Osmanlı’nın Baklava Alayı Beylikdüzü’nde Canlandı
Beylikdüzü Belediyesi, ‘Ramazan Kasabası'nda, Osmanlı medeniyetinde önemli bir yeri olan Baklava Alayı'nı canlandırdı.
Osmanlı geleneğini sürdürmek için Matbah-ı Amire binasında yapılan baklavalar, yeniçeriler tarafından iftar sofralarındaki vatandaşlara ikram edildi.
Osmanlı'nın önemli kültürel unsurlarından Baklava Alayı, Beylikdüzü Belediyesi Ramazan Kasabası'nda yeniden hayat buldu. “Ramazan Beylikdüzü’nde Yaşanır” sloganıyla kasabada hayata geçirilen etkinlikte Osmanlı Medeniyeti’nde ayrı bir yere sahip olan “Baklava Alayı” sahnelendi.
Baklava Alayı, Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii’nin önünde Mehteran Bölüğü ve yeniçerilerin yürüyüşü ile başladı.
Yürüyüş gerçekleşirken Osmanlı’nın saray mutfağı olan Matbah-ı Amire binasında yapılan baklavalar hazırlandı. Hazırlanan baklavaları teslim almak için ise Yeniçeri Birliği, mehter takımıyla birlikte Matbah-ı Amire binasına geldi. Birlik, bohçalanmış baklavaları oklavalara geçirerek mehter takımıyla birlikte ramazan etkinlik alanına getirdi. Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte baklavalar, 3 bin 500 kişilik sokak iftarındaki masalara konulup yeniçeriler tarafından vatandaşlara servis edildi.
BAŞKAN UZUN: “HERŞEY BAKLAVA TADINDA OLSUN”
Geçmişi ile bağlarını koparmış bir toplumun geleceğini şekillendirmesinin mümkün olmadığını belirten Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Osmanlı geleneğini
yaşatmak için Baklava Alayı’nı Beylikdüzü’nde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Osmanlı Padişahlarının Yeniçeri Birliği için Baklava Alayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Başkan Uzun, “Baklavanın aslında Türk geleneğinde nedenli önemli olduğunu herhalde burada görmüş oluyoruz. Bu yüzden askere ikramı anlamında olan bir merasimdir. Bugünde 3 bin 500 kişilik iftar sofralarında olan misafirlerimize ikram edeceğiz. Her şey baklava tadında olsun. Geçmişten bu günümüze kadar kalan bütün geleneklerimizi göreneklerimizi yaşatmamız gerektiğini belirtmem gerekiyor. Baklava Alayımız hayırlı olsun diyorum” dedi.
Öte yandan oruçlarını baklavalarla açan binlerce vatandaş, baklava alayı geleneğinin her sene yapılmasını istedi.
BAKLAVA ALAYLARI NEDİR?
17. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Baklava Alayı geleneği, baklavanın Osmanlı Saray Mutfağı'nda ve devlet geleneklerinde ne denli öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Kanunî Sultan Süleyman döneminde, sefere çıkan askere yahni, pilav ve zerde ikram edilirdi. Zamanla sefere pek çıkılmamasından dolayı, bu âdet terkedildi. Ama, bunun
yerini, padişahın askere bir iltifatı olarak, üç ayda bir ulûfe dağıtılırken, ziyafet verilmesi ve Ramazan ayının on beşinde de baklava ikramı aldı. Ramazan ayının on beşinde, padişah, halife sıfatı ile, hırka-i şerifi ziyaret ettikten sonra, İstanbul'da ki yeniçeri ve diğer asker ocaklarına, her on nefere bir sini düşecek şekilde saray baklavası giderdi. Baklavaların asker tarafından teslim alınışı ve kışlalara götürülüşü, gösterişli bir tören şeklinde olurdu. Hazırlanan baklava sinileri, bir çeşit peştamal olan futalara sarılmış olarak Saray mutfaklarının önüne dizilir; baklavaları teslim alacak askerler de bu sinilerin karşısında hizaya girerlerdi. Önce Silâhdar Ağa, bir numaralı yeniçeri olan padişah adına ilk iki siniyi alır; diğer sinileri de, ikişer nefer, futaların düğüm yerlerinden yeşil boyalı sırıklar geçirerek omuzlarlardı. Her bölüğün âmirleri önde, baklava sinilerini taşıyanlar arkada, açılan kapılardan dışarı çıkarak kortej halinde kışlalara doğru yürüyüşe geçerlerdi. Bu geçit resmine “Baklava Alayı” denirdi. İstanbul halkı, baklava alayını seyretmek için sokaklara dökülür, padişaha ve askere sevgi gösterilerinde bulunurdu. Geçmişte bir sembol haline gelen bu gelenek, Yeniçeri Ocağı ile birlikte tarihe karıştı. En son baklava alayı, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından yaklaşık iki ay önce, hicrî 15 Ramazan 1241 (milâdî 21 Nisan 1826) tarihinde yapılmıştı.
