmadı.
Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, oylarıyla göreve gelen yönetimi baskıyla, zorbalıkla, silahların gölgesinde indirmeye çalışan her zihniyeti kınıyoruz.”