Kalpten Ölümler Azaldı
İZMİR - RAMAZAN ERCAN - Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nın yaptığı araştırmada,1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızının 35 yaş üstü erkeklerde yüzde 34, kadınlarda yüzde 28 oranında azaltığının belirlendiği belirtildi.
DEÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belgin Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koroner kalp hastalıklarının Türkiye'de en fazla ölüme neden olan hastalıklardan biri olduğunu bildirdi.
Bütün gelişmiş ülkelerde kalp damar hastalıklarının 1920'lerden 1970'lere kadar arttığını, bu tarihten sonra ise azalmaya başladığını dile getiren Ünal, Türkiye'de de bu rahatsızlığın 1980'li yıllardan 1995'e kadar artış gösterdiğini dile getirdi.
Avrupa Birliği 7. Çerçeve destekli MedCHAMPS Projesi kapsamında yaptıkları araştırmada Türkiye'de koroner kalp hastalıklarına bağlı ölüm hızının 1995'den sonra gelişmiş ülkelerdeki gibi gerilemeye başladığına dikkati çeken Ünal, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin trendi, gelişmiş ülkelerinkine benziyor. Gelişmiş ülkelerde 1970'lerde başlayan azalma bizde 1995'de başlamış görünüyor. Türkiye'de 35 yaş üzeri nüfusta koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızı 1988- 1994 yılları arasında erkeklerde yılda yüzde 3, kadınlarda yılda yüzde 2 artış gösteriyor. 1994'ten sonra ise her iki cinsiyette de azalıyor. 1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızı 35 yaş üstü erkeklerde yüzde 34, kadınlarda yüzde 28 oranında azalmış. Tabi bunun nedenleri var. Sigara içiminin azalması, bilinçlenme, tedaviler ölüm hızını azaltmada önemli etkenler.
Çalışmamızda 1995-2008'e kadar olan dönemde mesela sigara önemli bir risk faktörü. Sigara içme sıklığı azalmış. 1990'larda sigara içme sıklığı erkeklerde yüzde 50, kadınlarda yüzde 10 gibiymiş. 2008'e geldiğimizde bu bayağı düşmüş. Sigara içme sıklığı azalıyor. Ayrıca kan basınçları da başka bir etken. Bunda da yüzde 2'lik bir azalma olmuş. Bu iki faktör özellikle kalp damar hastalıklardan ölüm oranının azalmasının yüzde 30'unu açıklıyor.
Ayrıca tedaviler de ölümlere engel. Kalp krizi sonrasında baypas ameliyatı olup evine giden hastaların ölümünü önleyen tedaviler var. Hastalara verilen tedaviler de ölüm hızını azaltıyor. Bunlar da ölüm oranlarının azalmasının yaklaşık yüzde 51'ini karşılıyor."
-Diyabet ve obezite arttı
Yaptıkları çalışmada kalp hastalıklarından ölüm hızının azalırken toplumda diyabet ve obezite görülme oranlarında artışın yaşandığına vurgu yapan Prof. Dr. Ünal, "Toplumda sigara içme oranı 1995-2008 arasında yüzde 36, ortalama kan basıncı yüzde 2 oranında azalmış. Aynı dönemde obezite ve diyabet sıklığı ise artış göstermiş. Türkiye'de 1997 yılında 25 yaş üstü bireylerde obezite sıklığı erkeklerde yüzde 18, kadınlarda yüzde 33 iken, 2010 yılında obezite sıklıkları erkeklerde yüzde 27'ye, kadınlarda 42'ye yükseldi. Ayrıca karbonhidratlar yönünden zengin olan ürünlerle ve fast food tarzı yiyeceklerle beslenmek de obeziteyi artırtı" diye konuştu.
Ünal, Türkiye'de 1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalıklarındaki gerilemenin ortaya çıkmasında, tüm toplumu içine alan sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması ve tütün kontrolü stratejilerinin birincil koruma olarak uygulanması ile koroner kalp hastalarında kanıta dayalı tıbbi tedavilerin geliştirilmesinin önemli olduğuna işaret etti.