Kaynak: İHA
Osmanlı'nın önemli kültürel unsurlarından Baklava Alayı, Beylikdüzü Belediyesi Ramazan Kasabası'nda yeniden hayat buldu. “Ramazan Beylikdüzü’nde Yaşanır” sloganıyla kasabada hayata geçirilen etkinlikte Osmanlı Medeniyeti’nde ayrı bir yere sahip olan “Baklava Alayı” sahnelendi.
Baklava Alayı, Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camii’nin önünde Mehteran Bölüğü ve yeniçerilerin yürüyüşü ile başladı.
Yürüyüş gerçekleşirken Osmanlı’nın saray mutfağı olan Matbah-ı Amire binasında yapılan baklavalar hazırlandı. Hazırlanan baklavaları teslim almak için ise Yeniçeri Birliği, mehter takımıyla birlikte Matbah-ı Amire binasına geldi. Birlik, bohçalanmış baklavaları oklavalara geçirerek mehter takımıyla birlikte ramazan etkinlik alanına getirdi. Yüzlerce kişinin katıldığı etkinlikte baklavalar, 3 bin 500 kişilik sokak iftarındaki masalara konulup yeniçeriler tarafından vatandaşlara servis edildi.
BAŞKAN UZUN: “HERŞEY BAKLAVA TADINDA OLSUN”
Geçmişi ile bağlarını koparmış bir toplumun geleceğini şekillendirmesinin mümkün olmadığını belirten Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, Osmanlı geleneğini
yaşatmak için Baklava Alayı’nı Beylikdüzü’nde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Osmanlı Padişahlarının Yeniçeri Birliği için Baklava Alayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Başkan Uzun, “Baklavanın aslında Türk geleneğinde nedenli önemli olduğunu herhalde burada görmüş oluyoruz. Bu yüzden askere ikramı anlamında olan bir merasimdir. Bugünde 3 bin 500 kişilik iftar sofralarında olan misafirlerimize ikram edeceğiz. Her şey baklava tadında olsun. Geçmişten bu günümüze kadar kalan bütün geleneklerimizi göreneklerimizi yaşatmamız gerektiğini belirtmem gerekiyor. Baklava Alayımız hayırlı olsun diyorum” dedi.
Öte yandan oruçlarını baklavalarla açan binlerce vatandaş, baklava alayı geleneğinin her sene yapılmasını istedi.
BAKLAVA ALAYLARI NEDİR?
17. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Baklava Alayı geleneği, baklavanın Osmanlı Saray Mutfağı'nda ve devlet geleneklerinde ne denli öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Kanunî Sultan Süleyman döneminde, sefere çıkan askere yahni, pilav ve zerde ikram edilirdi. Zamanla sefere pek çıkılmamasından dolayı, bu âdet terkedildi. Ama, bunun
yerini, padişahın askere bir iltifatı olarak, üç ayda bir ulûfe dağıtılırken, ziyafet verilmesi ve Ramazan ayının on beşinde de baklava ikramı aldı. Ramazan ayının on beşinde, padişah, halife sıfatı ile, hırka-i şerifi ziyaret ettikten sonra, İstanbul'da ki yeniçeri ve diğer asker ocaklarına, her on nefere bir sini düşecek şekilde saray baklavası giderdi. Baklavaların asker tarafından teslim alınışı ve kışlalara götürülüşü, gösterişli bir tören şeklinde olurdu. Hazırlanan baklava sinileri, bir çeşit peştamal olan futalara sarılmış olarak Saray mutfaklarının önüne dizilir; baklavaları teslim alacak askerler de bu sinilerin karşısında hizaya girerlerdi. Önce Silâhdar Ağa, bir numaralı yeniçeri olan padişah adına ilk iki siniyi alır; diğer sinileri de, ikişer nefer, futaların düğüm yerlerinden yeşil boyalı sırıklar geçirerek omuzlarlardı. Her bölüğün âmirleri önde, baklava sinilerini taşıyanlar arkada, açılan kapılardan dışarı çıkarak kortej halinde kışlalara doğru yürüyüşe geçerlerdi. Bu geçit resmine “Baklava Alayı” denirdi. İstanbul halkı, baklava alayını seyretmek için sokaklara dökülür, padişaha ve askere sevgi gösterilerinde bulunurdu. Geçmişte bir sembol haline gelen bu gelenek, Yeniçeri Ocağı ile birlikte tarihe karıştı. En son baklava alayı, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından yaklaşık iki ay önce, hicrî 15 Ramazan 1241 (milâdî 21 Nisan 1826) tarihinde yapılmıştı.