Prof. Dr. Belgin Ünal, proje kapsamında Doç. Dr. Bülent Kılıç ve Prof. Dr. Sibel Kalaça'nın ise kronik hastalıklarla ilgili hekimler, hemşireler, hastalar ve hasta yakınlarıyla görüşerek niteliksel araştırmalar yürüttüğünü kaydetti.
Kaynak: AA
Bütün gelişmiş ülkelerde kalp damar hastalıklarının 1920'lerden 1970'lere kadar arttığını, bu tarihten sonra ise azalmaya başladığını dile getiren Ünal, Türkiye'de de bu rahatsızlığın 1980'li yıllardan 1995'e kadar artış gösterdiğini dile getirdi.
Avrupa Birliği 7. Çerçeve destekli MedCHAMPS Projesi kapsamında yaptıkları araştırmada Türkiye'de koroner kalp hastalıklarına bağlı ölüm hızının 1995'den sonra gelişmiş ülkelerdeki gibi gerilemeye başladığına dikkati çeken Ünal, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin trendi, gelişmiş ülkelerinkine benziyor. Gelişmiş ülkelerde 1970'lerde başlayan azalma bizde 1995'de başlamış görünüyor. Türkiye'de 35 yaş üzeri nüfusta koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızı 1988- 1994 yılları arasında erkeklerde yılda yüzde 3, kadınlarda yılda yüzde 2 artış gösteriyor. 1994'ten sonra ise her iki cinsiyette de azalıyor. 1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızı 35 yaş üstü erkeklerde yüzde 34, kadınlarda yüzde 28 oranında azalmış. Tabi bunun nedenleri var. Sigara içiminin azalması, bilinçlenme, tedaviler ölüm hızını azaltmada önemli etkenler.
Çalışmamızda 1995-2008'e kadar olan dönemde mesela sigara önemli bir risk faktörü. Sigara içme sıklığı azalmış. 1990'larda sigara içme sıklığı erkeklerde yüzde 50, kadınlarda yüzde 10 gibiymiş. 2008'e geldiğimizde bu bayağı düşmüş. Sigara içme sıklığı azalıyor. Ayrıca kan basınçları da başka bir etken. Bunda da yüzde 2'lik bir azalma olmuş. Bu iki faktör özellikle kalp damar hastalıklardan ölüm oranının azalmasının yüzde 30'unu açıklıyor.
Ayrıca tedaviler de ölümlere engel. Kalp krizi sonrasında baypas ameliyatı olup evine giden hastaların ölümünü önleyen tedaviler var. Hastalara verilen tedaviler de ölüm hızını azaltıyor. Bunlar da ölüm oranlarının azalmasının yaklaşık yüzde 51'ini karşılıyor."
-Diyabet ve obezite arttı
Yaptıkları çalışmada kalp hastalıklarından ölüm hızının azalırken toplumda diyabet ve obezite görülme oranlarında artışın yaşandığına vurgu yapan Prof. Dr. Ünal, "Toplumda sigara içme oranı 1995-2008 arasında yüzde 36, ortalama kan basıncı yüzde 2 oranında azalmış. Aynı dönemde obezite ve diyabet sıklığı ise artış göstermiş. Türkiye'de 1997 yılında 25 yaş üstü bireylerde obezite sıklığı erkeklerde yüzde 18, kadınlarda yüzde 33 iken, 2010 yılında obezite sıklıkları erkeklerde yüzde 27'ye, kadınlarda 42'ye yükseldi. Ayrıca karbonhidratlar yönünden zengin olan ürünlerle ve fast food tarzı yiyeceklerle beslenmek de obeziteyi artırtı" diye konuştu.
Ünal, Türkiye'de 1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalıklarındaki gerilemenin ortaya çıkmasında, tüm toplumu içine alan sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması ve tütün kontrolü stratejilerinin birincil koruma olarak uygulanması ile koroner kalp hastalarında kanıta dayalı tıbbi tedavilerin geliştirilmesinin önemli olduğuna işaret etti.
Prof. Dr. Belgin Ünal, proje kapsamında Doç. Dr. Bülent Kılıç ve Prof. Dr. Sibel Kalaça'nın ise kronik hastalıklarla ilgili hekimler, hemşireler, hastalar ve hasta yakınlarıyla görüşerek niteliksel araştırmalar yürüttüğünü kaydetti.